Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8374 E. 2023/2224 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8374
KARAR NO : 2023/2224
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 07.12.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/365 Esas 2010/488 Karar sayılı dosyasında beraat ettiğini beraat kararının 18.02.2013 tarihinde kesinleştiğini, 14.10.2014 tarihinde de kesinleşme işleminin yapıldığını, müvekkilinin kesinleşme tarihinde ceza evinde olup kesinleşmesiyle ilgili herhangi bir tebliğin yapılmadığını, Yargıtay kararlarında kesinleşme kararının tebliğ edilmemesinin bozma nedeni sayıldığını, müvekkili ceza evinde kaldığı süreyi mahsup etmek istediği dilekçesi ile 25.07.2016 tarihinde dilekçesinde belirttiğini, ancak müvekkiline herhangi bir cevap verilmediğini, infazı tamamladıktan sonra kendisi adliyeye gelerek kararı tebliğ aldığını, tazminata esas dosyada 90 gün haksız tutuklu kaldığını, bu nedenle 10.000,00 TL maddi tazminat 40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini, talep etmiştir.

2. Davalı vekili 01.02.2017 tarihli tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığın araştırılarak süresinde değil ise reddi gerektiğini, davacının ikametgah adresinin araştırılması gerektiğini, kanunda belirtilen tazminat isteme koşullarının oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı vekilinin özel yetkisi bulunmadığından davacının muvafakatinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, sabıkasının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Gaziantep 5.Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.05.2017 tarihli ve 2016/482 Esas, 2017/224 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 26.12.2017 tarihli ve 2017/3305 Esas, 2017/3805 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz talebi;
Tazminata esas dosyanın kesinleşmiş kararının davacıya tebliğ edilmediği, dosyanın kesinleştiğini 2016 eylül ayında öğrendiği, bu nedenle süresin öğrenmeden itibaren başlaması gerektiğini, kanunda da kesinleşmiş kararın tebliği ile sürenin başlayacağının belirtildiğini, müvekkilinin bu tarihte ceza evinde olduğundan kararın kesinleştiğini bilecek durumda olmadığını, hakkaniyet ilkesi gereği ve anayasada belirtilen sosyal hukuk devleti ilkesi gereği 3 ay 14 gün boyunca tutuklu bulunduğu süresinin tazmini hasıl olduğunu, bu nedenle kararın bozulması gerektiğini, belirtmiştir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının tazminata esas Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/365 Esas, 2010/488 Karar sayılı dosyasında yargılandığı, 25.01.2006 – 09.05.2006 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, tutuklama tarihi itibariyle 5271 sayılı kanuna tabi olduğu, 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında “Karar veya hükümlerinin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve herhalde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tezminat isteminde bulunabilir” hükmünü ihtiva ettiği, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.10.2010 tarihli kararıyla davacı hakkında beraat kararı verildiği, bu kararın 18.02.2013 günü kesinleştiği, tazminat davasının ise 07.12.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın usulden reddine karar veriltir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturanGaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/365 Esas, 2010/488 Karar numaralı dosyası kapsamında; sanığın (davacının) birlikte resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılığa eksik teşebbüs suçundan, 27.01.2006 – 29.03.2006 tarihleri ve 04.04.2006 – 09.05.2006 tarihleri arasında tutukluluğunun infaz gördüğü, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında 12.10.2010 tarihinde beraatine karar verildiği, kararın 18..02.2013 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında dava süresi, 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklindeki düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre davacı hakkında verilen beraat kararının davacının (sanık) yüzüne karşı verildiği, tazminat hakkının sanığa bildirildiği, ancak kesinleşme şerhi ile birlikte tebliğinin sağlanmadığı, bu nedenle 3 aylık sürenin esas alınamayacağının, davacının tazminat davasını hak düşürücü bir yıllık süreden sonra 07.12.2016 tarihinde açtığından davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamış, davacı vekilinin tazminat süresinin davacının kesinleşmiş kararın öğrenme tarihinden itibaren başlaması gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gazinantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 26.12.2017 tarihli ve 2017/3305 Esas, 2017/3805 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Gazinatep 5.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.