Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8407 E. 2023/2337 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8407
KARAR NO : 2023/2337
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/3828 E., 2019/4676 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliği üzerinde 03.01.2020 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 17.12.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçundan 23.06.2008 tarihinde gözaltına alındığını, 26.06.2008 tarihinde tutuklandığını, 06.11.2009 tarihinde tahliye olduğunu, yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiğini, tutuklanmadan önce iş yerinin bulunduğu haksız tutuklama nedeniyle iş yerinin kapandığı ve vergi dairesi ve SGK borçlarını ödeyemediği, haksız tutuklama nedeniyle 480.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminata gözaltı tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 17.01.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğundan reddi gerektiğini, davacı hakkında aynı sebeple başka dosyanın bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, tazminata esas dosyanın kesinleşmediğini, davanın süresinde açılmadığını, tazminat isteminin dayanağının bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu öne sürmüştür.

3.Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.05.2019 tarihli ve 2019/5 Esas, 2019/378 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 20.12.2019 tarihli ve 2019/3828 Esas, 2019/4676 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna, ilişkindir.

B.Davalı vekilinin temyiz istemi;
Davacı hakkında uygulanan tutuklama tedbirinde idarenin kusurunun bulunmadığına, tazminat hesabında davacının da kusurunun göz önün alınması gerektiğine, bu nedenle davanın reddine karar verimesi gerektiğine, hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğuna, ilişkindir

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/135 Esas – 2018/292 Karar sayılı dava dosyasında 23.06.2008 – 06.11.2009 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 13.12.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacı hakkında tutuklu kaldığı süreden 60 günün mahsup edildiği, mahsup edilen kısım bakımından sembolik tazminat hükmedilmesi gerektiği belirlenerek, 7.781,92 TL maddi 12.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, davacı hakkında hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğundan 20.000 TL’ye yükselterek ve buna göre değişen vekalet ücretinin 3.333,83 TL olması gerektiğinden bu kısmın düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/135 Esas – 2018/292 Karar sayılı dava dosyasında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, nitelikli yağma ve tehdit suçlarından yargılandığı, 23.06.2008 – 06.11.2009 tarihleri arasında 501 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 13.12.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
Hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna yönelik temyiz talebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiğinden, davacı lehine eksik manevi tazminata hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuş ve bu nedenle tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

B.Davalı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
1.Davanın reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik temyiz talebi yönünden;
Tazminat talebinin esasını oluşturan ceza dava dosyasında gözaltında ve tutuklu kalan ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedilen davacının 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrasının e bendi gereğince tazminata hak kazandığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2.Hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken davacı lehine de eksik manevi tazminat hükmedildiği bu nedenle davalının manevi tazminatın fazla olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A) nolu paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 20.12.2019 tarihli ve 2019/3828 Esas, 2019/4676 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.