YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7896
KARAR NO : 2023/2148
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 24.09.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında silahlı terör ögütüne üye olmak suçundan Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/141 sayılı dosyası üzerinden tutuklu olarak yapılan yargılama sırasında 11.04.2018 tarihinde adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilmesi üzerine davacı hakkında Göç İdaresi tarafından idari gözetim kararı verildiğini, karara karşı yasada gösterildiği şekilde Aydın Sulh Ceza Mahkemesine itirazda bulunduğunu ancak Yasanın açık hükmüne rağmen hakkında adli kontrol bulunan ve bu halde hakkında gözetim kararı verilemeyecek olan davacı hakkındaki idari gözetim kararının kaldırılmadığından ve 20.09.2018 tarihine kadar gözetim altında kaldığından bahisle ilgili kararı veren hakimin hukuki sorumluluğu nedeniyle 10.000,00 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 15.102018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, maddi zararın belgelenmediğini talep edilen tazminat miktarının fazla olduğunu öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin, 31.01.2019 tarihli ve 2018/500 Esas, 2019/50 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 03.07.2019 tarihli ve 2019/1116 Esas, 2019/2312 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.10.2021 tarih, 2021/7896 sayılı tebliğnamesi ile hükmün onanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi, 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesine 18.06.2014 tarihinde eklenen üçüncü fıkrası gereği ceza hakimleri hakkında açılacak davalarda Ağır Ceza Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle kararın yerinde olmadığına ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “Söz konusu idari gözetim kararı 6548 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 57/2 maddesi gereği valiliklerce alınan bir idari karar niteliğinde olduğu, Anayasanın 125/1. maddesi gereğince idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı dava açılabileceği, bu davaların da idari yargının görev alanında olduğu, ayrıca söz konusu idari gözetim kararının niteliği ve muhtevası itibariyle kanun koyucununu iradesi doğrultusunda önleyici nitelikteki tedbir vasfında tanımlandığı, CMK’nın koruma tedbirlerine ilişkin tazminat hükümlerinin tahdidi olarak sayıldığı, koruma tedbirlerinin CMK’da nitelik ve niceliğinin belli olduğu, ceza soruşturma ve kovuşturması dışında kalan hallerdeyse karşılaşılan haksız uygulamalara karşı, idari yargıda tam yargı davası açılması gerektiği, önleyici nitelikteki tedbirlerden olan idari gözetim kararının da bu kapsamda olduğu, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/2121 Esas, 2014/16123 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere idari merciin hatalı işleminden kaynaklanan hukuka aykırılıkların İdari Yargı görev alanında kaldığı ve bu mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunabileceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, bu nedenle mahkememize açılan idari gözetim nedeniyle maddi manevi tazminat davasının görev yönünden reddine karar verilmiştir.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Kocaeli 6. Ağır Mahkemesinde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklu olarak yargılanan davacının mahkemece 11.04.2018 tarihinde yurt dışına çıkış yasağı ve imza atma yükümlülüğü şeklinde adli kontrol kararı ile tahliye edildiği, İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 06.06.2018 tarihli kararıyla 6458 sayılı Kanunun 57 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gözetim altına alınmasına karar verildiği, aynı maddenin altıncı fıkrası uyarınca idari gözetim kararına Sulh Ceza Hakimliği nezdinde karşı itiraz yoluna başvurduğu, başvuruları neticesinde Aydın 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 20.06.2018 tarih, 2018/2780, 28.06.2018 tarih, 2018/2948 ve 12.07.2018 tarih, 2018/3181 değişik iş sayılı kararlarıyla itirazın reddine karar verildiği, talep konusunun söz konusu kararları veren hakimin kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğu iddiası ile 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
5271 sayılı Kanunun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” başlıklı 141 inci maddesinde suç soruşturması veya kovuşturması sırasında, 141 inci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen haller nedeni ile zarar gördüğünü iddia eden kişilerin maddî ve manevî her türlü zararlarını Devletten isteyebilecekleri, 142 nci maddesinde ise koruma tedbirleri nedeni ile tazminat isteminin, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesine; “(3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir. (4) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.” şeklinde 3. ve 4. fıkralar eklenmiştir.
Söz konusu düzenleme ışığında hakim ve Cumhuriyet savcılarının, suç soruşturması veya kovuşturması sırasındaki kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri nedeniyle tazminat davalarının bu maddeye göre açılabileceği ancak; somut olayda davacı hakkında uygulanan gözetim kararının idari bir karar olduğu, ilgili karara karşı yasada tanımlandığı şekilde yapılan itirazın değerlendirildiği Aydın 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararlarının suç soruşturması veya kovuşturması sırasında verilen karar niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı Kanunun 141 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki tazminat isteme koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın görev yönünden yazılı şekilde reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamış, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 03.07.2019 tarihli ve 2019/1116 Esas, 2019/2312 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.