Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8403 E. 2023/2336 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8403
KARAR NO : 2023/2336
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/344 E., 2018/199 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın ve temyiz dilekçesinin tebliği üzerinde 20.09.2021 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 20.03.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçundan 20.03.2008 tarihinde gözaltına alınıp tutuklanmasına karar verildiği, 29.08.2008 tarihinde tahliye edildiği ve hakkında beraat kararı verildiği, haksız ve hukuka aykırı tutuklama nedeniyle 100.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminata tutuklama tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 13.04.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığının araştırılarak süresinde açılıp açılmadığı araştırılarak süresinde açılmamışsa reddedilmesi gerektiği, davacının dava dilekçesini kanunda belirtilen hususlarla hazırlaması gerektiğini, belirtilen hususlar yok ise reddi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarı fahiş olduğundan reddi gerektiğini, faiz talebinin reddi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.09.2017 tarihli ve 2017/58 Esas, 2017/183 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 30.01.2018 tarihli ve 2017/344 Esas, 2018/199 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 06.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davalı vekilinin temyiz isteminin kesin olduğundan dolayı reddini, davacı vekilinin temyiz isteminin ise manevi tazminatın eksik olduğundan dolayı bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Davalı vekilinin temyiz istemi;
Davanın süresinde açılmadığını, dava şartlarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın fazla olduğunu, kısmen kabul kararı verildiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, ilişkindir.

B.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Hükmedilen maddi ve manevi tazminatın eksik olduğuna, hükmedilen vekalet ücretinin eksik olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının tazminata esas İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/113 Esas – 2016/350 Karar sayılı dava dosyasında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan yargılandığı, 20.03.2008 – 29.08.2008 tarihleri arasında 162 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 04.01.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı belirlenerek, 2.643,17 TL maddi, 4.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin 9 uncu bendi gereğince “Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz.” hükmüne aykırı üst sınırdan maktu 3.960,00 TL vekalet ücretinini takdir edilmesi, hukuka aykırı olduğu, bu nedenle vekalet ücretinin 797,00 TL olması gerektiğinden bu kısmın düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/113 Esas – 2016/350 Karar sayılı dava dosyasında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan yargılandığı, 20.03.2008 – 29.08.2008 tarihleri arasında 162 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 04.01.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 16.09.2021 tarihinde tebliği üzerine davalı vekilinin 20.09.2021 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz isteminin reddini isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

A.Davalı vekilinin temyiz talebi yönünden;
1.Davanın reddi gerektiğine yönelik temyiz talebi yönünden;
Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyası kapsamında, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 04.01.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltı/tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 142 inci maddesinde düzenlenen “karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.”… hükmü karşısında somut olay değerlendirildiğinde 20.03.2017 tarihinde iş bu dava açıldığından süresinde açılmadığından reddi gerektiğine ve tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre, maddi ve manevi tazminat hakkı bulunduğundan, davalı vekilinin, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddi gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2.Hükmedilen maddi tazminatın fazla olduğu yönünden;
Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.Hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edilmesi gerekirken davacı bakımından eksik manevi tazminata hükmedildiğinden, davalı vekilinin manevi tazminatın fazla olduğuna yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
4.Davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle davalı lehine karşı vekalet ücreti verilmesi gerektiğine yönelik temyiz talebi yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

B.Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden;
1. Hükmedilen maddi tazminat talebi yönünden;
Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B-2) nolu paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 30.01.2018 tarihli ve 2017/344 Esas, 2018/199 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.