Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8440 E. 2023/2178 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8440
KARAR NO : 2023/2178
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi ile

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen 25.02.2020 tarihli asıl kararın sanık … müdafii ve katılanlar vekili tarafından, 11.09.2020 tarihli ve 2020/335 Esas, 2020/630 Karar sayılı ek kararın ise katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ek kararın ve asıl kararın temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden katılanlar vekilin ek kararı, sanık … müdafiinin ise asıl kararı temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A-Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 Tarih ve 2013/83 Esas, 2016/576 Karar Sayılı Kararı ile;
1.Sanıklar …, … ve … hakkında, taksirle öldürme suçundan suçundan 5271 sayılı Kanun’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı BERAATLERİNE,

2.Sanık … Çöka hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 182.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

3. Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 60.800,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

4. Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 30.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

5.Sanık İlyas Aydemir hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,

6. Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 36.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

Karar Verilmiştir.

B- Hukuki Sürecin A bendindeki yerel mahkeme hükmünün Katılanlar Vekilleri ve Sanık Müdafiileri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 12/06/2017 Tarihli ve 2017/974 Esas, 2017/1081 Karar Sayılı Kararı ile;
1.Sanık İlyas Aydemir hakkındaki İstinaf Başvurusunun temyiz yolu açık olmak üzere Esastan Reddine,

2. Sanıklar …, …, … haklarında taksirle öldürme suçundan verilen Beraat Hükümlerine Karşı yapılan istinaf başvurusunun sanıklar … ve … hakkında verilen beraat kararının gerekçesinin kararda yer almadığı, sanık … hakkında verilen beraat kararının da, dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı, bu şekilde dosya kapsamı ile uyumlu olmayan yetersiz ve eksik gerekçe ile sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi suretiyle, CMK’nın 289/1-g maddesine aykırı hareket edildiği sonucuna ulaşıldığından, katılanlar vekillerinin istinaf itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin Bozulmasına,

3. Sanıklar …, …, …, … haklarında taksirle öldürme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine karşı yapılan istinaf başvurusunun, hürriyeti bağlayıcı cezanın hangi gerekçe ile paraya çevrildiğinin basma kalıp ifadelerle geçiştirilerek kararda gösterildiği gibi, sanık İlyas’ın hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya çevrilmeme gerekçesininde aynı gerekçe yazılmak suretiyle çelişki yaratıldığı, buna göre dosya kapsamıyla uyumlu olmayan eksik gerekçe ile karar verilmek suretiyle, CMK’nın 289/1-g maddesine aykırı hareket edildiği sonucuna ulaşıldığından, katılanlar vekillerinin istinaf itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin Bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesinin Bozma Kararı Üzerine, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.2018 Tarih ve 2017/394 Esas 2018/479 Karar sayılı Kararı ile,
1.Sanıklar … ve … hakkında, taksirle öldürme suçundan suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 60.800,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına,

2.Sanıklar … ve … hakkında, taksirle öldürme suçundan suçundan 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 45.600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına,

3.Sanık … hakkında, taksirle öldürme suçundan suçundan 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 30.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

4.Sanık … hakkında, taksirle öldürme suçundan suçundan 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 54.750,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

5.Sanık … hakkında, taksirle öldürme suçundan suçundan 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,

Karar verilmiştir.

D.Yerel Mahkemenin Bozma İlamına Uyarak Verdiği İkinci Hükmün, Sanık Müdafiileri ve Katılanlar Vekilleri tarafından İstinaf edilmesi Üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 25.02.2020 Tarihli ve 2020/335 Esas, 2020/630 Karar Sayılı Kararıyla;
1.Sanıklar …, …, …, …, …, … hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarına yönelik sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE KESİN OLMAK ÜZERE karar verilmiştir.
2.Sanık … Çoka hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararına yönelik sanık … Çoka müdafiinin istinaf başvurusunun ise 5271 sayılı Kanun’un 286 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, TEMYİZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir

E. Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen 25.02.2020 tarihli asıl kararına karşı Katılanlar Vekili, yalnızca yukarıda (D-1) bendindeki Kesin nitelikteki hükme karşı temyiz talebinde bulunduğu, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.09.2020 Tarihli EK KARARI İLE;
1.Katılanlar …, …, … vekilinin sanıklar …, …, …, …, …, … hakkındaki hükümlere yönelik “Temyiz Taleplerinin Reddine” karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.11.2021 tarihli tebliğname ile katılanlar vekilinin ek karara yönelik temyiz istemi ile sanık … müdafiinin temyiz talebinin Esastan Reddi görüşü ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri;
Sanıklar …, …, … hakkında İlk Derece Mahkemesinin Beraat Kararı verdiğine, bu hükmün kesin değil temyiz edilebilir nitelikte olduğuna, diğer sanıklar …, … ve …’ın asli kusurlu olduğuna, verilen cezaların az olduğuna,

İlişkindir.

B.Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri;
1.Keşif yapılmadan, Eti Bakır A.Ş. tarafından teslim edilen yer, temin edilen ve kullanılan çelik malzemelerin ayıplı ve kusurlu olmasının kazaya etkisi araştırılmadan, kazanın hangi sebeple meydana geldiği bilim ve tekniğe uygun bir şekilde ortaya konmadan, eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğuna,

2.Amonyak tankı imalatı ve montajı sözleşmesinin anahtar teslim sözleşme kabul edilerek sanığa kusur atfedilmesinin hatalı olduğuna,

3.Mahkemece, sanığın sözleşme hükmüne aykırı davranarak işi sanık İlyas Aydemir’e teslim ettiği gerekçesi ve sahada ehil eleman bulundurmadığı gerekçesi ile kusur atfedilmesinin hatalı olduğuna,
4. Sanık hakkında verilen hapis cezasının, uzun süreli de olsa adli para cezasına çevrilebileceğinden, hapiste bırakılmasının hukuka aykırı olduğuna,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1.Samsun ilinde faaliyet gösteren Eti Bakır Anonim Şirketi sahasında yapılmakta olan gübre tesisine ait yapımı devam eden 22.000 metreküplük silindirik amonyak tankının kapağının 3 ana parçadan (donam, asma tavan ve kubbe) oluştuğu, donam ve asma tavanın tamamlanmasından sonra kubbe kısmının (bombenin) yapımı yerde devam ederken olay tarihinde saat 13:00-13:30 sıralarında göçmesi üzerine kubbenin içerisinde çalışan Tekgur Makine firması işçilerinden 7 işçinin öldüğü, sanıklardan şikayetçi olan 5 işçinin de yaralandığı olayda; Dosya kapsamında pek çok mağdur işçiyle kaza anında orada çalışan tanık işçiler dinlenmiş, işçilerin genel gözlemi doğrultusunda, kazanın montaj yapılan yerde kaynak işlemi yapıldığı esnada çatının çökmesi şeklinde gerçekleştiği yönünde olup, dinlenen tanık ve mağdur işçilerin bir kısmı zeminden kaynaklı çökme olduğunu söylemiş, kaynak işi yapan işçilerin bir kısmı da kaynak yapımı esnasında çatıyı yerden yüksekte tutan ayakların kaynağın daha iyi yapılabilmesi için azaltıldığını, bu nedenle ayakların yükü taşıyamadığını söylemiştir.

2.Yargılamanın başından beri alınan bütün bilirkişi raporlarında bu kazanın nedenleri araştırılmış, bilirkişi raporlarında söz konusu imalat aşamasında yeterli miktarda payanda ve destek parçasının bulunmadığı, kaza esnasında geçici bağlantı parçalarının çoğunun kaynak yerlerinden ayrılmış olduğu, bunun da usulüne uygun kaynak yapılmadığı anlamına geldiği, işin tehlikesi ve önemi yeterince dikkate alınmamakla birlikte yine işçi beyanlarından anlaşıldığı üzere işin yetiştirilmesi için yeterli güvenlik önlemi alınmadan hızlı bir şekilde çalışıldığı, söz konusu kazada uygun olmayan zeminde montaja başlanılmasının, kullanılan malzemelerin kalitesinin, uygun montaj yapılmamasının, destek mesnetlerinin vakitsiz çekilmesinin kazaya sebebiyet vermiş olabileceği, hızlı bir şekilde işin tamamlanması amaçlanmakla işverenler tarafından sahada gerekli olan tedbirlerin alınmadığı, bunun da kazaya etken olduğu şeklinde tespitler yapılmıştır.
3.Sosyal Güvenlik Kurumu Teftiş Kurulu raporunda, özetle: sıvı amonyak tankının zemin sağlamlaştırma, zemin betonu yapılması ve amonyak tankı montajı işlerinin ayrı ayrı firmalar tarafından yapıldığı, olayın amonyak tankının kapak bombesinin yapımı sırasında meydana geldiği, amonyak tankının hacminin 22.000 m3 olduğu, önce tankın yapımının bitirildiği, ayrı bir zeminde tank kapağı yapımına başlanıldığı, tank kapağının 3 ana parçadan oluştuğu, bu kısımlar donam, asma tavan ve kubbe (bombe) olup, bombenin çapı 32 metre, yüksekliğinin 5612 metre ve 52 dilimden oluştuğu, tank kapağının kaza olmasa idi 25.11.2012 tarihinde, yani olaydan 3 gün sonra silindir tank üzerine konulmasının kararlaştırıldığı, bu nedenle tanık işçilerin ifadesine göre akşam saat 21:00’e kadar fazla mesai yaptırılarak çalıştırıldıkları, 48 tane kaynak ve montaj işçisinin kubbenin altında ve üstünde çalıştığı, işçilere iş güvenliği eğitimi verilmediği, yapılan işin ağır ve tehlikeli işlerden olduğu hususları tespit edilmiştir.

4.Konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen, denetime ve hüküm kurmaya elverişli 25/01/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınmış, bu raporda sonuç itibariyle asıl işveren ETİ BAKIR A.Ş. Firmasında, taşeron olarak faaliyet gösteren ÇEL-KON Endüstriyel Tesis San. Ve Tic. Ltd. Şti. firmasının ASLİ KUSURLU olduğu, bu firmadan işin anahtar teslim alan TEKGÜR makina Mekanik Kons. İmlt. Montaj Taahhüt İşleri firması sahibi İlyas Aydemir’in ASLİ KUSURLU olduğu, bu firma ile sözleşme yapılarak burada işçi çalıştıran BOZKIR KARDEŞLER Ltd. Şti. firmasının tali kusurlu olduğu, asıl işveren Eti Bakır A.Ş. firmasının tali kusurlu olduğu, Eti Bakır A.Ş. firması tarafından montaj işini denetim ve raporlamakla görevli BUREAU-VERİTAS Ltd. Şti.’nin tali kusurlu olduğu ölen ve yaralanan işçilerin olayda kusurlarının olmadığı belirtilmiş, sözkonusu bilirkişi raporu doğrultusunda sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Katılanlar vekili 10.06.2020 havale tarihli temyiz dilekçesinde, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 2020/335 E. 2020/630 K. sayılı 25.02.2020 tarihli “İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine” ilişkin asıl kararının temyiz incelemesi sonucu bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi 11.09.2020 tarihli Ek kararı ile sanık … dışındaki altı sanık hakkında, katılanlar vekilinin temyiz talebinin, Hukuki Sürecin (E) bendinin birinci fıkrası gereğince, temyiz edilemeyecek hükümlerden (kesin) olması nedeni ile temyiz talebinin reddine karar vermiş, katılanlar vekili bu sefer de 15.09.2020 havale tarihli temyiz dilekçesinde; ek kararın bozulması talebinde bulunmuştur.

Katılanlar vekilinin asıl karara yönelik 10.06.2020 tarihli temyiz dilekçesi incelendiğinde, dilekçenin başlık kısmında tüm sanıkların (sekiz sanığın) isminin yer aldığı, temyize konu hükmün ise 25.02.2020 tarihli Bölge Adliye Mahkemesinin İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi kararını temyiz ettiklerini beyan etmiş, ancak;

Temyiz dilekçesinin içeriği incelendiğinde, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2016 tarih ve 2013/83 esas, 2016/576 karar sayılı ilk hükmünde (Hukuki sürecin 1-B bendinde anlatılan) üç sanık hakkında verilen beraat kararı ile diğer üç sanık hakkında verilen adli para cezalarını temyize konu etmiş, sanık … hakkındaki 8 yıl 4 ay hapis cezasını temyiz etmediği görülmüştür.

Açıklanan nedenlerle, katılanlar vekilinin temyiz talebinin sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik olmadığı anlaşılarak yapılan incelemede;

1- A.Sanıklar …, …, …, …, …, … Hakkında Taksirle Öldürme Suçundan Verilen Mahkumiyet Kararlarına Yönelik Katılanlar Vekilinin Temyiz Nedenleri Yönünden;
Taksirle öldürme suçundan sanıklar hakkında verile adli para cezasına ilişkin hükümlerin katılanlar vekili tarafından temyiz istemi, cezanın türü ve miktarı ile temyizin niteliği karşısında; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyiz incelemesine tabi olmadığına” ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, katılanlar vekilinin sanıklar hakkında verilen adli para cezaları ile mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz isteminin, hükmün 5271 sayılı Kanun’un 286 ıncı maddesi gereğince kesin kararlardan olduğu gerekçesiyle reddine ilişkin, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesinin 11.09.2020 tarihli EK KARARINDA herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olup, katılanlar vekilinin temyiz istemleri yönünden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B.Sanık … Çoka Hakkında Taksirle Öldürme Suçundan Verilen Mahkumiyet Kararına Yönelik, Sanık Müdafiinin Temyiz Nedenleri Yönünden;
1.Katılanlar vekilinin temyiz dilekçesinin içeriği incelendiğinde, sanık … hakkındaki hükmü temyiz etmediği, aleyhe temyizin olmadığı görülmüştür.
1.Olay tarihinde, saat 13:30 sıralarında, kesik küre şeklindeki yaklaşık 200 tonluk amonyak depolama tankının çatısının, zeminde yapımı sırasında çatının çökmesi neticesinde 7 işçinin öldüğü, şikayetçi olan 5 işçinin ise yaralandığı olayda; tankın çatısının yapıldığı sahanın Eti Bakır A. Ş.ne ait olduğu, çatının yapıldığı zemine ilişkin Zemin Etüdünün bulunmadığı, çatının üzerinde 52 dilimden oluşan saclar ve 151 adet askı çubuklarının bulunduğu, Hatch adlı Kanada firmasından gelen ana projeye göre, malzemelerin asıl işveren Eti Bakır işletmesi tarafından temin edildiği, Çel-Kon şirketinin İzmit’teki fabrikasından sacların kesilerek Samsun’daki sahaya getirildiği, ana projenin detaylandırılmasının ve uygulanmasının, imalat projesinin Çel- Kon şirketine ait olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
2.Temyiz dışı sanık …’in Eti Bakır işletmesinin Samsun işletme müdürü, temyiz dışı sanık sanık …’ın ise aynı şirketin mali ve idari işler müdürü, temyiz dışı sanık sanık … (makina mühendisi)’in Eti Bakır Samsun amonyum sülfat tesisi yatırım müdürü, temyiz dışı sanık …’in kimya mühendisi olup sanık …’in yardımcısı olarak çalıştığı,
Samsun İşletmesi Yerleşkesinde, Eti Bakır Anonim Şirketine ait, Gübre İmal Tesisinde 22 bin metreküp kapasiteli sıvı amanyok depolama tankının kapağının yapımı ve montaj işinin 26/01/2012 tarihli taşeron sözleşmesi ile Eti Bakır A.Ş (işveren) tarafından, ÇEL-KON Endüstriyel San ve Tic.Ltd.Şti’ne (taşeron) verildiği, sanık … Çoka’nın da taşeron şirket Çel-Kon şirketinin imza yetkili genel müdürü olduğu, sözleşmenin bitim tarihinin ise 31.12.2012 olduğu, yüklenici Çel-Kon Endüstriyel San ve Tic.Ltd.Şti.nin, montaj ve kaynak işini temyiz dışı sanık İlyas Aydemir’in yetkilisi ve ortağı olduğu TEK-GÜR Makine Mekanik Montaj Taahhüt İşleri şirketine verdiği, bu şirket ile 04.05.2012 tarihinde Uzman Ekip Montaj Sözleşmesi yapıldığı, işin süresinin 90 gün olarak belirlendiği, yine Tekgür şirketinin sahibi İlyas Aydemir ile BOZKIR KARDEŞLER Ltd.Şti. yetkilisi sanık … arasında da 11.05.2012 tarihinde Uzman Ekip Sözleşmesi yapılarak işçi temin edildiği ölen işçilerin temyiz dışı sanık İlyas Aydemir’in işçileri olduğu anlaşılmıştır.
Eti Bakır A.Ş.nin temyiz dışı sanık çalışanlarının (…, …, … ve …’in) çalışma sahası içinde bil fiil bulundukları, sözleşme gereği, çelik malzemenin Eti Bakır A.Ş. tarafından temin edileceği, sözleşmenin 8. maddesine göre yüklenicinin iş başında en az 5 yıllık tecrübesi olan bir teknik elemanı işin bitimine kadar olan süre boyunca, şantiye şefi olarak bulunduracağı, 9.maddesine göre alt yüklenici tarafından yapılacak her türlü işin sorumluluğunun yükleniciye ait olduğuna, 10.maddesine göre “İşveren yüklenici tarafından yapılan işlerin kurallarına ve projesine uygunluğunu kontrol edecektir” hükmünün yer aldığı, sözleşmenin 11.maddesinde ise “iş güvenliği ile ilgili tedbirlerin yüklenici tarafından alınacağı” hükmüne yer verildiği görülmüştür.
3.Ölenlerin mirasçıları tarafından ayrı ayrı değişik İş Mahkemelerinde, kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunan 4 ayrı şirkete (Eti Bakır A.Ş, Çel-Kon şirkete, Tekgür şirketi ile Bozkır Kardeşler şirketine) karşı açılan maddi ve manevi tazminat davalarında alınan bilirkişi heyet raporları iş bu ceza davası dosyasına sunulmuş ve tüm raporlarda özetle, yüklenici Çel-Kon şirketinin işi alt yükleniciye vermesine rağmen, yapılan işten dolayı asıl işveren Eti Bakır şirketine karşı, taşeronluk sözleşmesi gereği sorumlu olduğu, iş sahasında sürekli olarak, işin denetimini ve gözetimini yapabilecek fenni yeterliliğe sahip teknik eleman bulundurması gerektiği halde bulundurmadığı, kubbenin ağırlığını dikkate alarak montajı sırasında yeterli sağlamlıkta bir zemin oluşturmadığı, bu hususlarda asıl işvereni uyarmadığı, işin 25.11.2012 tarihine kadar bitecek olması nedeni ile asıl işverenin de baskısı ile işçileri fazla mesai yaptırılarak çalıştırıldığı, işçilere iş sağlığı ve güvenliği eğitim verilmediği gerekçeleri ile kusurlu bulunduğu görülmüştür.
4.Mahkemenin hükme esas aldığı 25.01.2016 tarihli, inşaat yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi öğretim üyesinden oluşan Bilirkişi Heyet Raporunda özetle ” …tankın kesik küre şeklindeki tavan konstrüksiyonunu destekleyen payandaların eğilerek, zemine doğru çökmesi sonucu olayın meydana geldiği, bu denli ağır bir çelik konstrüksiyonun imalatı sırasında kullanılacak olan payandaların (desteklerin) yükleri güvenli bir şekilde taşıyıp taşımayacağına ilişkin mühendislik hesaplarının yapılmadığı, zemin etüdüne rastlanılmadığı, olayın dışarıdan bir kuvvetin etkisi ile değil, tamamen çelik konstrüksiyonun kendi zati ağırlığından zemine çökmesi ile meydana geldiği anlaşılmıştır. Asıl İşveren Eti Bakır Anonim Şirketinden işi alan yüklenici Çel-Kon şirketinin işe başlamadan önce, montaj işinin yapılacağı zeminin etüdünü yaptırması gerektirdiğinden, zemin desteklenmeden, gerekli emniyet tedbirleri almadan, risk analizi yaptırmadan ve teknik eleman bulundurmadan işe başlamaları nedeni ile yüklenici Çel-Kon şirketinin ASLİ KUSURLU olduğu yönünde görüş verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu ile dosya içinde yer alan tüm bilirkişi heyet raporlarında, yüklenici Çel-Kon şirketinin asli kusurlu olduğu, raporların oluşa ve tüm dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin sanığın asli kusurlu olmadığına. asıl işveren Eti Bakır A.Ş yetkililerinin montaja uygun zemin teslim etmemesi nedeni ile asli kusurlu olduğuna ilişkin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Yerel Mahkemece sanık hakkında, “Sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı ve suçun işleniş özellikleri gözönünde bulundurularak sanık hakkında takdiren TCK’nın 50/4.maddesi yollaması ile TCK’nın 50/1-a maddesinin uygulanmasına yer olmadığına “şeklinde takdiren paraya çevirme hükümlerin uygulanmamasına karar verildiği görülmekle, hükümde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmamıştır.
ANCAK;
Amonyak tankının kubbe imalatı yapılırken kubbeyi askıda tutan desteklerin yetersiz olması, kubbe altında kaynak iskelesine engel olan direklerin çoğunun kesilmesi, (kubbe altındaki 59 adet değişik ölçülerdeki (4.70,4.90,3.40,2,70 m boyutlarındaki 12 cm’lik U demirinden yapılmış direklerin kaynak işi tamamlanmadan çıkarılması ve kubbenin donam üzerinden kaymasına önleyen bayrak tabir edilen inşaat demirinden yapılmış 45 adet desteğin, kubbenin fazla gelen saclarının kesilmesi), desteklerin alınması sonucu kubbede göçme, bayrakların kesilmesi sonucu da kaymanın olduğu, sacların fazla kısımları ile punto kaynakların da kesilmesi sonucu kubbenin boşa çıkması, montaj işinin yapılacağı zeminin etüdünün yaptırılmaması, zemin desteklenmeden dere ve deniz kenarında 200 tonluk tank kubbesinin montajının yapılması, işin ağır ve tehlikeli yapı işlerinden olduğu, işçilerin sözleşmedeki bitim süresine uymak için fazla mesai yaptırılarak ve acele çalıştırılması nedeni ile kaynakların düzgün yapılmaması, orta ve donam olarak adlandırılan yerlerdeki desteklerin çıkarılması, donama basan sacın geniş tarafındaki kaynakların yapılmaması, tank çatısının üzerine oturtulduğu sehpanın, tank çatısının ağırlığını kaldıracak sağlam ve dayanıklılıkta olduğuna dair hesapların yapılmamış, sac dilimlerinin kaymasını önleyen bayrak olarak tabir edilen demirlerin kesilmiş ve sac dilimlerinin kesilen kısımlarının kaynaklarının yapılmamış olması, çatının kubbe kısmını oluşturan sac dilimlerini alttan destekleyen geçici destek direklerin karalejlamaya engel olması sebebiyle sökülmüş olması, bayrak demirler kesilmeden ve geçici destekler sökülmeden önce mevcut kaynakların kubbeyi taşıyıp taşıyamayacağına dair analiz ve hesapların yapılmamış olması, zeminin yeterince desteklenmemesi tank montaj aşamalarında ortaya çıkacak tehlikelerin belirlenmesi için değişiklikler öncesi ve sonrası risk değerlendirmesinin yapılmamış olması, tank montaj işinin fenni yeterliliğe sahip teknik bir eleman gözetiminde yapılmamış olmasının kazaya neden olduğu tespit edilmekle; denetim ve gözetimde yetersizlik, sahada birden fazla işveren olmasına rağmen yapı koordinatörü ve şantiye şefi atanmaması, kişiye özel iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin yapılmaması, tank imalatının mühendislik disiplini içinde değil de sadece kişisel tecrübelere dayanılarak yapılması sebebiyle, taşeron firma yetkilisi sanık …’nın asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği olayda; sanığın eyleminde bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ve sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesi gereğince bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
1.Gerekçe bölümünün 1-A bendinde açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.09.2020 tarihli ve 2020/335 Esas, 2020/630 Karar sayılı ek kararında hukuka aykırılık görülmediğinden katılanlar vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİ İLE EK KARARININ ONANMASINA,

2.Gerekçe bölümünün 1-B bendinde açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesinin, 25.02.2020 tarihli ve 2020/335 Esas, 2020/630 Karar sayılı asıl kararına yönelik sanık müdafiinin temyizi üzerine hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2023 tarihinde karar verildi.