Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8447 E. 2023/2135 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8447
KARAR NO : 2023/2135
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 22.01.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama kapsamında araçlarına ve taşınmaz mallarına el konulduğunu, yapılan yargılama neticesinde beraat ettiğini, davacının elkoyma nedeniyle uğramış olduğu zararlardan dolayı 717.261,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın elkoyma tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 17.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının maddi ve manevi tazminat talebi yasaya aykırı olduğundan davanın reddi gerektiğini, davanın süre, yetki ve mükerrerlik yönünden araştırılması gerektiğini, davacının zararını ispat etmediğini ve talep edilen miktarın fahiş olduğunu beyan etmiştir.

3. İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2018/196 Esas, 2018/512 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 27.03.2019 tarihli ve 2019/345 Esas, 2019/958 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine davanın yasal süre içerisinde açılıp açılmadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.

5. İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.06.2019 tarihli ve 2019/295 Esas, 2019/289 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 25.12.2019 tarihli ve 2019/3810 Esas, 2019/4842 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

7.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 10.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davanın süresinde olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Davacıya ait araçlara Bandırma Sulh Ceza Mahkemesinin 04/11/2009 tarih ve 2009/485 değişik iş sayılı kararıyla el konulduğu,

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/33 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davacı hakkında beraat kararı verildiği ve bu kararın 13/08/2013 tarihinde kesinleştiği,

Davacının el konulan araçları üzerindeki tedbirin 04/10/2017 tarihinde kaldırılmasına karar verildiği,
Mahkememizce dava açılması yönündeki sürenin araçlar üzerindeki tedbirin kaldırılması tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve bu nedenle davanın yasal süre içerisinde açıldığı gerekçesi ile bilirkişi raporu ile hesaplanan maddi zararın tahsiline karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 27/03/2019 tarihli kararında ise kararın kesinleştiği 13/08/2013 tarihinden itibaren CMK’nın 141 ve 142 maddelerde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açılmış olduğu yönünde görüş bildirilerek mahkememiz kararının bozulduğu, bu nedenle kararın 13/08/2013 tarihinde kesinleştiği ve davanın açılmış olduğu 22/01/2018 tarihine kadar CMK nun 141 ve 142 maddelerinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/33 Esas – 2013/167 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıya ait taşınır ve taşınmaz mallara suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu kapsamında elde edildiği gerekçesi ile 04.11.2009 tarihinde el konulduğu, yapılan yargılama sonunda davacının beraatine ve elkonulan malların iadesine karar verildiği, hükmün 13.08.2013 tarihinde kesinleştiği, elkoyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun uyarınca yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı anlaşılmıştır.

2. Hüküm duruşmasında hazır bulunduğu anlaşılan Cumhuriyet savcısının isim ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.

3. Davacı hakkında 01.08.2013 tarihinde verilen hükmün 13.08.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca 1 yıllık süre geçtikten sonra 22.01.2018 tarihinde dava açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davacı vekilinin davanın süresinde olduğuna ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 25.12.2019 tarihli ve 2019/3810 Esas, 2019/4842 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.