Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7724 E. 2021/8081 K. 17.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7724
KARAR NO : 2021/8081
KARAR TARİHİ : 17.11.2021

Mahkemesi :Ceza Dairesi

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 22.06.2021 tarihli, 2021/1718 Esas, 2021/1720 Karar sayılı ‘”istinaf başvurularının esastan reddine” ilişkin karar, sanık müdafi ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’ın olay tarihinde, kendisine ait evinin de bulunduğu Merzifon İlçesi Beyazıt Köyü’nde buğday hasadı yaptıktan sonra buğdayları başka bir köye götürüp satması akabinde tekrar Beyazıt Köyü’ne döndüğü, olayda ölen …’ın da aynı köyde ailesi ile birlikte ikamet ettiği, ölen ve ailesi ile öncesine dayalı tanışıklığı bulunan sanığın köye geldiği zamanlarda ölen ve ailesi ile görüştüğü, olay günü öğleden sonra saat 13.30 sıralarında ölenin amcasının oğlu olan …’ın arpaları ambara çekmek konusunda yardım istemesi üzerine sanığın …’a yardım ettiği, sanığın Beyazıt Köyü’nde işinin bitmesi akabinde ailesinin ikamet ettiği Merzifon İlçe merkezine dönmek istemesi sebebiyle ilk olarak …’tan yardım istediği, …’ın aracının anahtarının kendisinde olmadığını söylemesi üzerine sanığın ölen …’tan kendisini aracı ile ilçe merkezine götürmesini istediği, ölenin bu isteği kabul etmesi ve ölenin kardeşi … ile amcasının oğlu …’ın da birlikte gitmek istemeleri üzerine hep birlikte ölene ait otomobile bindikleri, ölenin şoför koltuğuna, sanığın ön yolcu koltuğuna, …’ın sol arka koltuğa, …’ın da sağ arka koltuğa oturdukları, Merzifon ilçesine gitmek üzere hareket edecekleri sırada sanığın köyün çıkışında bulunan evinden bir malzeme alacağını söylemesi üzerine hep birlikte ölen idaresindeki araç ile sanığın yakın mesafede bulunan evinin önüne gittikleri, … ile …’ın beyanlarına göre sanıktan sorulmasına ve hatta silah alacağından şüphelenilmesine rağmen sanığın evden ne alacağını araçtakilere söylemediği, evinin önünde araçtan inip evine giren sanığın birkaç dakika sonra elinde bulunan 12 kalibre av fişeği istimal eden, namlusu yiv ve set ihtiva etmeyen pompalı av tüfeği ile evden çıkıp araçtakilerin yanlarına geldiği, sanığın beyanına göre aracın şoför koltuğunda bulunan ölenin “bir tane at da sesine bakayım” demesi üzerine sanığın araç dışında havaya bir el ateş ettiği, akabinde aracın ön yolcu koltuğuna binen sanığı araçta bulunan …’ın silahı boşaltarak araca binmesi konusunda uyardığı, araç içinde silahla oynaması üzerine … tarafından silahla oynamaması konusunda uyarılan sanığın, bir şey olmayacağını söyleyerek silahla oynamaya devam ettiği, bu esnada tüfeğin namlusunu ölene doğrultan sanığın beyanlara göre ölene hitaben şaka amaçlı “seni vurayım mı” diyerek tetiğe basması ile burun kökünden itibaren burnu ikiye ayıracak şekilde av tüfeği saçma tanelerinin isabet etmesi ile birlikte ölenin kafasının sanığa doğru düştüğü ve olay yerinde hayatını kaybettiği, olayın şoku ile araçtan inen sanığın kendisini de vuracağını söylemesi üzerine …’ın silahı sanıktan almak istediği, ancak elindeki tüfeği vermeyen ve kendisini de vuracağını tekrarlayan sanığın elinde bulunan tüfek ile olay yerinden kaçtığı, olay yerinde bulunanlar tarafından ambulans vasıtası ile hastaneye kaldırılan ölen …’ın otopsi raporuna göre; tespit edilen bir adet av tüfeği saçma taneleri toplu giriş yarasının müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, ölene isabet eden saçma tanelerinin cilt, cilt altı bulgularına göre, atışın bitişik atış mesafesinden yapılmış olduğu, ölümün av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı kafa ve yüz kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu gerçekleştiği;
Olay akabinde olay yerinden ayrılan sanığın elinde buluna tüfek ile mezarlığa gidip burada tüfeği otların arasına sakladığı ve ailesini arayarak olayı anlattığı, akabinde sanığın babasının taksi ile olay yerine gelerek sanığı olay yerinden aldığı, birlikte taksi ile evlerine giderlerken sanığın yolda aracı durdurup araçtan indiği ve koşarak anne ve babasının evine giderek evin arka balkonundan eve girdiği, olay esnasında üzerinde bulunan giysileri değiştirip banyo yaptığı, annesi …’ın da sanığın giysilerini çamaşır makinesinde yıkadığı, bu esnada sanığın 155’i arayıp teslim olmak istemesini söylemesi üzerine kolluk görevlilerinin kısa süre sonra eve gelip sanığı teslim aldıkları, sanığın yer göstermesi ile köy mezarlığında yapılan araştırmada otların arasında gömülü vaziyette olan pompalı tüfeğin ele geçirildiği, tüfeğin içerisinden 1 adet boş kartuş ile 1 adet dolu fişek çıktığı, olay yerinde yapılan incelemede 1 adet boş fişek bulunduğu, yine ölene ait aracın sağ ön ve arka kapısı arasında bulunan iç tarafında 1 adet dolu fişeğin ele geçirildiği anlaşılmıştır.
Sanığın soruşturma aşamasında müdafi eşliğinde alınan ilk beyanında; olay öncesi içinde fişek bulunduğunu bildiği tüfek ile ölenin isteği üzerine havaya bir el ateş ettiğini, araca binmesi akabinde … tarafından uyarılması üzerine içerisinde 3 adet fişek kaldığını bildiği tüfeği boşalttığını, ancak namluyu parmağı ile kontrol etmediğini, takip eden beyanlarında; yine uyarı üzerine araca binerken tüfeği boşalttığını, iki adet fişeği cebine koyduğunu, tüfeğin boş olduğu inancı ile tüfeği ölenin yüzüne doğrulttuğunu, bu esnada … tarafından uyarılması üzerine tüfeğin boş olduğunu söylediğini ve tüfeğin boş olduğunu göstermek için tetiği düşürdüğü anda silahın patladığını, kovuşturma aşamasında ise; olay öncesi ölenin kendisine “sık da bir tane sesine bakayım” demesi üzerine bir el ateş ettiğini, tüfek içerisinde 3 adet fişek olduğunu düşündüğünü, araca binmeden önce … tarafından uyarılması üzerine tüfeğin içinde kaldığını düşündüğü iki adet fişeği boşalttığını, içinin boş olduğunu düşündüğü av tüfeğinin namlusunu şaka amaçlı olarak ölene yönelttiğini, o sırada … tarafından “şeytan doldurur” şeklinde uyarılması üzerine “silah boş merak etme” diyerek tüfeğe tavana doğru eğim verip tetiğe bastığını belirtmiştir.
Görgüye dayalı bilgisi olan ve aynı zamanda ölenin kardeşi olan … soruşturma aşamasında alınan ilk beyanında; sanığın evinden pompalı tüfekle çıkması akabinde havaya bir el ateş ettiğini ve sonra aracın sağ ön koltuğuna oturduğunu, araç içinde tüfek ile oynamaya başlaması üzerine kendisinin sanığı uyardığını, sanığın da kendisine hitaben bir şey olmayacağını söyleyip silahla oynamaya devam ettiğini, bu esnada tüfeğin namlusu ölene dönük iken bir anda patladığını; kovuşturma aşamasında ise; sanığın araca binip silahı ölene doğrultarak “seni vurayım mı?” dediğini, sanığı uyarmalarına ve silahı çekmesini söylemelerine rağmen sanığın “korkmayın bir şey olmaz” diyerek tüfeğin ağzına fişeği verip tetiğe bastığını beyan ettiği;
Yine görgüye dayalı bilgisi olan ve aynı zamanda ölenin amcasının oğlu olan … soruşturma aşamasında alınan ilk beyanında; sanığın aracın dışında havaya ateş ettikten sonra elinde bulunan tüfekle araca bineceği sırada kendisinin sanığa silahı boşalttıktan sonra araca binmesi konusunda uyarıda bulunduğunu, sanığın da elindeki tüfeğin doldur boşaltını yaptıktan sonra araca binip namluyu ölene yönelterek şaka maksatlı “seni vurayım mı?” diyerek tetiğe bastığını; kovuşturma aşamasında ise; sanığın aracın dışında elinde bulunan tüfekle havaya iki el ateş etmesi akabinde kendisinin sanığı silahın içini boşaltması konusunda uyardığını, sanığın da doldur boşalt yaparak ve tüfeğin içindeki mermileri boşaltarak araca bindiğini, silahı aracın içinde ölene doğrultarak bir el ateş ettiğini beyan etmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.07.2019 tarihli ve 2019/1-121 Esas-2019/518 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere: ”Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, failin neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle muhtemel neticeyi kabullenmesi durumunda olası kast, failin neticeyi öngörmesine rağmen becerisine, şansına, tecrübesine ya da başka bir etkene güvenip neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak gerektiğinde muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için gerekli önlemleri de almak suretiyle hareketini sürdürmesi hâlinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır.”
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay irdelendiğinde; ölen ile arasında öncesine dayalı herhangi bir husumet bulunduğu tespit edilemeyen sanığın, olay günü elinde bulunan pompalı tüfek ile araca binerken tüfeğin içindeki mermileri boşaltması konusunda uyarılması üzerine elindeki tüfeğin beyanlara göre doldur boşaltını yapmasına rağmen gerekli kontrolleri yapmadan araca bindiği, şoför koltuğunda bulunan ölenin yanında ön sağ yolcu koltuğunda oturur vaziyette iken kendisi dahil 3 kişinin bulunduğu aracın içinde gelişigüzel elinde bulunan pompalı tüfek ile oynamaya başladığı, akabinde, dosyada mevcut görgüye dayalı bilgisi bulunan şahısların beyanları ve sanığın kendi ikrarı ile sabit olduğu üzere, elinde bulunan pompalı tüfeği ölene doğrulttuğu, bu sırada araç içinde arka koltukta oturan şahısların uyarılarına rağmen şaka yapmak amacı ile ölene doğrultmuş olduğu tüfeğin tetiğine basması ile tüfeğin patlaması neticesinde ölenin burun köküne isabet eden ve müstakilen öldürücü nitelikte olan av tüfeği saçma taneleri toplu giriş yarasına bağlı şekilde ölümün gerçekleştiği olayda; araca elinde bulunan pompalı tüfekle binerken uyarılmasına rağmen tüfeğin içinin boş olduğunu tam olarak kontrol etmeden araca binen, araca bindikten sonra kendisi dahil 4 kişinin bulunduğu araç içinde yine uyarıları dikkate almadan elinde bulunan tüfekle oynamaya devam eden ve bu esnada elinde bulunan tüfeği yanında oturan ölene doğrultan sanığın, kendisine yapılan tüm uyarılara aldırış etmeksizin tüfeğin namlusu ölene dönük iken boş olduğunu düşünmesi sebebiyle şaka maksatlı olarak bir anda tetiğe basması üzerine sebebiyet verdiği ölüm neticesini öngörmesi dolayısıyla, ne olursa olsun böylesi bir sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlü olmasına rağmen, sanığın neticeyi engellemeye yönelik herhangi bir çabası bulunmadığı gibi, öngördüğü ölüm neticesinin gerçekleşmesine kayıtsız kalıp kabullenerek hareketini sürdürdüğü anlaşılmakla, sanığın gerçekleşen ölüm neticesinden olası kastla sorumlu tutulması suretiyle olası kastla öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde bilinçli taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 22.06.2021 tarihli, 2021/1718 Esas, 2021/1720 Karar sayılı “istinaf başvurularının esastan reddine” dair hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK’nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne; kararın bir örneğinin de Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’ne iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE; 17.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.