Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7960 E. 2023/1967 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7960
KARAR NO : 2023/1967
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3389 E., 2019/3054 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebebine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacının 15.11.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/162 Esas 2017/Karar sayılı dosyasında 23.12.2010 tarihinde tutuklandığını, 27.05.2011 tarihinde tahliye edildiğini, bu tutuklama nedeniyle 06.01.2011-27.05.2011 tarihleri arasında infaz gördüğünü, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, haksız tutuklama nedeniyle maddi manevi tazminat talep etmiştir.
Davacı vekilinin 09.05.2018 tarihli dilekçesinde özetle; inşaat işçisi olan müvekkilinin 22.12.2010 tarihinde gözaltına alındığını, önce Söke A.3 Tipi ceza evinde kaldığını 05.01.2011 Kütahya E tipi Kapalı ceza evine gönderildiğini, 06.01.2011 tarihinde yeniden Söke’ye sevk edildiğini, bir süre sonra Nazilli’ye sevkinin yapıldığını, bu değişiliklerle psikolojisinin bozulduğunu, ceza evinde masraflarının olduğunu, işlerinin yarım kaldığını, davacının tutuklu kaldığı sürelerin mahsubuna karar verilmişse de mahsup durumunun tazminata engel olmadığından haksız tutuklama nedeniyle 30.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 08.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yasal ve usul şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan delil yetersizliği nedeniyle beraat ettiğinden tazminat hakkı bulunmadığı, yağma suçundan ise eylemin basit yaralama suçuna dönüşmesi nedeniyle düşme kararı verildiğinden tazminata hak kazanamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.06.2018 tarihli ve 2017/667 Esas, 2018/461 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 08.07.2019 tarihli ve 2018/3389 Esas, 2019/3054 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi;
Mahkemece ceza evi masraflarının olduğu belirtilmişse de bu hususuna ilişkin araştırma yapılmadığına, müvekkili hakkında mahsup kararı bulunduğu, Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere mahsubun tazminata engel olmayacağından makul tazminat verilmesi gerektiğine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin esasını oluşturan Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/162 Esas, 2017/262 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli yağma suçlarından yargılandığı, 22.12.2010 – 27.05.2011 tarihleri arasında gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama ile nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar veriliği, nitelikli yağma suçundan ise eylemin basit yaralama suçu kapsamında kaldığı ve mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ile düşme kararı verildiği, kararın 12.10.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, gözaltında kaldığı 1 günlük süre ile 06.01.2011-27.05.2011 tarihleri arasında tutuklulukta kaldığı sürelerin 22.06.2016 tarih Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/390 esas 2015/452 Karar sayılı kararı ile mahsup edildiği, bu nedenle davacının 23.12.2010-05.01.2012 tarihleri arasında tazminata hükmolunması gerektiği belirlenerek, 284,73 TL maddi ve 400,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, hükmedilen manevi tazminatın miktarının eksik olduğundan 1.500,00 TL’ye indirilmesi gerektiğinden bu kısımın düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/162 Esas, 2017/262 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli yağma suçlarından yargılandığı, 22.12.2010 – 27.05.2011 tarihleri arasında 156 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama ile nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar veriliği, nitelikli yağma suçundan ise eylemin basit yaralama suçu kapsamında kaldığı ve mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ile düşme kararı verildiği, kararın 12.10.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Davacının hem nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma hem de nitelikli yağma suçundan tutuklanmasına karar verilip, tek tutuklama müzekkeresi düzenlendiği, davacının iki suç bakımından da tutukluluğunun infaz gördüğü, davacının tazminata hak kazanabilmesi için dava dosyasında tutuklandığı ve yargılandığı tüm suçlardan beraat etmesi gerektiği, nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar veriliği, nitelikli yağma suçundan ise eylemin basit yaralama suçu kapsamında kaldığı ve mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ile düşme kararı verildiği, 5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülen kişilerin tazminat isteyemeyecek kişilerden olduğunun belirtildiği ve davacının iki suçtan da gözaltına alındığı ve tutuklandığı göz önünde bulundurulduğunda, davacının her iki suçtan da beraat etmesi halinde tazminata hak kazanacağı değerlendirilmekle, davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş ancak temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz sebepleri yönünden;
Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyası kapsamında, davacının hem nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma hem de nitelikli yağma suçundan gözaltında ve tutuklu kaldığı, nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat etmişse de yağma suçunun basit yaralama suçu kapsamında kalıp şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmemesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince tazminata hak kazanamayacağı halde davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak bu hususun temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmadığı yukarıda açıklanmış olup davacı vekilinin mahkemece eksik araştırma yapıldığı ve mahsup nedeniyle eksik tazminata hükmedildiğine ilişkin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 08.07.2019 tarihli ve 2018/3389 Esas, 2019/3054 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2023 tarihinde karar verildi.