Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8431 E. 2023/2114 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8431
KARAR NO : 2023/2114
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/481 E., 2020/705 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 04.06.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında ihaleye fesat karıştırma ve suç örgütü üyeliği suçlarından 06.01.2009 – 08.05.2009 tarihleri arasında 4 ayı aşkın süre gözaltında ve tutuklu kalması sebebiyle 100.000,00 TL maddi, 400.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 21.06.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın süresinde açılıp açılmadığı ve mükerrer dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Yasada belirtilen hususları ihtiva etmeyen dilekçenin esasına girilmeden reddi gerekir. Maddi tazminat talebi, ispat olunmuş bir zarar bulunmadığından; manevi tazminat talebi de davacı hakkında uygulanan işlemler usul ve yasaya uygun olduğundan reddedilmelidir. Talep edilen tazminat miktarları fahiştir. Beraat hükmünün gerekçesi tazminat davasına yasal dayanak oluşturacak mahiyette değildir. Faiz başlangıcına ilişkin talep yerinde değildir. Vekalet ücreti takdirinde yasal düzenleme dikkate alınmalı, tarafımıza vekalet ücretine hükmedilmelidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.04.2019 tarihli ve 2018/271 Esas, 2019/185 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 13.09.2019 tarihli ve 2019/999 Esas, 2019/1105 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvuruları yerinde görülerek; davacının 06.01.2009 – 08.05.2009 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklulukta kaldığı dönemde hakkında ihraç kararı verilmediği, görevine devam ettiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği halde davacının bu dönemde görevine devam edip etmediği ve kendisine ne kadar maaş ödendiği hususlarının davacının görev yaptığı kurumdan sorulmamış olması, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden (Maliyeden) sorulmaması, davacı aynı dosyada birden fazla suçtan tutuklanıp, ayrı ayrı tutuklama müzekkeresi düzenlenmiş olmasına göre bunların her birinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş ise hangi tarihler arasında infaz edildiği hususlarının ilgili infaz kurumundan sorulmaması, davacı hakkında verilen beraat kararlarının hangi tarihte kesinleştiğine dair kesinleşme şerhlerinin, sorgu ve gözaltı tutanaklarının aslı veya onaylı birer örneğinin denetime olanak verecek biçimde iş bu dosya içerisinde bulundurulmaması, tutuklulukta ve gözaltında geçirilen sürelerin başka bir cezasından mahsup edilip edilmediğinin araştırılmaması, kabule göre de; hükmedilen tazminat için talep dikkate alınarak faiz başlangıç tarihinin tutuklama tarihi yerine gözaltı tarihinden başlatılması, nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.02.2020 tarihli ve 2019/489 Esas, 2020/44 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

6. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2020/481 Esas, 2020/705 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının faiz başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

7. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 04.11.2021 tarihli ve 2020/69836 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; maddi zararlarının davacının çalıştığı kurumdan idari yolla talep edebileceği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddedilmesine, avukatlık ücretinin maddi tazminat kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine, hükmedilen manevi tazminat miktarının azlığına, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dosyanın incelenmesinde, davacının Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/169 E., sayılı dosyasında 06.01.2009 tarihinde gözaltına alındığı, 07.01.2009 tarihinde tutuklandığı, 08.05.2009 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama sonucunda 20.12.2017 tarih ve 2017/169-387 sayılı karar ile davacının beraatine karar verildiği, davacının gözaltına alındığı tarihte Karaman Devlet Hastanesinde Başhekim olarak görev yaptığı ve davacının meslekten ihraç edilmediği, daha sonra mesleğine devam ettiği anlaşılmış olup, davacının gözaltında ve tutuklu olarak kalması nedeniyle duyduğu elem ve ızdırap ile sosyal durumu nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihi olan 06.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak maaş ve özlük haklarını çalıştığı kurumdan idari yollarla talep edebileceğinden davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Hükmedilen tazminatın faiz başlangıç tarihi ile ilgili olarak davacının talebi ile bağlı kalınarak tutuklama tarihi olan 07.01.2009 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken gözaltı tarihi olan 06.01.2009 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, hukuka aykırı bulunduğundan; hükümde manevi tazminata ilişkin birinci fıkrada faiz başlangıç tarihi olarak belirtilen “gözaltına alınma tarihi olan 06.01.2009” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “tutuklama tarihi olan 07.01.2009” ibaresinin yazılması sureti ile hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/169 Esas 2017/387 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç örgütüne yardım etme ve ihaleye fesat karıştırma suçlarından 06.01.2009 tarihinde gözaltına alındığı, 07.01.2009 tarihinde her iki suçtan tutuklanmasına karar verildiği, yalnızca suç örgütüne yardım etmek suçu yönünden verilen tutuklama kararının 07.01.2009 – 08.05.2009 tarihleri arasında 121 gün infaz edildiği, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 05.01.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye dava açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz isteği yönünden;
1. Davacının gözaltına alındığı tarihte Karaman Devlet Hastanesinde başhekim olarak görev yaptığı, tutukluluk hali kaldırılıncaya kadar açığa alındığı, daha sonra görevine iade edildiği, bu nedenle davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak maaş ve özlük haklarını çalıştığı kurumdan idari yollarla talep edebileceği anlaşılarak maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Yargıtay İçtihadı birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarih ve 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin kuruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.

Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz isteği yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde çok eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2020/481 Esas, 2020/705 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.