Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8412 E. 2023/2338 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8412
KARAR NO : 2023/2338
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/2523 E., 2019/3755 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliği üzerinde 26.12.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 17.12.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçundan 11.07.2008 tarihinde gözaltına alındığını, 14.07.2008 tarihinde serbest bırakıldığını, yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiği, haksız olarak gözaltı nedeniyle 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata gözaltı tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 13.02.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın kanuna uygun sürede açılmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, mükerrer dosya bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı hakkında mahsup kararının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davacı vekilinin özel vekaletnamesinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı maddi zarar hususunda delil sunmadığından maddi tazminatın reddi gerektiğini, bu eksikliği gidermediği takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin fazla olduğuna, vekalet ücretine hükmedilecekse kanun değişikliğinin dikkate alınması gerektiğini, faiz talebi kanun çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.02.2019 tarihli ve 2019/2 Esas, 2019/84 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.11.2019 tarihli ve 2019/2523 Esas, 2019/3755 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz isteminin reddini, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna, ilişkindir.

B.Davalı vekilinin temyiz istemi;
İstinaf mercinin istinaf taleplerinin değerlendirmeden karar verdiğine, ilişkindir

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/135 Esas – 2018/292 Karar sayılı dava dosyasında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, nitelikli yağma ve tehdit suçlarından yargılandığı, 11.07.2008 – 14.07.2008 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 13.12.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacı hakkında aynı talep nedeniyle başka dosya bulunmadığı, sosyo ekonomik durumu, gelir seviyesi, eğitim durumu dikkate alınarak, 500,00 TL maddi 1.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, davacı hakkında hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğundan 500,00 TL’ye indirilerek bu kısımın düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/135 Esas – 2018/292 Karar sayılı dava dosyasında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, nitelikli yağma ve tehdit suçlarından yargılandığı, 11.07.2008 – 14.07.2008 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 13.12.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden davacı vekilin manevi tazminatın eksik olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

B.Davalı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
1.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, davanın kısmen kabulü kararında usul ve yasaya aykırı bulunmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak;

2.Davacının gözaltında kaldığı üç günlük süredeki maddi kaybını ispatlayamamış olması karşısında, söz konusu süredeki gelir kaybının net asgari ücret üzerinden 48,70 TL verilmesi gerektiği gözetilmeden, hangi suretle belirlendiği de hükmün gerekçesinde gösterilmeden davacı lehine 500,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A-2) nolu paragrafında açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.11.2019 tarihli ve 2019/2523 Esas, 2019/3755 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin gereği hüküm fıkrasının maddi tazminata ilişkin 1 nolu bendinde yer alan “500,00 TL” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “48,70 TL” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.