Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7995 E. 2023/2483 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7995
KARAR NO : 2023/2483
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1057 E., 2019/1110 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 29.06.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı …’nin FETÖ-PDY soruşturması ile ilgili olarak 15.08.2016 tarihinde gözaltına alındığı, 18.08.2016 tarihinde tutuklandığı, 28.04.2017 tarihinde tahliye olduğu, Denizli 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/13 esas, 2018/122 karar sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, müvekkilinin tutuklanması sebebiyle KHK ile meslekten ihraç edildiğini, müvekkilinin haksız yere gözaltında kalarak psikolojik ve ekonomik yıkıma uğradığını belirterek 600.000,00 TL manevi, 200.000,00 TL maddi tazminatın ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 29.07.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız gözaltı ve tutuklamaya maruz kaldığı iddiasıyla talep ettiği maddi ve manevi tazminat davasının usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Dinar Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.04.2019 tarihli ve 2018/57 Esas, 2019/24 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 13.09.2019 tarihli ve 2019/1057 Esas, 2019/1110 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.10.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz itirazlarının esastan reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davacı tarafından kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi istemli dava açılmadığı anlaşılmıştır.

Davacının ihraç sonrasında OHAL Komisyonu tarafından görevine iade edildiği, davacının mahkemedeki beyanında geriye dönük olarak alamadığı maaşının faizi olmadan aldığını, sadece görevden uzaklaştırma kararı ile kesintili olarak aldığı maaşın kesilen miktarının tarafına ödenmediğini beyan etmesi karşısında, Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabına göre davacıya toplam 78.349,84TL maaş ve 19.979,50 TL Genel Sağlık Sigorta Piriminin ödemesinin yapıldığının bildirildiği tespit edilmiştir.

Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 26.03.2019 tarihli yazısına göre davacının 19.08.2016 ile 28.04.2017 tarihleri arasındaki süreyi kesintisiz infaz ettiği anlaşılmıştır.

Davacının avukatlık ücreti yönünden maddi tazminat talebinin incelenmesinde; Dosya içeriğinde yer alan 20.09.2016 tarihli vekaletname ile Av. …’ın davacı tarafından vekil olarak tayin edilmiş olduğu, dosyaya sunulan 01.03.2018 tarih ve 5342 sayılı Serbest Meslek Makbuzunda davacı tarafından 10.000,00 TL olarak vekâlet ücretine ilişkin ödeme yapıldığının belirtilmesi karşısında; davacının, hakkında açılan soruşturma ile ilgili olarak 20.09.2016 tarihinde vekil tayin etmesi, belirlenen ücret ile ilgili olarak 01.03.2018 tarihli serbest meslek makbuzunun tanzim edilmesi hususları ile nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 18/05/2015 tarih, 2014/22418 esas ve 2015/8403 sayılı ilamında ” serbest meslek makbuzları içeriği ile avukatlık sözleşmesi içeriğinin uyumlu olduğu dikkate alındığında davacı lehinde serbest meslek makbuzları üzerindeki vekalet ücreti bedelinin maddi tazminat olarak tayininde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığının..” belirtilmesi karşısında, dava dosyasında yer alan vekaletname ve serbest meslek makbuzunun davacının gözaltına alındıktan sonraki yargılama süreçleriyle ve birbirleriyle uyumlu olduğu gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilerek, serbest meslek makbuzu üzerindeki 10.000,00 TL olan bedelden, beraat kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan A….T uyarınca Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce hükmedilmiş olan 4.360,00 TL maktu vekalet ücretinin düşülerek kalan vekalet ücreti miktarı olan 5.640,00 TL maddi zararın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Davacının kesintili almış olduğu maaş yönünden maddi tazminat talebinin incelenmesinde; Davacının 15.08.2016 tarihinde gözaltına alındıktan sonra 19.08.2016 tarihinde tutuklandığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 18.08.2016 tarih ve 15708070 sayılı oluru ile davacı hakkında görevden uzaklaştırma kararı verildiği, davacının 29.10.2016 tarihinde yayınlanan KHK ile ihraç edildiği görülmüştür. Benzer bir olayda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 29/11/2018 tarih, 2018/3144 Esas, 2018/3259 sayılı ilamında ve Yargıtay 12. Ceza Dairesinin istikrar kazanmış kararlarında belirtildiği üzere davacının ihraç edilmeden önce maaşından yapılan kesintiye ilişkin talebinin idare hukuku çerçevesinde idari yargı yoluyla talep edebileceği, CMK 141 ve devamı maddelerindeki tazminat isteme koşullarının bu süreye ilişkin oluşmadığı anlaşıldığından davacının bu yöndeki maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Davacının dava dilekçesindeki sair nedenlere ilişkin maddi tazminat talebinin incelenmesinde; Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü diğer maddi tazminat taleplerinin Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 08/10/2018 tarih, 2018/4954 Esas ve 2018/9327 Karar sayılı ve benzer birçok ilamında da belirtildiği üzere CMK’nın 141 ve devamı maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyecek taleplerden olduğu anlaşılmış ve şartları oluşmadığından davacının bu yöndeki maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Dosyanın manevi tazminat talebi yönünden incelenmesinde; Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer, beraat gerekçesi ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği dikkate alınarak CMK’nın 141/1-e maddesinde kanuna uygun olarak yakalandıktan sonra hakkında beraat kararı verilen kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını devletten isteyebileceğinin hüküm altına alındığı buna göre davacı yönünden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, buna göre davacının hürriyetinden yoksun kaldığı süre, bu sürede duyduğu elem ve ıstırap, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan işlem yapılması, aile ve sosyal çevresi ile ilişkileri, kendisine atılı suç nedeniyle toplum nazarında aleyhine oluşan önyargılar, içine düştüğü olumsuz şartlar ile ayrıca sosyo-ekonomik durumu dikkate alındığında zenginleşme aracı olmaksızın davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 18.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 15.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden; 15.08.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 694 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 144. maddesi ile yapılan düzenleme ile CMK’nun 142/9 maddesi gereğince tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbi avukatlık ücretinin ödeneceği ancak ödenecek miktar Tarifede Sulh Ceza Hakimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağının belirtildiği dikkate alınarak hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı üzeriden hesap edilen 2.836,80 TL vekalet ücretinin davalı hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince,Yargıtay 12. Ceza Dairesi ve Dairemizce gidilen görüş değişikliğine göre; tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle maddi tazminata konu olamayacağı gözetilmeksizin, tazminat davasına konu ceza yargılamasında maktu vekalet ücretinin üzerinde davacının avukatına ödeme yaptığından bahisle maddi tazminata hükmolunması gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine ve hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle 17.000,00 TL’ye düşürülmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/13 Esas, 2018/122 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 15.08.2016-28.04.2017 tarihleri arasında 256 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 23.03.2018 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 30.03.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 13.09.2019 tarihli ve 2019/1057 Esas, 2019/1110 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.09.2023 tarihinde karar verildi.