Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/8039 E. 2023/5170 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8039
KARAR NO : 2023/5170
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/2192 E., 2019/2717 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.03.2019 tarihli ve 2018/278 Esas, 2019/123 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 63 üncü maddesi gereğince 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süreyle geçici olarak sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiştir.

2.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11.Ceza Dairesinin, 11.10.2019 tarihli ve 2019/2192 Esas, 2019/2717 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.10.2021 tarihli ve 2019/131745 sayılı temyiz istemlerinin esastan reddiyle onama görüşü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılanlar vekilinin temyiz isteği, olası kast hükümlerinin uygulanması gerektiğine,

2.Sanık müdafiinin temyiz isteği, eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğuna ve bilirkişi raporlarının hükme esas almaya elverişli olmadığına ,İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Mahkemece ”Tüm dosya kapsamına göre hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş herhangi bir delil mevcut değildir.

Somut olayın; sanığın sevk ve idaresinde bulunan … Turizme ait … plakalı … ile Serik’ten Antalya iline gitmekteyken Çandır Kavşağından D-400 Karayoluna katılım yapmak üzere olan maktulün sevk ve idaresindeki … plakalı araca, sanığın kırmızı ışık ihlali yaparak çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda …’un hayatını kaybettiği, katılan … ‘nın maktulün kullanmış olduğu araçta yolcu olarak bulunması neticesinde hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanması sonucu gerçekleştiği,

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 30/05/2018 tarihli ölü muayene tutanağına göre, maktulün ölümünün trafik kazası ile husulü mümkün genel beden travmasına bağlı çok sayıda kot ve etraf kemik kırıkları ile birlikte iç organda gelişen iç kanama ve hemo pnomotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu, ölümünde etkisi veya katkısı olduğunu düşündürecek başkaca bir harici etkenin varlığına rastlanılmadığı,
Olay anına ilişkin olan 29/05/2018 tarihli kaza tespit tutanağına göre; kazanın oluşumunda sanığın kırmızı ışık kuralına riayet etmeme ve kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kurallarını ihlal ettiğinin belirtildiği,

30/05/2018 tarihli CD inceleme tutanağına göre; görüntüde kavşaktaki trafik ışığının yeşil yanması ile … plaka sayılı aracın Serik istikametinden Antalya istikametine giden yolu yarıladığı sırada,Serik istikametinden Antalya istikametine seyir halinde ilerleyen … plaka sayılı aracın … plakalı aracın sol ön yan kısmına çarpıp orta refüje doğru sürüklediği, daha sonra … plakalı aracın Antalya-Serik istikametine (ters) şerite girerek durduğunun görüldüğünün belirtildiği,

20/09/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; incelenen CD kayıtları neticesinde sanığın kullanmış olduğu aracın Çaldır yolu kavşağında kırmızı ışık ihlali yaptığı, kavşak içerisinde kendisine yeşil yansa bile hızını azaltması gerekirken hızını hiç kesmediği, tam aksine hızlandığı, mevcut ortamda geçiş hakkına sahip olmadığı, maktulün kullanmış olduğu aracın ise geçiş hakkına sahip olduğunu,

14/12/2018 tarihli Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından alınan rapora göre özetle; sanığın asli kusurlardan “kırmızı trafik işaretinde geçme” kuralını ihlal ettiği, dikkatsiz, özensiz, ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup asli kusurlu olduğu, maktulün ise meydana gelen olayın oluşu üzerinde kusursuz olduğunun tespit edildiği,

Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğünden katılan …’nın olay nedeniyle oluşan yaralanmasına ilişkin olarak alınan 10/12/2018 tarihli raporda özetle; şahsın hayatını tehlikeye maruz kıldığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olmadığı, tespit edilen kemik kırıklarının ORTA (3) derecede etkiler nitelikte olduğunun bildirildiği,

Soruşturma aşamasında dinlenen bilgi sahibi Dıana Kostyhyn’nin tercüman eşliğindeki beyanlarında özetle; kendisinin 63 S 1208 plakalı otobüsün ön koltuğunda yolculuk ettiği sırada, içerisinde bulunduğu otobüsün Çandır kavşağına intikal ettiği sırada kendilerinin bulunduğu araca 20 saniye kırmızı ışık yandığı halde kavşağa hiç hızlarını yavaşlatmadan devam ettiklerini, kovuşturma aşamasında tanığa ulaşılamadığından yeniden beyanları tespit edilememiş eski beyanları ile yetinilmiştir.

Sanık kolluk aşamasındaki beyanında özetle; maktulün kullanmış olduğu aracın trafik ışıklarının sarı yandığı sırada geçtiğini gördüğü, kendisinin de hızını arttırarak kavşaktan geçmekte olduğu sırada kazanın meydana geldiği, kendisinin yeşil ışıkta geçtiğine emin olduğu, hızının da 80-85 km arasında olduğunu, savcılık beyanında ise farklı olarak; 80-85 km hızla giderken yeşil ışığın son saniyelerine denk geldiği, hızını arttırırsa yeşil ışıkta geçebileceğini düşündüğü ancak yetişemediği için kırmızı ışıkta geçtiğini, kovuşturma aşamasında talimat mahkemesi aracılığıyla alınan beyanınında savcılık beyanı ile aynı yönde olduğu anlaşılmıştır.

Taksirle öldürme suçu TCK’nın 85. maddesine düzenlenmiş olup bu suçun manevi unsuru taksirdir. Sırf hareketin yapılışı ve bu hareketin ölüme neden olması suçun oluşması için yeterli olmayıp ayrıca failin objektif dikkat ve özeni gösterip göstermediği manevi unsur açısından araştırılmalıdır. Toplumsal yaşamın ortaya koyduğu zorunluluklarla çeşitli alanlarda kişilerin dikkatli ve özenli davranmaları ile ilgili kurallar konulmuş olup bu kurallara uyma, dikkat gösterme, gerekli tedbirleri alma ve objektif olarak beklenen özeni gösterme zorunluluğu kabul edilmiştir. Hiç kimse hak ve hürriyetini kullanırken dilediği gibi davranma, özensiz ve dikkatsiz hareket etme hak ve yetkisine sahip değildir. Kusurluluğun ortak temelini oluşturan kusurlu irade taksirde hareketin iradeliği şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle iradi değilse taksirin varlığından söz edilmesi mümkün de değildir. Taksirle öldürme suçunda hareket ve sonuç arasında bir nedensellik bağının varlığı cezalandırmanın koşuludur. Nitekim TCK’nın 85 maddesinde “taksirle bir insanın ölümüne neden olan kimse” değimine yer verilmek suretiyle taksirli hareketle ölüm neticesi arasında maddi bir sebep sonuç ilişkisi arandığı ifade edilmiştir. Nedensellik bağının varlığının kabülü için failin hareketinden bağımsız bir nedensel serinin sonuca tek başına neden olmaması gerekir.

5237 sayılı yasada taksir; basit taksir ve bilinçli taksir şeklinde ayrıma tâbi tutulmuş, kanunun 22. maddesinin 3. fıkrasında bilinçli taksir; “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” şeklinde tanımlanarak, bu halde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür.

Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörememesi, bilinçli taksir halinde ise gerçekleşmesini istemediği bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.

Görüldüğü gibi, bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin hali ile bir tutulamayacağından ve neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlü olduğundan, “neticenin fail tarafından öngörülmesi” ölçü alınarak basit ve bilinçli taksir ayrımına gidilmiştir.

Sanık savunmaları, katılanlar ve tanık beyanları, dosyada mevcut bilimsel verilere ve olayın oluş şekline uygun mahkememizce hükme esas alınan trafik kaza tespit tutanağı, CD çözüm tutanakları ile aynı doğrultudaki Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın olayın meydana geldiği Çandır kavşağına yaklaşırken 80-85 km hız yaptığı, kavşakta bulunan trafik ışıklarının yeşildeyken kırmızıya döneceği sırada hızını arttırırsa kırmızı ışığa yakalanmadan geçebileceğini düşünerek hızını arttırdığı ancak kırmızı ışıkta geçerek maktulün kullanmış olduğu araca çarpması şekliyle kabul edilen olayda, dosyamızda alınan CD çözüm tutanağına göre sanığın kırmızı ışıkta geçtiği sabit olup, sanığın kırmızı ışığa yakalanmamak için hızını arttırdığı yönündeki olayın oluşu ile tutarlı Savcılık ve kovuşturma aşamasındaki beyanlarına itibar edilip kollukta suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmemiş, gerek kaza tespit tutanağında gerekse de Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporuna göre sanığın “kırmızı trafik işaretinde geçme” kuralını ihlal ettiği, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup sanığın asli kusurlu oluşu maktule hiçbir kusurun atfedilemeyişi de dikkate alınarak sanığın kaza eyleminde tek kusurlu olduğu kanaatine varılmış, Yargıtay 9. ve 12. Ceza Dairelerinin bilinçli taksir olarak kabul ettiği görüşler ile olayın meydana geliş biçimi dikkate alınarak sanığın trafik ışığının yeşil ışıktan kırmızıya döneceği sırada kırmızı ışığa yakalanmamak için şoförlük kabiliyetine güvenerek 80-85 km. olan hızını daha da arttırmasına rağmen kırmızı ışıkta geçerek kazaya sebebiyet verdiğini anlaşılması karşısında sanık hakkında bilinçli taksir hükmü uygulanarak cezasında TCK’nın 22/3 maddesi gereği 1/3 oranında artırım yapılmış, ölüm ve yaralanmalar ile meydana gelen kaza arasında illiyet bağının bulunduğu ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilerek sanığın üzerine atılı bilinçli taksirle bir kişinin ölümüyle birlikte bir kişinin de hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına sebep olduğu değerlendirilmiştir.

Sanığın asli tek kusurlu olarak sebep olduğu olay neticesinde bir ölüm ile beraber bir yaralanma meydana gelmesi ve yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek oluşu sebepleriyle cezada alt sınırdan uzaklaşılmış, sanığın eylemi bilinçli taksir ile işlemiş olması nedeniyle TCK madde 22/3 gereği cezasında 1/3 oranında arttırım yapılmış, ayrıca sanığın meydana gelen kaza neticesinde kusur durumu da gözetilerek TCK’nin 53/6 maddesi gereği sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.”

Biçimindeki gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.

2.Olay tarihinde kolluk görevlilerince tutulan kaza tespit tutanağında, sanığın kırmızı ışık kurallarına riayet etmediğinden ve kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığından kusurlu olduğu bildirilmiştir.

3.Olay anını gösteren cd inceleme tutanağında, … plakalı aracın kendisine hitap eden yeşil ışık yandıktan sonra hareket ettiği, yolun yarısına geldiğinde, aracının sol ön kısmına, sanığın idaresindeki Serik istikametinden Antalya istikametine seyir halindeyken çarpan otobüsün, otomobili orta refüje sürükledikten sonra, ters şeride girerek durduğu anlatılmıştır.

4.30.05.2018 tarihli …’un ölü muayene tutanağında,
”…
Kişinin ölümünün trafik kazası ile husulü mümkün genel beden travmasına bağlı çok sayıda kot ve etraf kemik kırıkları ile birlikte iç organ rüptüründen gelişen iç kanama ve hemo pnomotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu,
…”
Denilmektedir.

5.Sanık diğer aşamalardaki savunmalarına benzer olarak Serik Cumhuriyet Başsavcılığı 30.05.2018 tarihinde ”Ben, dün gece Alanya’dan Antalya istikametine gidiyordum. Yaklaşık 80-85 km ortalama hızla ilerliyordum. Ardından Çandır kavşağına vardığımda, yeşil ışığın son saniyelerine geldiğimde hızım 80-85 kilometre idi, ben de hızımı arttırırsam yeşil ışıkta geçebileceğimi düşündüm. Ancak yetişemediğimden dolayı kırmızı ışıkta geçtim. Ben, çarpmamak için sola manevra yaptım ancak karşı … hızını aldığından dolayı önüme çıktı ve kaza gerçekleşti. Ben olaya nedeniyle pişmanım, böyle bir olayın yaşanmasını istemezdim.” biçiminde ifade vermiştir.

6.Yargılama aşamasında aldırılan 20.09.2018 tarihli Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğünde Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Uzmanı teknik bilirkişisi raporunda, sanığın idaresindeki otobüsle Serik’ten Antalya’ya doğru seyir halindeyken, 21.10 sıralarında Çaldır yolu kavşağında kırmızı ışık ihlali yaptığı, kendisine yeşil yansa bile hızını azaltması gerekirken hızını hiç azaltmadığı , tam aksine hızlandığı, sağ yan yoldan gelen aracı görmediği, tam orta kısmından araca çarptığı, mevcut ortamda geçiş hakkına sahip olmadığı saptanmıştır.

7.Katılanın kesin adli muayene raporu dosyada mevcuttur.

8.Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 14.12.2018 tarihli raporunda,
”Sanık sürücü …, sevk ve idaresindeki otobüs ile ışıklı kavşağa kırmızı ışıkta giriş yaparak ilk geçiş hakkını yeşil ışıkta kavşağa girmiş olan diğer sürücü idaresindeki otomobile bırakmamış, sürücü asli kusurlarından “Kırmızı Trafik işaretinde geçme” kuralını ihlal ettiği , dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda asli kusurludur.

Sürücü …, idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalli ışıklı kavşağa geldiğinde tespitlerden anlaşılmakla kavşağa yeşil ışıkta giriş yaptığı sırada meydana gelen olayın oluşu üzerine etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.”

Şeklinde kusur dağılımı yapılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Sanığın idaresindeki otobüsle, gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı, meskun mahal dışı, bölünmüş asfalt kaplama karayolunda seyrederken, ışık kontrollü üç yönlü kavşağa geldiğinde, kendisine hitap eden kırmızı ışığa rağmen kavşağa giriş yaptığı sırada, gidiş yönüne sağdan gelen sürücü Tahir idaresindeki otomobilin sol ön ve yan kısımlarına çarpmasıyla, sanığın tam kusuruyla, bir kişinin ölümüne, bir kişinin ise vücudunda 3. dereceden kırık oluşacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olaya ilişkin mahkemenin kabulünde hukuka aykırı bir durum görülmemiştir.

A)Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Sanığın kendisine hitap eden kırmızı ışığa rağmen kavşağa giriş yaparak, kazaya sebebiyet verebileceğini objektif olarak öngördüğü halde … kullanmadaki becerisine güvenerek, neticenin meydana gelmeyeceğine inanmak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı eylem gerçekleştirdiği anlaşıldığından bilinçli taksirle hareket ettiği belirlenmekle, hüküm bu yönüyle de hukuka uygun bulunmakla, katılanlar vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B)Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemecesince kabul edilen olay ve olgularda isabetsizlik saptanmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 11.10.2019 tarihli ve 2019/2192 Esas, 2019/2717 Karar sayılı kararında sanık müdafiince ve katılanlar vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manavgat 2.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.