Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8425 E. 2023/2118 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8425
KARAR NO : 2023/2118
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, yokluğunda verilen kararın 19.11.2019 tarihinde, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin ise; 27.12.2019 tarihinde ayrı ayrı tebliği üzerine 31.12.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.10.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında 28.12.2016 – 09.05.2017 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kalması sebebiyle 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı ve tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 30.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davacı dava dilekçesinde ne kadar zarara uğradığını açık ve net bir şekilde ortaya koymamıştır. Davanın süresinde, görevli ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, mükerrer dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Talep edilen manevi tazminat miktarı fahiştir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2019 tarihli ve 2018/386 Esas, 2019/86 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 18.10.2019 tarihli ve 2019/1975 Esas, 2019/3304 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 07.11.2021 tarihli ve 2020/8556 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Davalı vekilinin temyiz istemi; davanın süresinde açılmadığına, davacı yönünden kanunda belirtilen koşulların oluşmadığına, mükerrer tazminat davası açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğine, hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğuna, ilişkindir.

2.Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Toplanan deliller, dosya kapsamı ve düzenlenen bilirkişi raporu dikkate alındığında, davacının dosya kapsamındaki maddi zararının 7.326,79 TL olduğu kabul edilerek, maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 7.326,79 TL maddi tazminatın haksız gözaltı tarihi olan 28.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Manevi tazminat yönünden ise, olayın niteliği ve davacının ağır bir suç isnadı ile yargılanmış olması, sosyal ve ekonomik durumu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamına ve hak ve nefaset kurallarına uygun düşeceği kanaatiyle davacının manevi tazminat talebi kısmen kabul edilerek 14.000,00 TL manevi tazminatın haksız gözaltı tarihi olan 28.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunduğu anlaşılmakla; gerekçe ve hükümdeki manevi tazminat miktarına ilişkin “14.000,00 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine, “8.000,00 TL” ibaresinin yazılması, hükümdeki vekalet ücretine ilişkin “2.559,21 TL ” ibaresinin de “1.839,00 TL” olarak düzeltilmesi suretiyle; düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/85 E., 2018/260 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçundan 28.12.2016 – 09.05.2017 tarihleri arasında 132 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 23.05.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye dava açıldığı anlaşılmıştır.

A. Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
1. Davacın hakkında düzenlenen sorgu zaptının Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde aslının veya onaylı örneğinin dosya arasına alınması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Davacı ile ilgili tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ile infazı yapılan tutuklama müzekkeresi suç bilgisinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve nedene dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve nedene dayalı olarak açılmış başka bir dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

4. Kabul ve uygulamaya göre; gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacı lehine tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden maddi tazminatın hesaplanması gerektiği gözetilmeyerek, davacı lehine fazla tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

5. Kabul ve uygulamaya göre; 05.08.2017 tarihli 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik, 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak, bu aralıkta hesaplanan nisbî avukatlık ücretine hükmolunmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
1.Kabul ve uygulamaya göre; gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret
bordrosu gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacı lehine tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden maddi tazminatın hesaplanması gerektiği gözetilmeyerek, davacı lehine fazla tazminata hükmolunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin hükmedilen maddi tazminat miktarının eksik olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz sebebi reddedilmiştir.

2. Kabul ve uygulamaya göre; nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A-1-2-3-4) ve (B-2) paragraflarında açıklanan nedenlerle davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 18.10.2019 tarihli ve 2019/1975 Esas, 2019/3304 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.