Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8418 E. 2023/2227 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8418
KARAR NO : 2023/2227
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 11.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait madeni yağlarına kaçakçılık suçu kapsamında el konulduğunu ve devamında satışının yapıldığını, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına ve söz konusu yağların iadesine karar verildiğini, müvekkili hakkında yapılan işlemler nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, ticari itibarının yok olduğunu, söz konusu yağların satılması nedeniyle ithalat ve ihracat imkanının elinden alındığını bu nedenle el konulan ve satılan malların zararı bakımından 200.000,00 TL tazminatın, mahrum kalınan kazançların tazmini bakımından ise 100.000,00 TL tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 22.01.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, davanın yasal koşullarının oluşmadığından reddi gerektiğini, davada yasal koşullar oluşmadığını, davacının kendi kusuru ile tedbir uygulandığından reddi gerektiğini, davalı hazinenin tazminat davasının tarafı olmadığını, davalının gümrük idaresi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.11.2018 tarihli ve 2018/162 Esas, 2018/279 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne kararı verilmiştir.

4.Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 11.12.2019 tarihli ve 2019/424 Esas, 2019/1419 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi;
Mahkeme kararının gerekçeli olması gerektiğine, söz konusu bilirkişi raporunda eksiklik ve hataların bulunduğuna, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna, eksik ve hatalı değerlendirmeler sonucu tazminat ve vekalet ücretinin kabul edilmesinin mümkün olmadığına, karşı vekalet ücretinin verilmesi gerektiğine, ilişkindir

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminata esas Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/2764 Soruşturma – 2017/2312 Karar sayılı dava dosyasında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan davacıya ait 720 varil içinde 119.050 kg madeni yağa 18.10.2016 tarihinde el konulduğu, el konulan yağın 08.06.2017 tasfiyesine karar verilmesi üzerine 16.07.2018 tarihinde 84.357,75 TL’ye tasfiye edildiği, yapılan soruşturma neticesinde 18.12.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın 23.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, bu şekilde haksız olarak el konulan ve satılan malların zararlarının tazmini için 200.000,00 TL ve bu işlemlerden ötürü mahrum kaldığı kazançların tazmini için 100.000,00 TL tazminat talebinde bulunulduğu, mahkememizce aldırılan üçlü bilirkişi heyeti raporunda davacının maddi tazminata konu ettiği 720 varil brüt 139.980 kg, net 119.040 kg, lineer alkil benzen olan ürünün kıymet değerinin faiz hariç toplam 319.506,39 TL olarak hesaplandığı, Ağrı İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından 16.07.2018 tarihinde toplam 84.357,75 TL ödeme yapıldığı, ödeme sonrası kalan tutarın 243.775,64 TL olduğu, ancak 6100 sayılı Kanunun 26 ıncı maddesinde düzenlenen ”taleple bağlılık” kuralı gereğince davacı lehine talep edilen miktarı geçmeyecek şekilde tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekeceğinden davacının ıslah talebinde bulunulmadığının anlaşılması karşısında, taleple bağlılık gereğince davacı lehine 200.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacının el konulan malların haricinde mahrum kaldığı kazançlarının tazmini için ayrıca talep ettiği 100.000,00 TL maddi zararın saptanmasında, subjektif takdir yerine esas alınması gereken belirli ölçüler ve belgelerin mevcut olmadığı, bu nedenle herhangi bir değerlendirme yapılamayacağı anlaşılmakla; davacının maddi zararının 200.000,00 TL olduğundan bu bedelin talep gereği el koyma tarihinden faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminata esas Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/2764 Soruşturma – 2017/2312 Karar sayılı dava dosyasında 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan davacıya ait 720 varil içinde 119.050 kg madeni yağa 18.10.2016 tarihinde el konulduğu, söz konusu yağın 08.06.2017 tarihinde tasfiyesine karar verilmesi üzerine 16.07.2018 tarihinde 84.357,75 TL’ye tasfiye edildiği, yapılan soruşturma neticesinde 18.12.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın 23.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Davalı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
1.Mahkeme kararlarının hatalı ve eksik olduğuna, gerekçesiz hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz talebi yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, davanın kısmen kabulü kararında usul ve yasaya aykırı bulunmadığından kararda bir isabetsizlik bulunmamıştır.

2.Karşı vekalet ücreti talebi bakımından;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 11.12.2019 tarihli ve 2019/424 Esas, 2019/1419 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.06.2023 tarihinde karar verildi.