Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7610 E. 2023/2112 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7610
KARAR NO : 2023/2112
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,

Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 26.04.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; haksız yere uygulanan koruma tedbirlerinden dolayı 780.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir.

2. Davalı vekili 30.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.03.2019 tarihli ve 2018/178 Esas, 2019/112 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 30.10.2019 tarihli ve 2019/2304 Esas, 2019/3469 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 26.10.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz talebinin esastan reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davacının çalıştığı iş yerinin kapandığı ve hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle yeni iş bulamaması sebebiyle uğradığı maddi zararların kabul edilmesi gerektiğine,

2.Ceza Muhakemesi Kanununun 141/3. fıkrasına yönelik taleplerin değerlendirilmediğine,

3.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Davacının İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2012/307 esas 2017/69 karar sayılı dosyasında 14.12.2011- 16.12.2011 arasında gözaltında kaldığı, yargılama neticesinde beraat kararı verildiği ve 17.07.2017 tarihinde kararın kesinleştiği, kararın tebliğ edilmediği, kesinleşmeden itibaren 1 yıl içinde işbu dava açılabileceği ve 1 yıl süre içinde açıldığı, gözaltında geçirdiği sürenin başka dosyadan mahsup edilmediği, yasal şartları oluşan maddi tazminat talebi, 31.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının gözaltında geçirdiği süre boyunca işten çıkışının yapılmadığı, eksik gün tahakkukunun yapılmadığı, SGK çıkışının yapılmadığı bu süre zarfında tüm maaşlarının ödendiği, aralık 2011 döneminde eksik kaydının bulunmadığı tespit edildiği, davacının bu sebeplerle maddi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat içerisinde vekalet ücretini talep etmiş ise de vekaletin 20/12/2011 tarihinde düzenlenmiş olduğu serbest meslek makbuzunun dosyaya ibraz edilmediği, yani gözaltı tarihlerinde müdafi olmadığı; kaldı ki beraat kararı verilen dosyasında müdafii olarak katılmış olup maktu vekalet ücretine hükmedilebileceği değerlendirilebilse bile İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararıyla vekalet ücretine hükmedildiği bu sebeplerle davacıya mükerrer ödeme yapılamayacağından zararının giderilmiş olması hasebiyle bu talep yönünden reddine, manevi tazminat talebinin ise manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cerayan tarzı, gözaltında kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzer hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü açmayacak şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun olarak talebin kısmen kabulü ile 200,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Hükmün manevi tazminatların faiz başlangıçı olarak yazılı “gözaltına alınma tarihi olan 14/12/2011 tarihinden” ibaresinin çıkartılıp yerine “karar tarihi olan 14/03/2017 tarihinden” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/307 Esas, 2017/69 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının dolandırıcılık ve edimin ifasına fesat karıştırmak suçlarından 14.12.2011-16.12.2011 tarihleri arasında 2 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama üzerine 14.03.2017 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 17.07.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1.Davacının çalıştığı iş yerinin kapandığı ve hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle yeni iş bulamaması sebebiyle uğradığı maddi zararların kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesine göre ”suç soruşturması veya kovuşturması sırasında” uygulanan koruma tedbirlerine karşı devlet aleyhine tazminat davasının açılabileceği belirtilmiş olup, davacının talep ettiği maddi tazminatın koruma tedbiriyle bağlantılı olduğuna dair somut bir delil olmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Ceza Muhakemesi Kanununun 141/3. fıkrasına yönelik taleplerin değerlendirilmediğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Tazminat davasına dayanak teşkil eden soruşturma ve kovuşturma dosyasını yürüten Cumhuriyet savcısı ve yargılamaya iştirak eden hakimler hakkında, belirtilen iddialarla ilgili olarak, adli veya idari herhangi bir soruşturma bulunup bulunmadığı, yapılmış ise akıbetinin ne olduğu Hâkimler ve Savcılar Kurulundan sorulup, açıklığa kavuşturularak, hakim ve Cumhuriyet savcılarının haksız fiilerinden doğan tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının bu talebine ilişkin değerlendirme yapılmaması hukuka aykırı bulunmuştur.

3.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 30.10.2019 tarihli ve 2019/2304 Esas, 2019/3469 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.