YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7179
KARAR NO : 2023/4099
KARAR TARİHİ : 17.10.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/3168 E., 2019/1935 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 18.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının silahlı terör örgütüne üye olmak, silahlı terör örgütü kurmak vaya yönetmek, Anayasal düzeni ihlal etmek ile Anayasal düzeni ihlal etmekle beraber başka suç işleme suçlarından Silifke Sulh Ceza Hakimliğinin 23.07.2016 tarihli kararı ile tutuklandığını, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun 07.12.2017 tarih ve 2017/66364 Soruşturma sayılı kararıyla Anayasal düzeni ihlal etmek, Anayasal düzeni ihlal etmekle beraber başka suç işleme ile silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, aynı zamanda tutuklu olduğu Anayasal düzeni ihlal etmek, Anayasal düzeni ihlal etmekle birlikte başka suç işleme ile silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek suçlarından tahliyesine karar verildiğini, Tekman Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığını, HSK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli kararı ile mesleğinden ihraç edildiğini, isnat edilen suçlamaların çok ağır olduğunu, suçlamalar nedeniyle vatan haini – darbeci olarak damgalandığını, haksız olarak 17 – 18 ay tutuklu kaldığını, yaşadığı manevi üzüntü ve travma ile haksız hukuksuz olarak tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak 5.000.000,00 TL manevi tazminat ile bu dilekçeyi yazmak ve dava süresince harcadığı emek ve zaman dikkate alınarak 15.000,00 TL maddi tazminatın yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 25.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava süresi ve mükerrer dava yönünden araştırma yapılması gerektiğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
3. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.03.2018 tarihli ve 2017/543 Esas, 2018/85 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2019/3168 Esas, 2019/1935 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 26.11.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz isteminin esastan reddini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Dosyanın incelenmesinde, Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/22 E., sayılı dosyasında yargılanan davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 21.07.2016 tarihinde tutuklandığı ve bu suçtan 14.02.2018 tarihinde tahliye edildiği, dosya içerisinde Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunun beraberinde başka suç işleme suçu ve terör örgütü kurma veya yönetme suçu bakımından tutuklama müzekkeresi olmadığı, tutuklama müzekkeresinde yazılı olan silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan açılan kamu davasının ise halen derdest olduğu, bu nedenle maddi ve manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde “… davacı …’ın soruşturma sırasında sevk edildiği Silifke Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/1349 Değişik İş sayılı ve 23/07/2016 tarihli kararı uyarınca Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek Suçunun Beraberinde Başka Suç İşlemek, Silahlı Terör Örgütü Kurmak veya Yönetmek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçlarından tutuklandığı, bilahare yapılan soruşturma sonucunda hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/66364 soruşturma sayılı ve 07/12/2017 tarihli kararı ile Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek Suçunun Beraberinde Başka Suç İşlemek ve Silahlı Terör Örgütü Kurmak veya Yönetmek suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ancak Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 2017/24270 Esas sayılı ve 08/12/2017 tarihli iddianame ile Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçundan davacı (sanık) hakkında … kamu davası açıldığı, … işbu tazminat davasının açıldığı tarih itibarı ile de kamu davasının Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/22 Esas sırasına kayıtlı olarak derdest olduğu, diğer yandan davacı (sanık) hakkındaki tutuklama müzekkeresinin sadece Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan 23/07/2016 – 07/12/2017 (14/02/2018) tarihleri arasında infaz gördüğünün anlaşıldığı, kaldı ki UYAP’tan yapılan sorgulama ile davacının (sanık) yargılandığı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan da Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/22-155 E-K. sayılı ve 27/03/2018 tarihli kararı ile mahkum edildiği ve bu kararın da 29/06/2018 tarihinde kesinleştiği cihetle, davacının (sanık) tutuklanmasına konu olan tüm suçlardan hakkında takipsizlik kararı verilmesi veya beraat etmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle de dava koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi yerine, davacı hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara konu olan suçlardan bir tutuklama kararı bulunmadığı, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan açılan kamu davasının ise halen derdest olduğu şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; ret kararı sonucu itibarı doğru olduğundan bu husus esasa ve sonuca etkili görülmemiş …” denilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/66364 sayılı soruşturma dosyasında davacının anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçunun beraberinde başka suç işlemek, silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından 23.07.2016 tarihinde tutuklandığı, silahlı terör örgütüne üye olmak suçuna ilişkin tutuklama müzekkeresinin infazına başlanarak diğer müzekkerelerin sırada bekletildiği, 07.12.2017 tarihinde anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçunun beraberinde başka suç işlemek, silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek suçlarından davacı hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek bu suçlardan 08.12.2017 tarihinde tahliyesine karar verildiği, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan ise iddianame düzenlendiği ve kamu davacı açıldığı, bu suçtan ise 14.02.2018 tarihinde tahliye edildiği, davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 23.07.2016 – 14.02.2018 tarihleri arasında 571 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün 30.06.2022 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’a tabi olduğu anlaşılmıştır.
2. Dairemizce UYAP üzerinden yapılan kontrolde, davacının tutuklama müzekkeresi infaz gören silahlı örgüt suçundan Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.03.2018 tarihli, 2018/22 Esas – 2018/155 Karar sayılı kararı ile mahkumiyetine hükmedildiği ve hükmün 29.06.2018 tarihinde kesinleştiği ancak 7188 sayılı Kanun’la gelen düzenleme gereği hükmün temyize tabi hale geldiği, kararın temyiz edilmesi üzerine mahkumiyet hükmünün Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 18.11.2020 tarih 2019/9125 Esas – 2020/5663 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozma kararı üzerine Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09.07.2021 tarihli, 2021/90 Esas – 2021/181 Karar sayılı kararı ile davacının beraatine hükmedildiği ve hükmün 30.06.2022 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, tutuklandığı suçtan yapılan yargılama neticesinde beraat eden davacı hakkında 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerektiği değerlendirilmekle birlikte, davacı tarafından aynı konuya ilişkin Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/359 Esas sayılı dosyasında tazminat davası açıldığı anlaşılmakla, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasını yargıya bir görev olarak yükleyen Anayasanın 141/son maddesi hükmü uyarınca davaların birleştirilerek davacının tazminat talebinin değerlendirilmesi lüzumu bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı paragrafında açıklanan nedenle davacının temyiz istemi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2019/3168 Esas, 2019/1935 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2023 tarihinde karar verildi.