YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7691
KARAR NO : 2023/2238
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 01.06.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/455 Esas, 2016/166 Karar sayılı dosyasından yargılanıp beraat ettiğini bildirerek, uzun süren yargılama nedeniyle maddi tazminat talep etmiştir. Maddi tazminatın asgari ücret üzerinden hesaplanmasını, manevi tazminat miktarının ise 100.000,00 TL olduğunu belirtmiştir.
2. Davalı vekili 08.09.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığının mahkemece resen araştırılması gerektiğini, yasa gereği tazminat talebine esas olan işlemlerin kendi ihmali veya kusurlu hareketleri ile sebep olanların tazminat isteme hakkı olmadığını, talep edilen tazminat miktarı maddi delillerle desteklenmediğini ve davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
3. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2017 tarihli ve 2017/209 Esas, 2017/332 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 10.10.2019 tarihli ve 2019/4899 Esas, 2019/3822 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik mahalli Cumhuriyet savcısı, davacı vekili ve davalı vekilinin başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Mahkememizce yapılan incelemede, dava dilekçesinin CMK’nın 142. maddesinde belirtilen koşulları taşıdığı … Mahkememizin görevli olduğu … yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı (sanık) hakkında, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/455 Esas 2016/166 Karar sayılı 28.04.2016 tarihli kararıyla üzerine atılı Özel Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık suçlarından, suçu işlemediğinin sabit olması sebebiyle beraatine karar verildiği, bu kararın 06.05.2016 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 17.04.2017 tarihinde İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne verilen dilekçe ile açıldığı, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2017 tarihli cevabi yazısında mahkemece verilmiş olan kararın davacının yüzüne tefhim edildiğinden gerekçeli kararın davacıya tebliğ edilmediği, davacının hükümlü olması nedeniyle dava açma hakkının vasisi Yusuf Yıldız’a ait olduğu, bu nedenle vasi Yusuf Yıldız’a dava açabilmesi için izin ve yetki istemesinin istenildiği, bu neticede İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1652 sayılı 27.12.2017 tarihli yazısıyla vasi Yusuf Yıldız’ın dava açabilmek adına izin ve yetki aldığına ilişkin cevabi yazı da gözetildiğinde, mahkememizce yapılan kontrol neticesinde iş bu de davanın CMK’nun 142-1 hükmü uyarınca süresi içinde açıldığı belirlenmiştir.
UYAP ortamından yapılan kontrolde davacı hakkında mükerrer dava olmadığı, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/455 Esas 2016/166 Karar sayılı dosyasıyla ilgili olarak 13.10.2017 tarihli cevabi yazısından da anlaşılacağı üzere, davacının gözaltında ve tutuklulukta kalmadığı, bu sebeple mahsup kararının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2008 tarih ve 2008/17734 Esas, 2008/10146 numaralı iddianamesi ile sanık …’in Özel Belgede Sahtecilik, Dolandırıcılık suçlarını işlediğinden bahisle eylemlerine uyan TCK’nun 212. maddesi yoluyla değişik 207/1, 157/1, 43/1, 53. maddeleri gereğince cezalandırılması için Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı ve 2008/1196 esas sırasına kaydı yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilmiş ve dosya sanığın temyizi üzerine Yargıtay’a gönderildiği … hükmün bozulduğu … Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/455 Esas sırasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunduğu … davacının neticeten 8 yıla yakın bir süreçte yargılanmış olduğu üzerine atılı suçları CMK’nın 223/2-b maddesince işlemediği sabit olduğundan beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
… CMK 141 ve devamı maddelerinde öngörülen koşulların oluştuğu kabul edilmiş, davacının belgeye dayalı bir geliri olmadığından asgari ücretli kabul edilerek, davacının işlemediği sabit olan üzerine atılı suçlardan dolayı davacı hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22.10.2008 tarihinde tanzim edilen iddianame ile Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2008 tarihinde tanzim ettiği tensip zaptı ile Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının kesinleştiği 06.05.2016 tarihine kadar 8 yıla yakın bir süre zarfında bilfiil yargılanmış olması, bu yargılama süresinin yukarıda da açıklanmış olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, Anayasa’nın ilgili maddeleri; AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları karşısında makul sürenin aşıldığının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin göz önünde tutulduğunda, davacının makul bir manevi tazminata hak kazandığı nazara alınarak aşağıdaki şekilde 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Her ne kadar davacı maddi tazminat talep etmiş ise de, davacının gözaltında ve tutuklulukta kalmadığı, yargılama nedeniyle mahkememizden talep edebileceği maddi bir zararının da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının maddi tazminat talebinin reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmünün 2 numaralı bendinin birinci, ikinic ve üçüncü paragraflarının hükümden çıkarılarak 1 numaralı bendinde yer alan “koşulları oluşmadığı anlaşıldığından maddi” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve manevi” ibaresinin eklenmesi ve davalı lehine vekalet ücretine ilişkin paragrafın hükme eklenmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/455 Esas – 2016/166 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından yargılanan davacının yapılan yargılama neticesinde beraat ettiği, beraat kararının 06.05.2016 tarihinde kesinleştiği, 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2. 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin (d) bendinde kişinin kanuna uygun halde tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmaması ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmemesi halinde maddi ve manevi zarar talebinde bulunabileceğinin hüküm altına alındığı, davacının dava dilekçesinde yargılamanın uzun sürdüğünü belirterek tazminat talebinde bulunduğu ancak tazminata esas ceza dava dosyasının incelenmesinde davacı hakkında 05.01.2008 tarihindeki eylemden dolayı, 21.10.2008 tarihinde iddianame düzenlendiği, Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde 19.03.2012 tarihinde mahkumiyet kararı verildiği, bu hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Ceza Dairesince 12.10.2015 tarihli karar ile hükmün bozulduğu ve Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesince bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde 28.04.2016 tarihinde sanığın beraatine hükmedildiği, davacının tutuksuz olarak yargılandığı davanın temyiz sürecinden de geçtiği göz önünde bulundurulduğunda makul sürede sonuçlandırıldığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunduğundan davacının temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 10.10.2019 tarihli ve 2019/4899 Esas, 2019/3822 Karar sayılı kararında davacı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.