Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7393 E. 2023/1083 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7393
KARAR NO : 2023/1083
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 16.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; … İlçesi .lisesinde 657 Devlet Memurları Kanunun 4/C maddesine tabi personel olarak görev yapmakta iken hakkında önce yaralama suçundan soruşturma başlatıldığını, yargılama aşamasında suçun yağma suçu olduğundan bahisle tutuklandığını, 1 yılı aşkın süre (12/03/2014-07/04/2015) tarihleri arasında haksız yere tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini ve 4 yılın sonunda yargılama sonucunda beraat ettiğini, tutuklanma dolayısı ile işinden olduğunu, çok ciddi maddi ve manevi kayıpları olduğunu belirterek 50.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın tutuklanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahlisini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 13.09.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığı araştırılarak süresinde değil ise ret kararı verilmesini, zararın nitelik ve niceliğinin belgelerle ispatlanması gerektiğini, yapılan işlemlerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan yasal hükümler çerçevesinde gerçekleştirilmiş olduğundan tazminat hakkı doğmadığını, talep edilen faiz başlangıcının usule aykırı olduğunu, davanın istemde bulunduğu tazminat miktarının davacının ekonomik ve sosyal durumuna göre fahiş değer içerdiğini, sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

3. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.03.2019 tarihli ve 2018/412 Esas, 2019/167 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2019/2158 Esas, 2019/1056 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2021 tarih, 2019/75416 sayılı tebliğnamesi ile davalı bakımından kararın kesin nitelikte olduğundan temyiz talebinin reddi, davacı bakımından hükmün esastan reddi ile onanması görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davalı vekilinin temyiz istemi, hükmedilen miktarların fazla olduğuna, faiz başlangıç tarihinin usule aykırı olduğuna, lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

2. Davacı vekilinin temyiz istemi, davacının tutuklanması sebebiyle işinden çıkarıldığına, bu sebeple oluşan maddi zararlarının çoğunun karşılanmadığına, ceza davasında ödenen avukatlık ücretinin ve cezaevinde yapılan harcamaların da maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat davasının dayanağını oluşturan … Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/49 Esas – 2018/165 Karar sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının yağma suçundan 12.03.2014 – 07.04.2015 tarihleri arasında 1 yıl 26 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda beraatine hükmedildiği, hükmün 16.04.2018 tarihinde kesinleştiği belirlenerek, davacının 20.204,48 TL net ücret kaybının maddi tazminat olarak, 40.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 12.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarı bakımından istinaf başvurusunun esastan reddine, manevi tazminat bakımından ilk derece mahkemesince hükmedilen 40.000 TL’nin 30.000 TL şeklinde değiştirilerek istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar erilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan … Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/49 Esas- 2018/165 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında davacının yağma suçundan 12.03.2014-07.04.2015 tarihleri arasında 1 yıl 26 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda beraatine hükmedildiği, hükmün 16.04.2018 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen görevli mahkemeye süresinde davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen 20.204,48 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminata ilişkin hükmün, Bölge Adliye Mahkemesince manevi tazminatın 30.000,00 TL şeklinde düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi nedeniyle hükmedilen toplam tazminat miktarı olan 50.204,48 TL’nin 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Maddi tazminat talebi yönünden;
a. Davacının cezaevinde yapılan harcamaların Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre 5271 sayılı Kanun kapsamında talep edilebilecek zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin buna ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

b. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi de yerinde görülmemiştir.

c. Davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir maddi tazminat tayin edildiği ve asgari ücreti aşan geliri olduğunu belgeleyen davacı lehine belirlenen son aldığı net maaşı üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

2 . Manevi tazminat talebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden ;
Gerekçe bölümünde A bendinde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2019/2158 Esas, 2019/1056 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde B-2 bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2019/2158 Esas, 2019/1056 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.04.2023 tarihinde karar verildi.