YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7214
KARAR NO : 2023/2109
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 07.02.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; İzmir Fuhuş ve Askeri Casusluk Davası mağduru müvekkili için 5271 sayılı CMK’nın 141/3 maddesi ve haksız olarak bir gün gözaltında tutulması nedeniyle CMK’nın 142. maddesi gereğince 10.560,00 TL avukatlık ücretinden kaynaklanan maddi tazminatın ve 250.000,00 TL manevi tazminatın 02.07.2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve nisbi avukatlık ücretine hükmonulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 07.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığının mahkemece resen araştırılması ve davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davacının tazminat talebinin yasal dayanağı bulunmadığını gibi talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.05.2018 tarihli ve 2017/419 Esas, 2018/259 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 12.07.2019 tarihli ve 2018/3637 Esas, 2019/3129 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.10.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz talebinin reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Maddi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğine,
2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 E. sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etmek suçlarından hakkında İzmir CBS tarafından yürütülen 2010/640 nolu soruşturma kapsamında 02.07.2012 tarihinde gözaltına alınıp 03.07.2012 tarihinde serbest bırakıldığı, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/9 E. sayılı dava dosyasında yargılandığı, dosyanın özel yetkili mahkemelerin kapatılmasıyla İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 E. sayılı dosyası ile devam ettiği, yapılan yargılama neticesinde hakkında İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/100 E.- 2016/37 K. sayılı dosyasından beraat kararı verildiği, verilen kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/6202 E.- 2016/5088 K. sayılı kararı ile onanarak 21.10.2016 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından 07.02.2017 tarihinde açılan davada davanın CMK’nın 142. maddesinde belirtilen yasal süre içersinde açıldığı, davacının ikametgahı itibariyle mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmıştır tespit edilmiştir.
Davacının atılı suçlardan yakalanıp gözaltına alındıktan sonra hakkında İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/100 E.- 2016/37 K. sayılı dosyasından beraat kararı verildiği, kararın kesinleştiği böylece davacının CMK’nın 141. maddesine göre suç soruşturmasından kaynaklı haksız uygulama nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararı devletten talep etme hakkının doğduğu anlaşılmıştır.
Davacı 10.560,00 TL maddi tazminat talep etmiş ve bu miktarın tamamının avukatına ödediği vekalet ücreti olduğunu belirttiği, serbest meslek makbuzunu sunduğu, Davacının beraat ettiği 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki beraat kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ağır ceza mahkemeleri maktu vekalet ücretinin 3.600,00 TL olduğu, serbest meslek makbuzunda belirtilen 10.560,00 TL’den maktu vekalet ücretinin çıkartılarak bakiye 6.960,00 TL’nin 14.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, davacının üzerine atılı suçun niteliği, kamuoyunda yarattığı etkiler, davacının sosyal ve ekonomik durumu, mesleki statüsü, uğradığı haksızlığın boyutu, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, hükmedilecek miktarın davacının ekonomik durumu itibariyle zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve nefaset kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği hususu da gözönünde bulundurularak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL’nin gözaltına alınma tarihi olan 02.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Davacının maddi tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi ve buna bağlı olarak davacı lehine bu dava nedeniyle hükmedilen vekalet ücretinin de fazla tayini, 5271 Sayılı Kanunun 280/1-c ve 303/1-f-h maddesi uyarınca düzeltilebilir nitelikte eksiklikler olduğundan, istinaf yoluna başvurulan hüküm fıkrasının;
1-1 nolu bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE” ibaresinin eklenmesi,
2-Vekalet ücretine ilişkin 3 nolu bendinde yazılı “1.435,20” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “845” ibaresinin eklenmesi suretiyle CMK’nın 280/1-c ve 280/1 (a) madde delaletiyle CMK 303/1-f-h maddeleri gereğince istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine, karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas, 2016/37 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme ve suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak suçlarından 02.07.2012-03.07.2012 tarihleri arasında 1 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama üzerine 26.02.2016 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 21.10.2016 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1.Maddi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere, vekâlet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekâlet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekâlet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.
Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekâlet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 12.07.2019 tarihli ve 2018/3637 Esas, 2019/3129 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.