Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7539 E. 2023/1087 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7539
KARAR NO : 2023/1087
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 02.04.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı 31.07.2015 tarihinde gözaltına alındığını ve 03.08.2015 tarihinde tutuklandığını, davacı hakkında Konya Ağır 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 2015/318 E., sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ve davacının 23 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası aldığını, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay tarafından karar bozularak davacının 20.03.2017 tarihinde tahliye edildiğini, bozma üzerine Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 2017/108 E., sayılı dosya üzerinden yeniden yargılama yapıldığını ve 17.01.2018 tarihinde 2018/18 sayılı karar ile beraatine karar verildiğini, bu kararın 25.01.2018 tarihinde kesinleştiğini, davacının tam 21 ay haksız yere tutuklu olarak cezaevinde yattığını, davacının cezaevine girmeden büyük inşaat işleri ile (inşaat yapımı, yıkımı vs…) ile uğraşırken tüm iş düzeninin alt üst olduğunu, kendisine yakın akrabaları dahil olmak üzere tüm toplumun bakış açısının değiştiğini, toplumun davacıyı kötü bir insan olarak bildiğini, bu nedenlerle davacının cezaevinde haksız olarak tutuklu kaldığı günler için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 600.000,00 TL tazminatın gözaltına alınma tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 16.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde olup olmadığının ve mükerrer dava açılıp açılmadığının araştırılarak bu hususlarda tespit yapılması halinde davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinin ekinde taleplere ilişkin delillerin yer almaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, maddi tazminatın iddia edilen zarar ispat olunmadığından ve manevi tazminatın ise tedbirlerin hukuka uygun olması ve davacının kendi kusurlu davranışları ile tutuklanmasına sebebiyet vermesi nedeniyle reddolunması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacının net kazanç kaybının tespit edilmesi gerektiğini, vekalet ücretinin hatalı hükmedildiğini ve davanın reddedilen kısmı bakımından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

3. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.10.2018 tarihli ve 2018/163 Esas, 2018/383 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 05.11.2018 tarihli ve 2018/51 Esas, 2018/43 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvuruları yerinde görülerek eksik araştırma yapıldığı, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak maddi tazminata hükmedildiği ve hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu gerekçeleri ile hükmün bozularak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir.

5. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/471 Esas, 2019/27 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi bozma kararı doğrultusunda eksiklikler giderildikten sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

6. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.04.2019 tarihli ve 2019/406 Esas, 2019/602 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

7. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 19.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının 03.08.2015 – 20.03.2017 tarihleri arasında tutuklu kalmasına rağmen 14.04.2016 – 20.03.2017 tarihleri arasında tutuklu kaldığı kabulü ile tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğuna ve hükmedilen maddi ve manevi tazminatın eksik olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dosyanın incelenmesinde, davacı … hakkında Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/108 Esas sayılı dosyasında 3 gün süre ile gözaltında kaldığı, 03.08.2015 tarihinde tutuklandığı ve 20.03.2017 tarihinde tahliye olduğu, yapılan yargılama sonucunda 17.01.2018 tarih ve 2017/108 Esas, 2018/18 Karar sayılı karar ile davacının beraatine karar verildiği ve kararın 25.01.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, davacının tutuklu olarak kalması nedeniyle duyduğu elem ve ızdırap ile sosyal durumu nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine ve davacının gözaltında ve tutuklu olarak geçirdiği yıllara ilişkin net asgari ücret miktarları nazara alınarak hesaplama yapıladığında davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 24.345,34 TL maddi tazminatın gözaltına alınma tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsiline karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince “davacının tazminat istemine konu uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin tutukluluğunun ceza infaz kurumu müdürlüğünün cevabi yazısına göre 14.04.2016-20.03.2017 tarihleri arasında infaz görmesine karşın, ilk derece mahkemesince davacının tutuklanma tarihi olan 03.08.2015 tarihi ile tahliye tarihi olan 20.03.2017 tarihi arasındaki sürenin esas alınmak suretiyle fazla maddi tazminata hükmedilmesi, ayrıca tutukluluğun infazından önceki 3 günlük gözaltı süresine ilişkin maddi tazminat miktarının da buraya dahil edilerek tüm maddi tazminata ilişkin faiz başlangıç tarihinin gözaltı tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren başlatılması” ve manevi tazminatın fazla olduğu gerekçesi ile 24.345,34 TL maddi tazminata ilişkin paragrafın hükümden çıkarılarak yerine gözaltında kalınan süre bakımından 100,06 TL maddi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, tutuklu kalınan süreye ilişkin olarak 14.842,51 TL maddi tazminatın 14.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve manevi tazminat miktarının 15.000,00 TL’ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/108 Esas – 2018/18 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından 31.07.2015 – 03.08.2015 tarihleri arasında 3 gün gözaltında kaldığı, 03.08.2015 tarihinde her iki suçtan da tutuklanmasına karar verildiği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin tutuklama müzekkeresinin 03.08.2015 – 19.08.2015 tarihleri arasında 16 gün ve 09.09.2015- 14.04.2016 tarihleri arasında 218 gün, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna ilişkin tutuklama müzekkeresinin 14.04.2016 – 20.03.2017 tarihleri arasında 340 gün infaz gördüğü, davacının toplam 577 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda davacının her iki suçtan da beraatine hükmedildiği, hükmün 25.01.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından gözaltına alındığı ve tutuklandığı ve her iki suçtan da beraat ettiği, dosya içerisinde sadece uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna ilişkin tutuklama müzekkeresinin infaz evrakının bulunduğu, Dairemizce UYAP üzerinde yapılan kontrolde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun infaz evrakının tazminata esas dosyası içerisinde bulunduğu ve davacının bu müzekkereyi de yukarıda belirtilen tarihlerde infaz ettiği ve davacının talebinin de 31.07.2015 – 20.03.2017 tarihleri arasındaki koruma tedbirlerine ilişkin olduğu belirlenmekle, davacı lehine 31.07.2015 – 19.08.2015 tarihleri için 613,24 TL maddi tazminatın 31.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 09.09.2015 – 20.03.2017 tarihleri için 23.015,90 TL maddi tazminatın 09.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi gerekirken infaz tarihlerinin hatalı belirlenmesi neticesinde davacı lehine hatalı ve eksik maddi tazminat ve faiz başlangıcına hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 577 gün gözaltında ve tutuklu kalan davacının infaz tarihlerinin hatalı olarak 340 gün tutukluluk ve 3 gün gözaltı olarak belirlenmesi neticesinde belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün 2 ve 3 numaralı paragraflarında açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.04.2019 tarihli ve 2019/406 Esas, 2019/602 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.04.2023 tarihinde karar verildi.