Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7875 E. 2023/2284 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7875
KARAR NO : 2023/2284
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 08.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilin 22.11.2011 tarihinde saat sabahın 07.00 sinde İzmir Kaçakcılık organize Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığı, 25.11.2011 tarihinde Nöbetçi Savcılık tarafından ifadesinin alındığını ve kaçma şüphesi bulunmayan sanığın serbest bırakılmasına karar verildiğini, ancak 10.12.2011 tarihinde özel yetkili mahkeme tarafından tutuklama müzekkeresi çıkarılarak aynı gün tutuklandığını, 06.07.2012 tarihinde tahliye edildiğini, yargılama sonucunda beraat ettiğini belirterek haksız gözaltı ve haksız tutuklamadan dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile 250.000 TL maddi tazminat ve 750.000 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 22.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 02.01.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2018 tarihli ve 2017/431 Esas 2018/178 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 11.07.2019 tarihli ve 2018/3501 Esas 2019/3113 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.10.2021 tarihli, dosyada davacının haksız tutuklama tarihleri olan 10.12.2011-06.07.2012 tarihleri arasanda tutuklu olması nedeniyle çalışmadığı ve kendisine bir ücret ödemesi yapılmadığı bildirildiğinden, tazminat davasına konu olan haksız tutuklama tarihlerinde fiilen iş akdinin sonlandırıldığı değerlendirildiğinden, maddi tazminata esas gelir kaybının beyan olunan genel müdür maaşı üzerinden hesap edilmesi kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi; tazminat isteme koşullarının oluşmadığından davanın reddi gerektiğine ve davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının (sanık) ilk kez 22.11.2011 saat 09:45 ile 25.11.2011 saat 08:00 tarihleri arasında gözaltında kaldığı ve serbest bırakıldığı, ikinci kez 10.12.2011 tarihinde gözaltına alınıp aynı gün İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği’nin 10.12.2011 tarih 2011/40 Sorgu sayılı tutuklama müzekkeresi ile Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olmak, İhaleye Fesat Karıştırmak suçlarından tutuklandığı, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.07.2012 tarihli tahliye müzekkeresi ile tahliyesine karar verildiği, yapılan yargılama sonucu beraatine karar verildiği, kararının 12.10.2017 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş beraat kararının sanığa tebliğ edilmediği, davanın ise 08.12.2017 tarihinde CMK’nın 142-1 hükmü uyarınca süresi içinde açıldığı, davacının 10.12.2011-06.07.2012 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, tutuklama müzekkeresinin infaz gördüğü, gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin başka bir cezadan mahsup edilmediği anlaşılmıştır.

Davacının gözaltında ve tutuklu olarak kaldığı tarihlerde İzelman A.Ş. Genel Müdürü olduğu, İzelman A.Ş.’nin 28.12.2017 tarihli cevabi yazısına göre davacıya ilk kez gözaltına alındığı 22.11.2011-25.11.2011 tarihleri arasında ücret ödemesi yapıldığı, ancak ikinci kez gözaltına alınıp tutuklu kaldığı sürede ise sadece 12.12.2011-30.06.2012 tarihleri arasında ücret ödemesi yapılmadığı dolayısıyla 40.522,96 TL net gelir kaybı olduğu anlaşılmıştır.

Tüm bu veriler birlikte değerlendirildiğinde CMK’nın 141 ve devamı maddelerinde öngörülen koşulların oluştuğu kabul edilmiştir.Davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı tarihlerdeki net gelir kaybı esas alındığında 40.522,96 TL maddi zararının oluştuğu, bu miktar ile 12.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 20.000, TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 22.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas 2017/22 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, ihaleye fesat karıştırmak suçlarından 22.11.2011-25.11.2011 tarihleri arasında 3 gün gözaltında, 10.12.2011-06.07.2012 tarihleri arasında 6 ay 27 gün gözaltı/tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 12.10.2017 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacının tutuklandığı tarihte İzelman Genel Hizmet Otopark Özel Eğitim Hizmetleri A.Ş.’de Genel Müdür olarak çalışmakta olduğu, İzelman A.Ş.’ nin 28.12.2017 tarihli cevabi yazısına göre davacıya ilk kez gözaltına alındığı 22.11.2011-25.11.2011 tarihleri arasında ücret ödemesi yapıldığı, ancak ikinci kez gözaltına alınıp tutuklu kaldığı sürede ise sadece 12.12.2011-30.06.2012 tarihleri arasında ücret ödemesi yapılmadığı, bu dönem çalışmış olsaydı net kazancı 40.522,96 TL olarak bildirildiği, davacı hakkında yapılan 28.12.2017 tarihli sosyal ekonomik durum araştırma raporunda davacının aynı yerde ve aynı görevde çalıştığının tespit edildiği, UYAP sistemi üzerinden temin edilen SGK Hizmet Dökümüne göre davacının tutuklu kaldığı dönemde iş akdinin sonlandırılmadığı, davacının tahliye edildikten sonra çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat hakkı bulunduğundan, davalı vekilinin, davacının tazminat talebinin reddi gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat ve maddi tazminat miktarında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 11.07.2019 tarihli ve 2018/3501 Esas 2019/3113 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.06.2023 tarihinde karar verildi.