Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7259 E. 2023/975 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7259
KARAR NO : 2023/975
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 07.05.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin 23.12.2016 tarihinde göz altına alındığını, 24.12.2016 tarihinde serbest bırakıldığını, ancak 13.02.2017 tarihine kadar hakkında konutu terk etmemek sureti ile adli kontrol kararı uygulandığını, … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli 2017/42 Esas 2018/76 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda beraat ettiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin haksız yere gözaltında ve adli kontrol altında kaldığı süre boyunca çalışamadığı için kazanç kaybına uğradığını belirterek; 70.000 TL maddi tazminat ile 70.000 TL manevi tazminatın yakalama/gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini” talep etmiştir.

2. Davalı vekili 29.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, Yasadan kaynaklanan gözaltı işleminin yapıldığını belirterek talebin yersiz, istenen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, mükerrer dava bulunup bulunmadığının araştırılması ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3. … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.10.2018 tarihli ve 2018/228 Esas, 2018/402 Karar sayılı kararı ile “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 25.09.2019 tarihli ve 2018/3730 Esas, 2019/2089 Karar sayılı kararı ile “davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.10.2021 tarihli, hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye Tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; ev hapsi adli kontrol altına alınma nedeniyle maddi tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğuna, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna, ilk derece mahkemesince maktu vekalet ücretinin altında vekalet ücretine hükmedildiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının haksız olarak gözaltında 1 gün kaldığı, yapılan yargılama sonunda atılı suçtan beraat ettiği ve kararın kesinleştiği, paranın satın alma gücü, gözaltı-tutuklulukta kaldığı süre, şahsi ve sosyal durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafete uygun ancak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak miktarda maddi tazminat talebinin kabulü gerektiği sonucuna varılmış, bu nedenle 43,36 TL maddi tazminatın 23.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine keza davacının manevi tazminat talebinin de kabule şayan olduğu manevi tazminatın haksız gözaltı ve tutuklukta kalan kişinin sosyal çevresindeki itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun kalınması nedeniyle duyulan elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesi amacına yönelik olduğu, uğranılan manevi zararın tümüyle giderilmesi olanaksız olmakla birlikte tayin edilecek manevi tazminatın kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etken olduğu ve bu nedenle manevi tazminata hükmedilirken kişinin gözaltında kaldığı süre, sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, atılı suçun niteliği, gözaltı ve tutukluluğun şahıs üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak sebepsiz zenginleşme sonucu doğurmayacak ancak … ve hakkaniyet ilkeleriyle de bağdaşır bir miktar olmasına özen gösterilmesi gerektiği dikkate alınarak takdiren 100 TL manevi tazminatın 23.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,davacı vekilinin tazminat miktarları hesaplanırken davacının ev hapsinde kaldığı sürelerinde dikkate alınmasını içerir talepleri ise yasada yeri bulunmadığından kabule şayan görülmemiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; Mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/42 Esas ve 2018/76 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 23.12.2016 tarihinde uyuşturucu madde ticareti suçundan yakalanarak gözaltına alındığı, 24.12.2016 tarihinde … 7. Sulh Ceza Hakimliğince yapılan sorgusuna mütakiben 2016/828 sorgu sayılı kararı ile CMK 109/3-j maddesi gereğince tensip kararında karar verilinceye kadar konutunu terk etmemek adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı, iddianame ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 18.05.2018 tarihinde kesinleştiği, davacının konutunu terk etmemek suretiyle adli kontrolü 24.12.2016-14.02.2017 tarihleri arasında infaz ettiği, gözaltı ve adli kontrol tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ve kamusal nitelik taşıyan ceza mahkemesinde, bazı koruyucu tedbirlere başvurulması gerekebilir. Bu tedbirler, muhakemenin yapılabilmesi açısından, delillerin karartılmasını önlemeye yönelik olabileceği gibi şüpheli ya da sanığın hazır bulundurulmasını veya ilerde verilecek hükmün yerine getirilmesini sağlamak amacını da taşıyabilir. Koruma tedbirleri kavramı içinde yakalama, gözaltına alma, tutuklama, arama ve el koyma, adli kontrol, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme ve telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi konuları yer almaktadır. 466 sayılı Kanunda bu koruma tedbirlerinden yakalama, gözaltı ve tutuklama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141. ve devamı maddelerinde ise yakalama, gözaltı, tutuklama, arama ve el koyma işleminden kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmininin düzenlendiği dikkate alındığında, davacı hakkında uygulanan ve 5271 sayılı CMK’nın 109/3-j. maddesinde düzenlenen konutunu terk etmemek şeklindeki adli kontrol tedbiri nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiş olup, bu nedenle tebliğnamedeki bozma yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Davacının bir gün gözaltına alınması nedeniyle sadece CMK’nın 141/1-e maddesi gereğince gözaltı nedeniyle paranın satın alma gücü, gözaltı-tutuklulukta kaldığı süre, şahsi ve sosyal durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafete uygun ancak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak miktarda maddi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile değişik, 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin 9 uncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu göre ilk derece mahkemesi karar tarihinin 02.01.2019 tarihinden önce olduğu anlaşılmakla; davacı lehine sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu 845 TL vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 25.09.2019 tarihli ve 2018/3730 Esas, 2019/2089 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.03.2023 tarihinde karar verildi.