Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8411 E. 2023/2225 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8411
KARAR NO : 2023/2225
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 17.12.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 22.05.2018 tarihinde gözaltına alındığını, 7 gün gözaltında kaldığını, evinin arandığını, telefonuna el konulduğunu, köy ortamında rencide edildiğini, yapılan yargılama sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, müvekkilinin emekli olup köyde tarım ve hayvancılık ile uğraştığını, gözaltına alınması nedeniyle hayvanlarının sahipsiz kaldığını ve iki tanesinin telef olduğunu, el konulan telefonun değerinin o dönemde 1.000 euro olup halen kendisine tesliminin yapılmadığını, haksız soruşturma nedeniyle avukat ücreti ödediğinden zarara uğradığını bu nedenle 80.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 07.01.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığından süreden reddi gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, aynı talep nedeniyle başka dosyanın bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı hakkında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğun, gözaltına alınma süresinin aşılmadığını, talep edilen manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açacağından reddi gerektiğini, davacı vekilinin özel vekaletnamesinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.03.2019 tarihli ve 2018/588 Esas, 2019/71 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 19.11.2019 tarihli ve 2019/2656 Esas, 2019/3854 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 05.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davalı vekilinin temyiz isteminin kesin nitelikte olduğundan reddini, davacı vekilinin temyiz isteminin manevi tazminat eksik olduğundan kararın bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz istemi;
İstinaf mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiğine, ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz istemi;
Müvekkilinin gözaltın alınma süresinin 3 günden fazla olup ya bir hafta ya da 10 gün gözaltında kaldığına, müvekkilinin terörle mücadele kapsamında gözaltına alındığını, bu nedenle müvekkilinin onurun ve itibarının zedelendiğine, hükmedilen tazminat miktarının oldukça gülünç bir tutar olduğuna, yargılama nedeniyle avukatlık ücreti zararının olduğuna, olay nedeniyle telefonuna el konulup halen kendisine teslimin yapılmadığına, haksız gözaltı nedeniyle hayvanlarının zarar uğradığına, ayrıntılı istinaf dilekçesinin sisteme yansıtılmadığına, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın çok düşük olduğundan eksik inceleme nedeniyle kararın bozulması gerektiğine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının tazminata esas Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5947 Esas – 2018/3276 Karar sayılı dava dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 22.05.2018 – 25.05.2018 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına kararına hükmedildiği, hükmün 09.01.2019 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacının tutuklu kaldığı sürelerin mahsup edilmediği, hakkında aynı taleple açılan başkaca dosyasının bulunmadığı belirlenerek 164,00 TL maddi 250,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci vekalet ücretinin 1.056,00 TL olması gerektiğinden, bu kısmın düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5947 Esas – 2018/3276 Karar sayılı dava dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 22.05.2018 – 25.05.2018 tarihleri arasında 3 gün gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına kararına hükmedildiği, hükmün 09.01.2019 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat miktarının 414,00 TL olması ve bu karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat miktarının 414,00 TL olarak esastan ret kararının verilmiş olması nedenleriyle 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1.Davacının yapılan soruşturma nedeniyle 22.05.2018 tarihinde yakalama ve gözaltına alma tutanağının bulunduğu, 25.05.2018 tarihinde ise salıverme tutanağının bulunduğu anlaşıldığından davacı vekilinin davacının daha fazla gözaltına alındığına yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Davacının geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının, bahse konu döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Davacının hayvanlarının gözaltına alınması nedeniyle zararlarının 5271 sayılı Kanunun 141 ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gereken maddi zarar kapsamında hüküm altına alınamayacağı dikkate alındığında, maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.

4.Avukatlık ücretinin davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayanması nedeniyle maddi zarar miktarının tayininde esas alınamayacak ise de, tazminat talebinin dayanağı olan soruşturma dosyasında davacının kendisini özel vekil ile temsil ettirip ettirmediği araştırılarak; özel vekil ile temsil edilmiş ise, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturması evresinde takip edilen işler için belirlenen vekalet ücreti olan 660,00 TL’nin de maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

5.Davacının cep telefonuna el konulduğunu iddia etmesi nedeniyle maddi tazminat talebi hakkında arama ve el koyma tutanakları getirtilerek söz konusu cep telefonuna el konulup iade edilmediğinin tespit edilmesi halinde cep telefonunun el koyma tarihindeki piyasa fiyatı araştırılarak davacının talep ettiği miktarla sınırlı olmak üzere bu talep hakkında tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

6.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde A bendinde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 19.11.2019 tarihli ve 2019/2656 Esas, 2019/3854 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde (B-4, B-5, B-6) bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 19.11.2019 tarihli ve 2019/2656 Esas, 2019/3854 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.