Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7902 E. 2023/2115 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7902
KARAR NO : 2023/2115
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 30.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında cezaevine uyuşturucu madde sokmak suçundan 18.03.2006 – 08.11.2006 tarihleri arasında haksız olarak gözaltında ve tutuklu kalması sebebiyle 100.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 01.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Dava dilekçesinde tazminat talebi hiçbir belgeye dayandırılmamıştır. Maddi kayıpların neye göre belirlendiği anlaşılmamaktadır. Davacı yasaların öngördüğü usul ve şartlara uygun şekilde tutuklanmıştır. Bu yüzden tazminat istemi haksızdır. İddia edilen zarar ile tutukluluk arasında illiyet bağı yoktur. Faizle ilgili talepler haksızdır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.05.2018 tarihli ve 2017/54 Esas, 2018/128 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 01.07.2019 tarihli ve 2018/3018 Esas, 2019/2912 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 20.10.2021 tarihli ve 2019/88137 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; maddi tazminat talebi açısından görev yönünden ret kararı verilmesine, hükmedilen manevi tazminat miktarı ve vekalet ücretinin az olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, İnfaz Koruma Memuru olarak görev yapmakta olan davacının, cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin koğuşlarında yapılan aramalarda bazı koğuşlarda uyuşturucu madde ve haberleşme aracı ele geçirilmesi üzerine bir kısım tutuklu ve hükümlülerin de bulunduğu kişilerle birlikte haklarında başlatılan soruşturma neticesinde 18.03.2006 ile 21.03.2006 tarihleri arasında gözaltında kaldığı ve 21.03.2006 tarihinde tutuklandığı, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sürecinde 08.11.2006 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama neticesinde 26.05.2009 tarihinde Cezaevine Yasak Eşya Sokmak suçundan beraatine, Satmak için Uyuşturucu Madde Bulundurmak ve Aracılık Etmek suçundan mahkumiyetine karar verildiği, ancak hükmün temyizi üzerine mahkumiyet hükmünün bozulması ile yeniden yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesince 17.01.2017 tarihinde bu suçtan da beraatine dair karar verildiği ve söz konusu kararın 25.01.2017 tarihinde kesinleştiği, davacının bu dava nedeniyle 3 gün gözaltında ve 232 gün tutuklu kaldığı, yasal süresi içerisinde maddi ve manevi tazminat istemli davanın açıldığı, bu itibarla davacının haksız olarak tutuklanmış olduğu ve davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre boyunca özgürlüğünden yoksun bırakıldığı, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı sürelerin bir başka suçtan mahsup edilmediği anlaşılmıştır.

Davacının haksız olarak gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süreler ile yargılama sürecinde görevden uzaklaştırma nedeniyle maaşından yapılmış olan kesintiler yönünden bilirkişi raporunda belirtildiği üzere talebinin kısmen kabulü ile 9.012,86 TL maddi tazminat ile objektif bir kriter olmamakla birlikte, davacının üzerine atılı suçların niteliği, dosyaya yansıyan sosyal statüsü, ekonomik durumu, haksız yere gözaltında ve tutuklulukta kaldığı sürede duyduğu üzüntü, yaşamış olduğu elem ve ızdırap ile psikolojik baskı, hak ve nefaset kuralları ile manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı hususları göz önünde bulundurularak takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın 18.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Yapılan değerlendirme sonucunda hükmedilen manevi tazminatın usul ve yasaya uygun olduğu ancak her ne kadar davacının maaşından yapılan ve ödenmeyen kesintiler maddi tazminat olarak hüküm altına alınmış ise de; davacının gözaltında kaldığı süreye ilişkin maaşından ödenmeyen kısmının ödenmesine yönelik talebinin idari yargının görevinde olduğundan maddi tazminat talibinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından; maddi tazminata ilişkin (1) numaralı bendin hükümden tamamen çıkarılarak yerine; “Maddi tazminat talebinin idari yargının görev alanına girdiği anlaşıldığından reddine, 15.000 TL manevi tazminatın 18.03.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin eklenmesi,

Yine hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 694 sayılı Kanun Hükmünde Karanamenin 144 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre, davacı lehine tayin olunan maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı gözetilmeden 1.800,00 TL nisbi vekalet ücreti yerine 4.360,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi kanuna aykırı bulunarak; vekalet ücretine ilişkin (3) numaralı bentte yazılı “4.360,00 TL” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1.800,00 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/173 E., 2017/14 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının ceza infaz kurumuna uyuşturucu madde ve yasak eşya sokmak suçundan 18.03.2006 – 08.11.2006 tarihleri arasında 235 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 25.01.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye dava açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Davacının gözaltına alındığı ve tutuklandığı tarihlerde kamu görevlisi olduğu, bu kapsamda maaşından kaynaklı maddi zararlarının ödenmesi hususunda idari mercilere başvurması gerektiği dikkate alınarak, maddi tazminata ilişkin talebinin reddine karar verilmesi yönünden kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği göz önünde bulundurularak belirlenen manevi tazminat miktarı yönünden kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

05.08.2017 tarihli 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik, 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak, bu aralıkta hesaplanan nisbî avukatlık ücretine hükmolunmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 01.07.2019 tarihli ve 2018/3018 Esas, 2019/2912 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.