Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8364 E. 2023/2174 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8364
KARAR NO : 2023/2174
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.03.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “davacı şirketi ait 837.698 kg akaryakıta Körfez Sulh Ceza Hakimliğince verilen el koyma kararı ile Kocaeli Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü görevlilerince 02.09.2015 tarihinde haksız el konularak, akaryakıtın depolandığı depolama tesisi sorumlusuna yedi emin sıfatıyla teslim edildiğini, davacı şirket yetkilisi …’in 5607 sayılı Kaçakçılık Kanununa muhalefet suçundan yargılandığı davada beraat kararı verildiğini, bu kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, el konulan akaryakıtın 12.12.2017 tarihinde iadesine karar verildiğini, elkonulan akaryatın iade edildiği ana kadar bir kısmının uçucu özelliği nedeniyle havaya karışması neticesinde bu miktar kadar zarara uğranıldığını, haksız el koyma nedeniyle müvekkilin ticari hayatını devam ettirebilmesi amacıyla başka şirketlerden borçlanma yoluna gittiğini , şirketinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek toplamda 6.487.050,73 TL maddi tazminata haksız elkoyma tarihi olan 02.09.2015 tarihinden itibaren işleycek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini, ayrıca 100.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 17.04.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, tazminat isteminin soruşturma veya kovuşturma aşamasında haksız işlemlerle ilgili olabileceğini, haksız işlem yoksa tazminat istenemeyeceğini, bahsi geçen olayda da haksız bir işlem olmadığından davanın reddinin gerektiğini, tazminat konusu olayın kaçakçılık suçuna ilişkin olduğu, tazminat miktarının çok fahiş olduğu, yapıldığı ileri sürülen her türlü borçlanmanın el koyma işleminden kaynaklandığını ileri sürülmesinin hakkineyetle bağdaşdığı, ispatının da mümkün olmadığı, maddi ve manevi tazminatın hak ve nesafete uygun olması gerektiğini” beyan etmiştir.

3. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.10.2018 tarihli ve 2018/128 Esas 2018/544 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.03.2019 tarihli ve 2018/4234 Esas 2019/747 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, davalı cevap dilekçesi, Körfez Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/815 D. İş sayılı el koyma kararı, Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/573 Esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin akaryakıtına Körfez Sulh Ceza Mahkemesinin 2015/815 D. İş sayılı el koyma kararı ile el konulduğu, akaryakıtın depolama tesis sorumlusu Türkan Görefelioğlu’na yediemin olarak teslim edildiği, sonrasında Körfez 1. ASCM’sine 2015/573 E sayısı ile kamu davası açılıdğı, yapılan yargılama neticesinde …’in 2016/537 K sayılı kararıyla beraatine karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, akaryakıtın 12.12.2017 tarihinde ilgili şirkete iade edildiği, el koyma tarihinin 02.09.2015 tarihi olduğu, …’in beraatine karar verilmesi nedeniyle …Oil Akaryakıt Dağıtım San. ve Tic A.Ş. tarafından el koyma işleminin usulüne uygun olmadığından ve yargılama sonucunda beraat kararı verildiğinden akaryakıtın bağlanması nedeniyle gerçekleşen maddi ve manevi zararlarının giderilmesi yönünden mahkememize tazminat davası açıldığı,

Uyap ortamından yapılan araştırmada aynı konuda başka bir tazminat davası bulunmadığı sonucuna varıldığı, Körfez Sulh Ceza Hakimliğinden 2015/815 D. İş sayılı el koyma kararının getirtilerek incelemeye alındığı, Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/573 E., 2016/537 K. sayılı kesinleşmiş ilamının getirtilerek dosya içerisine konulduğu, CMK’nın 141 ve devamı maddelerinde koruma tedbirleri nedeni ile tazminatın düzenlendiği, TCK’nın 141 maddesinde hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tek tek sayıldığı, davacının CMK’nın 141/1-j maddesinde düzenlenen sebebe dayanadığı, maddede “eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulan” kişilerin dava açabileceklerinden bahsedildiği, Körfez Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/815 D. İş sayılı kararı incelendiğinde verilen el koyma kararının usulüne uygun olduğunun ve el koyma kararı verilmesi şartlarının oluştuğunun görüldüğü, maddede koşulları oluşmadığı halde el koymadan bahsedildiği oysa ki somut olayda el koyma koşullarının oluştuğu, buna bağlı olarak tazminat davası açma şartlarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre istinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/573 Esas 2016/537 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacı şirketin temsilcisi olan sanık … hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan yapılan soruşturma kapsamında, davacı şirkete ait 837.698 kg akaryakıtına 02.09.2015- 12.12.2017 tarihleri arasında 2 yıl 3 ay 10 gün süreyle el konulduğu, yapılan yargılama sonunda davacı şirket yetkilisi sanığın beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.11.2017 tarihinde kesinleştiği, tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Somut olayda; ilk derece mahkemesince davacının CMK’nın 141/1-j maddesinde düzenlenen sebebe dayandığı, maddede “eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulan” kişilerin dava açabileceklerinden bahsedildiği, Körfez Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/815 D. İş sayılı kararı incelendiğinde verilen el koyma kararının usulüne uygun olduğunun ve el koyma kararı verilmesi şartlarının oluştuğunun görüldüğü, maddede koşulları oluşmadığı halde el koymadan bahsedildiği oysa ki somut olayda el koyma koşullarının oluştuğu ” değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.

CMK’nın 141/1-j maddesinde “Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen” kişilerin zararlarını tazmin edebileceğinin belirtildiği, davacı vekilinin dava dilekçesindeki ” davacı şirketi ait 837.698 kg akaryakıta el konulduğu tarihten iadesine karar verildiği ana dek uçucu özellikteki motorinin havaya karıştığını, davacı şirketin bu miktarı cezai ve vergisel bağlamda sorumlu olmaması adına kendi adına fatura etmek zorunda kalarak zarara uğradığına ilişkin” beyanı da dikkate alınarak öncelikle dava dosyası içerisinde yer almayan tazminata konu akaryakıtın davacı şirkete teslimine ilişkin tutanağın denetime elverişli olacak şekilde aslının ya da onaylı örneğin dosya içerisine alınması,el konulan ve iade edilen akaryakıt miktarlarının net olarak belirlenmesinden sonra el koyma süresi de dikkate alınarak akaryakıtın el koyma süresi içinde özelliğini kaybedip etmeyeceği, davacının akaryakıta el konulması nedeniyle uğradığı zarar veya kar kaybının olup olmadığının belirlenerek CMK’nın 141/1-j maddesindeki “korunması için gerekli tedbirler alınmaması sonucu eşyanın zarar görmesi” koşullarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 13.03.2019 tarihli ve 2018/4234 Esas 2019/747 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,14.06.2023 tarihinde karar verildi.