Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8155 E. 2023/1883 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8155
KARAR NO : 2023/1883
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1748 E., 2019/1019 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 18.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin yağma suçundan 08.06.2017 tarihinde tutuklandığını, 31.01.2018 tarihinde tahliye edildiğini ve yapılan yargılama sonunda verilen beraat ettiğini, hükmün kesinleştiğini, haksız tutuklama nedeniyle TCK’nın 141 inci maddesinin e fıkrası gereğince müvekkilinin tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak 20.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini “talep etmiş, 13.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 27.400 TL ‘ye yükseltmiştir.

2. Davalı vekili 15.08.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “tutuklama kararının sanığın kusurlu davranışları sonucu verildiğini, davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.09.2019 tarihli ve 2018/330 Esas 2019/271 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 10.12.2019 tarihli ve 2019/1748 Esas 2019/1019 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 01.11.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine, eksik inceleme neticesinde karar verildiğine, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/362 Esas sayılı dosyasına göre, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının 08/11/2017 tarih 2017/2288 Esas sayılı iddianamesi ile sanık …’ün diğer sanıklarla birlikte Silahla Yağma, Birden Fazla Kişi ile Birlikte Yağma, Hakaret suçlarından cezalandırılmaları istemi ile Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/362 Esas sırasına kayden kamu davası açıldığı; yapılan yargılama sonunda, davacı sanık …’ün tehdit suçundan beraatine, mala zarar verme ve yaralama suçundan şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 08/02/2018 tarihinde kesinleştiğinin 18/06/2018 tarihinde şerh verildiği, kesinleşme şerhli gerekçeli kararın sanığa tebliğ edildiğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, buna göre CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde tazminat davasının süresinde açıldığı görülmüştür.

Her ne kadar davacı tarafından süresi içerisinde haksız tutuklama nedeni ile Mahkememizde maddi ve manevi tazminat talepli dava açılmış ise de; sanığın Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/362 esas sayılı dosyasında “nitelikli yağma” suçu nedeniyle yargılamasının yapıldığı, Mahkemenin 31.01.2018 tarih, 2017/362 esas, 2018/49 karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin unsurları itibariyle oluşmayacağı, sanığın eylemlerinin TCK’nın 106/2-a-c maddesi kapsamında tehdit, TCK’nın 150/1. maddesi kapsamında mala zarar verme ve TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında kaldığının belirtildiği, sanığın tehdit suçundan beraatine, mala zarar verme ve yaralama suçlarından ise şikayet yokluğu nedediyle düşme kararı verildiği, 5271 sayılı CMK’nın 144. maddesinde ”Kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler: c) Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.” şeklinde düzenleme olduğu, mezkur kanun maddesinde şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi halinde tazminat hakkı doğmayacağının açıkça tasrih edildiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2019/256 esas, 2019/4301 karar sayılı ilamında ve diğer kararlarında da bu hususun vurgulandığı, sonuç olarak her ne kadar sanık tutuklanmasına neden olan suçun niteliğinin değişmesi nedeniyle tehdit suçundan beraat etmiş olsa da yaralama ve mala zarar verme suçları nedeniyle hakkında düşme kararı verildiği, kanuna göre yakalanan sanığın düşme kararı verilmesi halinde şahsi hürriyetini kısıtlayıcı sürelerin haksız olarak gerçekleştiği anlamına gelmeyeceği, sonuç olarak davacının tutuklanmasına neden olan suçtan düşme kararları verilmesi nedeniyle CMK’nın 144. maddesi gereğince tazminat istemeye hakkı olmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; vicdani kanının oluştuğu tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre mahkemenin usulden red kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, karar yerinde gösterilen deliller uyarınca oluşan kanaat ve takdirin dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/362 Esas – 2018/49 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yağma suçundan 08.06.2017 -31.01.2018 tarihleri arasında 7 ay 23 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda nitelikli yağma suçundan dava açılmış ise de sanığın eylemlerinin TCK’nın 106/2-a-c maddesi kapsamında tehdit, TCK’nın 150/1. maddesi kapsamında mala zarar verme ve TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında kasten yaralama suçunu oluşturduğu; sanığın tehdit suçundan beraatine, mala zarar verme ve yaralama suçlarından ise açılan davaların mağdurun şikayetinden vazgeçmiş olması nedeniyle düşmelerine kararı verildiği, hükümlerin 08.02.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
1. 5271 sayılı sayılı CMK’nın 144. maddesinde belirtilen tazminat alamayacak kişiler düzenlendiği, 144/1-c maddesinde genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülen kişilerin tazminat isteyemeyeceğinin belirtildiği, tazminata esas dosya incelendiğinde; davacı sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kamu davası açılmış ise de sanığın eylemlerinin TCK’nın 106/2-a-c maddesi kapsamında tehdit, TCK’nın 150/1. maddesi kapsamında mala zarar verme ve TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabulü ile sanığın tehdit suçundan beraatine, mala zarar verme ve yaralama suçlarından ise açılan davaların mağdurun şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddesi gereğince düşmelerine kararı verildiği dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 144/1-c maddesine göre davacının tazminat isteyemeyecek kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. 5271 sayılı CMK’nın 142/9. maddesindeki “Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz” hükmü gereğince davanın tümüyle reddedilmesi ve davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak 27.400 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu ve karar tarihinin 17.09.2019 olduğu dikkate alınarak, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı kurum lehine, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen 5.450 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 10.12.2019 tarihli ve 2019/1748 Esas 2019/1019 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.05.2023 tarihinde karar verildi.