YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8030
KARAR NO : 2023/2090
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 19.11.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin silahlı terör örgütüne adına suç işlemek suçundan 20.12.2009 tarihinde tarihinde gözaltına alındığını, 24.12.2009 tarihinde tutuklandığını, 02.11.2010 tarihinde tahliye edildiğini, hakkında beraat kararı verildiği, haksız olarak tutuklu kaldığı günler için 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata gözaltı tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2.Davalı vekili 04.12.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde zararına dair belge sunamadığını, davacı kendi eylemleri ile tutuklanmasına neden olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, faiz talebinin haksız olduğunu, öne sürmüştür.
3.Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.01.2019 tarihli ve 2018/258 Esas, 2019/24 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
4.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 07.10.2019 tarihli ve 2019/891 Esas, 2019/2042 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi;
Müvekkilinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan gözaltın alınıp tutuklandığı ve hakkında bu suçtan beraatine karar verildiğini, hakkında tutuklanmadığı 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kovuşturmanın ertelenmesi kararı verildiğini, 5271 sayılı Kanunun 141 maddesi gereği davacının tutuklanmasına neden olan suçtan beraat etmesi nedeniyle tazminata hak kazanmasına rağmen reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasıyla temyiz ettiğini, öne sürmüştür.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının tazminata esas Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/479 Esas – 2018/204 Karar sayılı dava dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yargılandığını, 20.12.2009 – 02.11.2010 tarihleri arasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 30.04.2018 tarihinde kesinleştiği,2911 sayılı kanuna muhalefet suçundan kovuşturmanın ertelenmesine karar verilip, kararın 21.05.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacı hakkında tutuklama kararı verilirken eylemlerin tüm halinde değerlendirilip mevcut delil durumu dikkate alınarak verildiğini, davacının 2911 sayılı Kanuna aykırı eylemleri olmasaydı silahlı terör örgütü üyesi olduğu yönünde de bir soruşturma ile muhatap kalmayacağını, bu nedenle beraat edilen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun, kovuşturması ertelenen suçlarla bağlantılı olduğu ve bu suçtan mahkumiyete yeterli delil elde edilemediğinden beraat kararı verildiği sonucuna varıldığını, bu bağlamda davacının hukuki durumu değerlendirildiğinde haksız olduğu ileri sürülen tutuklamaya davacının kendisi kendi kusurlu hareketleriyle sebebiyet verdiği, 5271 sayılı Kanunun 144 üncü maddesinin c bendinde belirtildiği gibi genel af veya özel af, şikayetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturma yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülen kişilerin tazminat isteyemecek oldukları bildirildiği, sonradan yürürlüğe giren kanunlar gereğince davacı hakkında 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan kovuşturmanın ertelenmesine, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan beraatine karar verildiğinin anlaşılması karşısında 5271 sayılı Kanunun 144 üncü maddesi gereğince davacı yönünden tazminat talep etme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarının temyiz incelemeleri sırasında temyiz kesinlik sınırlarının davacı açısından ise reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden hesap edilmesi nedeniyle, hükmedilen maddi tazminat miktarının davacı açısından kesin olduğu gerekçesi ile yapılan kesinleştirme işleminin yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Tazminat talebinin dayanağı olan Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/479 Esas – 2018/204 Karar sayılı dava dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yargılandığını, 21.12.2009 – 02.11.2010 tarihleri arasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 30.04.2018 tarihinde kesinleştiği, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kovuşturmanın ertelenmesine karar verilip, kararın 21.05.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın tutuklama itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
Davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı kanuna muhalefet suçlarından açılan kamu davasında, davacının sadece silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle tutuklandığı, yargılama sonucu davacı hakkında tutuklanmadığı 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kovuşturmanın ertelenmesi kararı verildiği, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçunun davacının tutuklanmasına esas olan suçtan bağımsız nitelikte bir suç olması itibariyle, davacı yönünden tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği ve koruma tedbirleri nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı Kanunun 141 inci madde ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği bu nedenle uğranıldığı iddia edilen davacının temyiz talebi gereği maddi ve manevi zararla ilgili bir tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 07.10.2019 tarihli ve 2019/891 Esas, 2019/2042 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Midyat Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.