YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7163
KARAR NO : 2023/1269
KARAR TARİHİ : 17.04.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebebine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 07.09.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/416 Esas 2013/171 Karar sayılı kararı ile 3 yıl mahkumiyetine hükmedildiğini, kararın 18.04.2015 tarihinde kesinleşmesi ile 26.02.2017 tarihinde ceza evine girdiği, 07.01.2018 tarihinde denetimli serbestlikten faydalanıp tahliye olduğunu, kanun yararına bozma başvurusu üzerine Yargıtay tarafından 2017/6021 Esas 2018/5980 Karar sayılı kararıyla dosyanın mükerrer olması nedeniyle bozulmasına ve ortadan kaldırılmasına karar verildiği, haksız tutuklu kalması nedeniyle 25.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 13.09.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili ve görevli mahkemede açılıp açılmadığı, süresinde açılıp açılmadığı hususu resen araştırılarak reddi gerektiğini, gözaltı ve tutuklama bir koruma tedbiri olduğundan hazineye kusur izafe edilmemesi gerektiğini, tazminat miktarlarının sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak nitelikte olması gerektiğini, faiz talebinin yersiz olduğunu, talep edilse bile faizin karar tarihinden başlaması gerektiğini, davacı tarafa tazminata hükmedilecek ise vekalet ücretinin maktu vekalet ücreti sınırlarını geçmemesi gerektiğini, davalı lehine de reddedilen kısım üzerinden vekalete hükmedilmesi gerektiğini, öne sürmüştür.
3.Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2018 tarihli ve 2018/557 Esas, 2018/671 Karar sayılı kararı ile tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
4.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 24.09.2019 tarihli ve 2019/452 Esas, 2019/1892 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz talebinin esastan reddini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi;
Müvekkilinin 26.02.2017-07.01.2018 tarihleri arasında ceza evinde kaldığı, kanun yararına bozma neticesinde tutuklamanın mükerrer olduğundan mahkumiyet hükmünün bozulmasına ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar alındığına, müvekkili hakkında karar verilmemesi bir takipsizlik örneği olup tazminata hükmedilmesi gerektiği, müvekkilinin tutukluluk ve denetimli serbestlik döneminde yaşamış olduğu sıkıntıların tazminat istemi ile giderilmesi amaçlandığı, mükerrer tutukluluğun yargı sistemi eksikliği olduğundan tazminata hükmedilmesi gerektiğine, ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin esasını oluşturan … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/416 esas sayılı dosyası üzerinden şiddet kullanarak hayvanlarla ölmüş insan bedeniyle ilgili müstehcen yayın üretmek ve satmak, çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak suçundan kovuşturmaya uğradığı, 25.02.2017 gözaltına alındığı, 26.02.2017 tarihinde tutuklandığı, 07.01.2018 tarihinde serbest bırakıldığı, kovuşturma sonucunda … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.02.2013 tarih, 2009/416 esas, 2013/171 karar sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 24.04.2018 tarih, 2017/6021 esas, 2018/5980 karar sayılı ilamı ile bozularak kaldırıldığı, … 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 24.04.2018 kesinleşme şerhinde kanun yararına bozma yoluyla davanın ortadan kaldırıldığının bildirildiği, 5271 sayılı Kanun 140 ve devamı maddelerinde haksız koruma tedbirleri nedeni ile tazminat davası açılabileceğinin belirtildiği, söz konusu olayda ise davacının haksız bir eylem nedeniyle gözaltında ya da tutuklulukta kalmadığı, mahkeme kararı ile tutuklanmasına sebep olan eylemi işlediğinin sabit olduğu mükerrer dava sebebiyle söz konusu ikinci davanın ortadan kaldırıldığı anlaşılmakla davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/416 Esas- 2013/171 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının şiddet kullanarak hayvanlarla ölmüş insan bedeniyle ilgili müstehcen yayın üretmek ve satmak, çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak yargılanıp 3 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilip kararın 18.04.2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacının diğer cezaları da içtima edilerek 26.02.2017 – 07.01.2018 tarihleri arasında 10 ay 12 gün cezaevinde kaldığı, davacının tazminata esas dosyada yapılan yeniden yargılama ile Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 24.04.2018 tarih, 2017/6021 esas, 2018/5980 karar sayılı ilamında davacının aynı eylem nedeniyle cezalandırıldığı anlaşıldığından kararın bozulmasına ve mükerrer açılan davanın 5271 sayılı Kanun 223 üncü madde 7 nci fıkrası gereğince ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararı 24.04.2018 tarihinde kesinleştiği, davacının ceza evinde kaldığı süre nedeniyle 5271 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 142 nci maddesinin 9 uncu maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınmadan, hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olduğu dikkate alınarak davalı lehine karar tarihindeki tarife üzerinden ağır ceza hâkimliklerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden sulh ceza mahkemelerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücret takdir edilerek davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesi temyiz edenin sıfatına göre, bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz sebepleri;
Davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine yönelik temyiz talebi yönünden;
… 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/416 Esas- 2013/171 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının üzerine atılı suçtan 3 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilip kararın 18.04.2013 tarihinde kesinleşmesi ile davacının (sanığın) diğer mahkemeden aldığı mahkumiyet ve iş bu mahkumiyeti … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/9 Değişik İş kararı ile içtima edilerek 5 yıl 10 ay hapis olarak hesaplandığı, bu cezaların infazı için 25.02.2017 tarihinde cezaevine girdiği, 07.01.2018 de tahliye olduğu ve 10 ay 12 gün cezaevinde kaldığı, davacının tazminata esas dosyada yapılan yeniden yargılama ile davacının aynı eylem nedeniyle cezalandırıldığı anlaşıldığından kararın bozulmasına ve mükerrer açılan davanın 5271 sayılı Kanun 223 üncü madde 7 nci fıkrası gereğince ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, davacı hakkında infaz edilen sürenin mahkumiyet hükmünün bihakkın tahliye tarihinden fazla olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamış, davacının mükerrer tutukluluk olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 24.09.2019 tarihli ve 2019/452 Esas, 2019/1892 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.04.2023 tarihinde karar verildi.