Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8348 E. 2023/2176 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8348
KARAR NO : 2023/2176
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 02.04.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “davacının uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 03.05.2018-07.05.2018 tarihleri arasında gözaltına alındığını, 07.05.2018 tarihinde tutuklandığını, 11.10.2018 tarihinde tahliyesine karar verildiğini, yapılan yargılama neticesinde beraatine hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini,belirtilen tarihler arasında müvekkilinin öğrenci olduğunu, bu sebeple sınavlarada girememesi sebebiyle yapmış olduğu masraflar ile cezaevinde yapmış olduğu harcama bedellerinin ve soruşturma ile yargılama aşamasında ödemiş olduğu vekalet ücreti bedeli olmak üzere haksız iletişimin dinlenmesi, kayda alınması,arama,yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbiri uygulanması nedeniyle 32.500 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 11.07.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.09.2019 tarihli ve 2019/231 Esas 2019/264 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 06.01.2020 tarihli ve 2019/1785 Esas 2020/22 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07.11.2021 tarihli, hükmedilen manevi tazminat miktarını düşük olduğu gerekçesiyle hükmün bozulması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının yıl sonu sınavlarının olduğu dönemde tutuklanması sebebiyle sınavlara katılamaması nedeniyle 1 yıl hak kaybına uğradığından yeniden yapmak zorunda kaldığı aynı eğitim masraflarının, avukatlık ücretinin, davacının cezaevi masraflarının, davacının ailesinin cezaevine gidiş-geliş için yaptığı masrafların maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna, haksız arama ve dijital eşyalara el konulması nedeniyle ayrıca manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacı hakkında yapılan sosyo-ekonomik durum araştırmasında davacının bekar ve işsiz olduğunun bildirildiği görülmüştür. Bu doğrultuda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, davacı asilin gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreler ile birlikte toplam talep edebileceği maddi tazminata ilişkin rapor düzenlenmesi talep edilmiş, buna göre davacının toplam 160 gün boyunca net 8.549,97 TL maddi tazminat talep edebileceği hususunda rapor tanzim edildiği görülmüş, bilirkişi raporunun denetime olanak sağlayacak şekilde yasal mevzuat çerçevesinde gerekçeli olarak tanzim edildiği görülerek rapora itibar edilmiş; bu suretle davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile 8.549,97 TL TL maddi tazminata talep gibi haksız gözaltı tarihi olan 03.05.2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilinin gözaltına alınması ve tutuklanması sebebiyle cezaevinde yapmış olduğu harcamalara ilişkin iaşe bedellerinin de maddi zarar yönünden tazminat hesabında dikkate alınmasını talep etmiş ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2014/8240 Esas 2015/4885 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafça bu doğrultuda yapılan harcamalara ilişkin iaşe giderlerinin maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceğine yönelik karar karşısında davacı vekilinin bu yöndeki talebi reddedilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin yargılandığı dosyada kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle 5.500 TL avukatlık ücreti de istemiş ise de; 29.05.1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ancak ceza davası sırasında veya sonrasında bu dava için yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre ödenen vekalet ücretinin maddi tazminata dahil edilebileceği, beraat kararından sonra yapılan ödemenin ise istenemeyeceği, ile Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2018/851 Esas ve 2019/3253 Karar sayılı ilamı uyarınca “…., maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi….” şeklindeki güncel içtihadı da gözetilerek davacının bu hususta ki talebini de belgelendirmemesi karşısında davacı vekilinin bu yöndeki talebine ilişkin mahkememizce maddi tazminat hesabı yapılmamıştır.

Davacının manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; 8.000 TL manevi tazminatın talep gibi haksız gözaltı tarihi olan 03.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesi ile fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonucunda;

a) İlk derece mahkemesince davacının 32.500 TL maddi tazminat talebinin 8.549,97 TL’lik kısmının kabulü ile fazlaya ilişkin talebinin reddine dair verilen kararının incelenmesinde; 2018 yılı asgari ücret tarifesi dikkate alındığında, davacının maddi tazminatının 8.656,85 TL olması gerekirken ilk derece mahkemesince sehven hatalı hesaplama yapılarak 8.549,97 TL maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

b) İlk derece mahkemesince davacının 100.000 TL manevi tazminat talebinin 8.000 TL’lik kısmının kabulü ile fazlaya ilişkin talebinin reddine dair kararının dairemizce incelenmesi neticesinde: hükmedilecek manevi tazminatın, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine yüklenen suçun niteliği, tutuklanmasına/gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu/gözaltında kaldığı süre, faize yönelik talep tarihinden itibaren tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değerin, özgürlüğünden yoksun bırakılması nedeniyle duyulan elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntılarının bir ölçüde de olsa giderilmesi amacına yönelik olduğu göz önünde bulundurularak zenginleşme sonucu doğurmayacak, adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir miktar olarak belirlenmesi gerektiğinden, sanık hakkında ilk derece mahkemesince takdir edilen 8.000 TL’nin hakkaniyete uygun olmadığı anlaşıldığından yazılı şekilde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu değerlendirilmiştir.Ancak; belirtilen bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmeyip CMK’nın 303/1 ve 280/1-a. maddeleri uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,

Hüküm fıkrasındaki 1. bendinde yer alan” 8.549,97 TL” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, bunun yerine hükme “8.656,85 TL” ibaresinin eklenmesine,

Yine hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “8.000 TL” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, bunun yerine “12.000 TL” ibaresinin eklenmesine,

Bu düzeltmelere bağlı olarak hüküm fıkrasındaki “1.985,99 TL vekalet ücretinin” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, bunun yerine “2.478,82 TL vekalet ücretinin” ibaresinin eklenmesine,

Bu şekilde hükmün düzeltilerek, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükme yönelik davalı ve davacı hazine vekilillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/848 Esas 2019/230 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma vaya sağlama suçundan 03.05.2018-11.10.2018 tarihleri arasında 5 ay 8 gün gözaltı/tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 27.02.2019 tarihinde kesinleştiği, gözaltı/tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde
Davacının cezaevi harcamaları ile ailesinin ziyaret için yaptığı harcamaların, davacının eğitim giderlerinin, maktu vekalet ücretini aşan ve davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayanan avukatlık ücretinden doğan zararın 5271 sayılı Kanun’un 141 inci ve devamı maddeleri gereğince koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği göz önünde bulundurularak ilk derece mahkemesince maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde
a. Davacı vekilince arama ve el koyma nedeniyle ayrıca manevi tazminata hükmonulması gerektiği ileri sürülmüş ise de 5237 sayılı CMK’nın 141/1-i maddesinde tazminat verilebilecek haller arasında “hakkında arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen” kişiler olarak gösterildiği, arama kararından sonra haklarında beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilenler için tazminat öngörülmediği, kanunun öngördüğü şekilde “arama kararının ölçüsüz bir şekilde” gerçekleştirildiğinin iddia edilmemesi karşısında arama kararı nedeniyle ve davacı vekili tarafından dava dilekçesinde el koyma ile ilgili bir talepte bulunulmadığı gibi haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacının temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

b. Davacının gözaltı ve tutuklu kaldığı sürelere ilişkin manevi tazminat talebine yönelik değerlendirmede ise; nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2-b) bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 06.01.2020 tarihli ve 2019/1785 Esas 2020/22 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.