YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7943
KARAR NO : 2023/2116
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 22.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında 04.08.2011 – 17.07.2013 tarihleri arasında haksız olarak tutuklu kalması sebebiyle 500.000,00 TL maddi, 1.500.000,00 TL manevi tazminatın cezaevine girme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2. Davalı vekili 21.06.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Dava süresinde açılmamıştır. Talep edilen tazminat miktarları fahiştir. Mahkemenin yetkili olup olmadığı, mükerrer dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Uğranıldığı iddia edilen maddi zarar ispatlanmamıştır. Davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinde yasal düzenleme dikkate alınmalıdır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.02.2019 tarihli ve 2018/347 Esas, 2019/12 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 10.09.2019 tarihli ve 2019/1433 Esas, 2019/2636 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 30.10.2021 tarihli ve 2019/117724 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğuna, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacı …’in 04.08.2011 tarihinde tutuklandığı, 17.07.2013 tarihinde serbest bırakıldığı, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.03.2018 tarih ve 2018/8 Esas, 2018/54 Karar sayılı kararı ile beraat ettiği ve hükmün 16.04.2018 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince tazminat isteminin kısmen kabulünün gerektiği anlaşılarak, davacının tutuklandığı tarih, sosyal ve ekonomik durumu, ekonomik şartlar, tazminatın zenginleştirecek ölçüde olmaması gerektiği hususu da dikkate alınarak duyduğu elem ve üzüntü için 23.000,00 TL manevi tazminatın 04.08.2011 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar tır şöförü olarak çalıştığını beyan etse de; buna ilişkin belge sunamadığından, tutuklu kaldığı tarihler arasındaki 16 yaşından büyük kişiler için asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 16.055,719 TL maddi tazminatın 04.08.2011 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunduğu anlaşılarak; gerekçe ve hükümdeki manevi tazminat miktarına ilişkin “23.000,00 TL” ibaresi çıkarılarak yerine, “28.000,00 TL” ibaresinin yazılması, hükümdeki vekalet ücretine ilişkin “5.450,00TL” ibaresi çıkarılarak yerine “5.196,13 TL” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/8 E., 2018/54 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının çocuğun cinsel istismarı suçundan 04.08.2011 – 17.07.2013 tarihleri arasında 713 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 23.03.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye dava açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları her ne kadar 5271 sayılı Kanun’da düzenlenmiş ise de; özel hukuk yanı ağır basan bir dava olması nedeniyle bu Kanunda düzenlenme bulunmayan hallerde tazminat hukukunun genel prensipleri çerçevesinde 6100 sayılı Kanun’un uygulanması gerekmektedir. 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen duruşma açılmadan düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilecek haller bir suç kovuşturması sonucu verilen hükümler için geçerli olup doğrudan tazminat davalarında uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle 6100 sayılı Kanun’un istinafa ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması gerekmekte olup, aynı Kanun’un 353 üncü maddesi gereğince tazminat miktarlarının azaltılması veya artırılmasının duruşma açılmaksızın düzeltilerek esastan reddine karar verilmesinde bir engel bulunmadığından tebliğnamede tazminat miktarının artırılmasının duruşma açılarak yapılması gerektiğine ilişkin bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacı lehine tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan “16.929,36” TL yerine, bu miktarın altında kalacak şekilde “16.055,719” TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 10.09.2019 tarihli ve 2019/1433 Esas, 2019/2636 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.