YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7889
KARAR NO : 2023/2013
KARAR TARİHİ : 06.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 24.04.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Edirne Cumhuriyet Savcılığı ve Edirne 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen kararların kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu belirterek 500,000,00 TL maddi ve bunun üç katı manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
2.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21.05.2018 tarih, 2018/34 Esas, 2018/22 sayılı kararıyla 5271 sayılı Kanunun 6545 sayılı Yasa ile değişik 142 nci maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.
3. Davalı vekili bila tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, talep konusu anlaşılamadığını, zararın ne olduğunun belirtilmediğini öne sürerek, yasal şartları olmayan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
4. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.12.2018 tarihli ve 2018/414 Esas, 2018/500 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2019/643 Esas, 2019/1802 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacının istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
6.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.10.2021 tarih, 2019/87412 sayılı tebliğnamesi ile kararın onanması talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi, istinaf mahkemesi kararının hukuksuz olduğuna, 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki tazminat koşulları oluştuğundan maddi ve manevi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme gerekçesinde “Hakimlerin ve bu sınıftan sayılan Cumhuriyet savcılarının yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK’nın 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasada gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir. somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; suç soruşturmasının gereken özen gösterilmeksizin yapılması ve kanunun emredici hükümlerinin gözetilmemesidir. Davacının bildirdiği soruşturma dosyasında Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş; davacının, şikayetçi sıfatı ile yaptığı itiraz Edirne Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiş ve anılan karar kesinleşmiştir. Gerek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve gerekse de itiraz üzerine verilen karar; yargısal işlemlerin özünde mevcut bulunan takdir yetkisinin kullanılmasına ilişkindir. Özel bir amaçla davranıldığı yönünde delil de yoktur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiçbirisi mevcut bulunmadığından usul ve yasaya aykırı olan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Davacı tarafından Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına, Edirne İcra Müdürlüğünün borçlu olarak bulunduğu icra dosyalarında taleplerinin haksız şekilde reddedildiğinden, kamu düzenine ilişkin taleplerin resen dikkate alınması gerektiği halde alınmadığından bahisle suç duyurusunda bulunması üzerine, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/8126 sayılı soruşturma evrakı üzerinden yapılan değerlendirme sonucu 2017/5208 sayılı kararla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacı tarafından karara yapılan itiraz üzerine Edirne Sulh Ceza Hakimliğinin 16.01.2018 tarih, 2018/229 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, davacının söz konusu kovuşturmaya yer olmadığına ve itirazın reddine yönelik kararları veren hakim ve Cumhuriyet savcısının kanunun emredici hükümlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesine; “(3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir. (4) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.” şeklinde 3. ve 4. fıkralar eklenmiştir. Buna göre davacının davasına konu karar tarihlerinin 18.06.2014 tarihinden sonra olması sebebiyle davanın 5271 sayılı Kanunun 141 ve devamı maddelerine tabii olduğu ve değerlendirmenin de söz konusu maddelere göre yapılacağında kuşku bulunmamaktadır.
Davacının talebine konu kararların hakim ve Cumhuriyet savcılarının yargısal faaliyet kapsamındaki değerlendirmelere yönelik kararlar olduğu ve anılan kararlara karşı kanun yollarının yasa ile gösterildiği, davacının söz konusu yasal yollara başvurduğu ve kararların kesinleştiği ve 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde kanunun aradığı yasal koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından taleple ilgili olarak söz konusu kanun gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 46 ila 49 uncu maddelerine göre değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamış ve verilen karar hukuka uygun bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2019/643 Esas, 2019/1802 Karar sayılı kararında davacı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.