YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7760
KARAR NO : 2023/1513
KARAR TARİHİ : 08.05.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/585 E., 2019/1713 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 05.02.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin beraatine karar verilen ceza dosyası kapsamında töre saiki ile adam öldürme suçundan 5 ay 12 gün tutuklu kalması sebebiyle oluşan zararının karşılığı olarak 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2. Davalı vekili 19.02.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın süresinde açılmadığından, husumet yönünden ve kanuni şartları taşımadığından reddi gerekmektedir. Davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, mükerrer dava açılıp açılmadığı, tutukluluk süresinin başka bir cezadan mahsup edilip edilmediği, davacı vekilinin özel yetkili vekaletnamesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacı maddi zararını ispatlayamamıştır. Talep edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Faiz talebi kanuna aykırıdır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3. Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.11.2018 tarihli ve 2018/38 Esas, 2018/506 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2019/585 Esas, 2019/1713 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.10.2021 tarihli ve 2019/78819 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; kesinleşmiş mahkeme kararı davacıya tebliğ edilmediğinden 466 sayılı Kanun’da belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmeden açılan davanın kabulü gerektiğine, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacı töre saiki ile adam öldürme suçundan 12.01.2009 tarihinde tutuklanmış, 24.06.2009 tarihinde tahliye edilmiştir. Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi 2009/116 Esas 2011/217 karar sayılı dosyasında 13.05.2011 tarihinde sanığın üzerine atılı bu suçtan beraatine karar verilmiştir. Beraat kararı 23.05.2011 tarihinde kesinleşmiştir. 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesi uyarınca açılacak tazminat davalarının 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ” Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde ” açılması gerekmektedir. Davacı vekili 1 yıllık süre geçtikten sonra 05.02.2018 tarihinde dava açtığından 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmamıştır.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/116 E., 2011/217 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının töre saiki ile öldürme suçundan 12.01.2009 – 24.06.2009 tarihleri arasında 163 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 23.05.2011 tarihinde kesinleştiği, davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’a tabi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden
Tazminata esas ceza davasındaki beraat hükmünün 23.05.2011 tarihinde kesinleşmesinin ardından 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 05.02.2018 tarihinde dava açılması nedeniyle dava açma süresinin geçtiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 19. Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2019/585 Esas, 2019/1713 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.05.2023 tarihinde karar verildi.