Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7125 E. 2023/1900 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7125
KARAR NO : 2023/1900
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/357 E., 2019/1540 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 30.03.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla 22.01.2010 tarihinde gözaltına alındığını, 25.10.2010 tarihinde tutuklandığını, 27.09.2010 tarihinde tahliyesine karar verildiğini, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/264 Esas 2015/417 Karar sayılı dosyası üzerinden yargılanarak 15.12.2015 tarihinde beraatine karar verildiğini, kararın 14.11.2016 tarihinde kesinleştiğini, netice olarak davacının haksız bir şekilde 9 ay süreyle tutuklu kaldığını, davacının gözaltına alınarak tutuklandığında Güngören Belediyesinde 2.000,00 TL gelir kaydıyla basın danışmanı olarak çalıştığını, tutuklu kaldığı süredeki zararının 20.000,00 TL civarında olduğunu, cezaevi harcamalarının 10.000,00 TL civarında olduğunu, ailesinin ziyaretleri nedeniyle oluşan masrafın 5.000,00 TL civarında olduğunu, soruşturma aşamasında ve ceza davasında avukat ile temsil edilmesi nedeniyle soruşturma aşamasında avukatlık asgari ücret tarifesine göre 300.00 TL, beraat kararının verildiği 2016 yılında Ağır Ceza Mahkemesince takip edilen davalar için 3.600,00 TL olmak üzere toplam 3.900,00 TL avukatlık ücreti ödediğini, bu nedenlerle 38.900,00 TL maddi tazminatın ve davacının yaşadığı manevi sıkıntılar nedeniyle 750.000,00 TL manevi tazminatın haksız tutuklanma tarihi olan 22.10.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 04.05.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetki ve mükerrer dava bakımından araştırılma yapılması gerektiğini, davaya mesnet kararın kesinleşmediğini, davanın süresinde açılmadığını, tazminat isteminin hukuki dayanağı bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

3. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.10.2018 tarihli ve 2017/140 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 07.05.2019 tarihli ve 2019/357 Esas, 2019/1540 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 06.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacı lehine eksik manevi tazminata hükmolunduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi; davacının asgari ücretten fazla geliri olduğundan hükmedilen maddi tazminatın eksik olduğuna, 10.000,00 civarındaki cezaevi harcamalarının, ailesinin ziyaretleri nedeniyle oluşan 5.000,00 TL civarındaki harcamanın ve ceza davası kapsamında avukata ödenen 3.900,00 TL’nin maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “… davacının CMK 250. maddesi ile görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/106 sayılı soruşturma evrakı kapsamında yasadışı EL-KAİDE terör örgütüne üye olmak ve örgüt adına faaliyetlerde bulunmak suçlaması ile … 22/01/2010 tarihinde yakalanıp 22/01/2010 tarihinde saat 07:00’da gözaltına alınıp ek gözetim kararı ve gözaltı uzatma kararları verilerek davacının 25/01/2010 saat 07:00’a kadar gözaltına kaldığı … davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması amacıyla kamu davası açıldığı … Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada davacı hakkında silahlı terör örgütü kurma ve üye olma suçlarından atılı suçun yasal unsurlarının bulunmaması ve ayrıca bu konuda delil bulunmadığından 15/12/2015 tarihinde beraatine karar verildiği … beraat kararının 14/11/2016 tarihinde kesinleştiği, davacının 22/01/2010 – 25/01/2010 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, 26/01/2010 tarihinde tutuklandığı, 27/09/2010 tarihinde tahliye edildiği … davacı hakkında Mahkememize açılmış 2017/140 Esas sayılı tazminat davası dışında başkaca mükerrer tazminat davasının bulunmadığı … davaya bakma konusunda Mahkememizin yetkili ve görevli olduğunun anlaşıldığı … kesinleşmiş beraat kararının davacı veya vekiline tebliğ edilmediği … tazminat davasının beraat kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ve yasal sürede açılmış olduğunun anlaşıldığı … 02/10/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; BMB Yayıncılık Ltd. Şti adına 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamesi ve 2010 yılı bilanço ve gelir tablosu eklerine göre ilgili beyannamede beyan edilen ticari bilanço zararının 6.933,38 TL zarar olarak beyan edildiği, davacının Şirket ortağı olduğunu belirtmiş olmakla birlikte Hocapaşa Vergi Dairesi tarafından gönderilen ilgili şirketin 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde de 6.933,38 TL zarar beyan edildiği de gözetilerek, ancak haksız tutuklanan kişinin herhangi bir işi ve kazancı olmasa bile tutuklu kaldığı süreye göre maddi kaybının net asgari ücret üzerinden hesaplanmasının gerekeceği,

Davacının gözaltı ve tutuklu olarak 22/01/2010 – 27/09/2010 tarihleri arasında 248 gün tutuklu kaldığı … süre içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığınca ön görülen asgari ücret tarifesine göre toplam maddi kaybının 4.832,45 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olup, her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davacının … tutuklu kaldığı sürede cezaevinde yapmış olduğu harcamalar ile ailesinin yapmış olduğu ziyaretler için yapılan ziyaretçi masrafları, yol ve iaşe masraflarının da maddi tazminat hesabına dahil edilerek davalı hazineden alınmasına karar verilmesi talep edilmişse de … bu harcamaların maddi tazminata dahil edilmesinin mümkün olmadığı …

Davacı vekilinin … maddi tazminat talebinin değerlendirilmesi neticesinde, davacıya atılı suçun niteliği, tutukluluk süresi, tutuklanış şekli de gözetilerek davacı vekilinin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, uzman bilirkişi Şahin Bozkurt tarafından hesaplanan 4.832,45 TL maddi tazminatın haksız tutuklama tarihi olan 22/01/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

Davacı vekilinin davacı yönünden manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı vekilinin manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,

Atılı suçun niteliği, atılı suçun toplumda tepki uyandıran suçlardan oluşu, tutuklanış şekli ile tutuklu kaldığı süre, davacı hakkında yapılan işlemin niteliği, cezaevinde tutuklu kaldığı süre, davacı hakkında yapılan işlemin niteliği, cezaevinde tutuklu kaldığı sürede duymuş olduğu elem, acı ve üzüntü ile tayin edilecek manevi tazminatın hüküm tarihine kadar işleyecek olan yasal faiz getirisi ile hak ve nesafet kurallarına göre verilecek manevi tazminatın haksız zenginleşmeye neden olmaması kuralı da gözetilerek, takdiren 13.500,00 TL manevi tazminatın haksız tutuklama tarihi olan 22/01/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi oy birliği ile uygun görülmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/264 Esas – 2015/417 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahlı örgüt suçundan 22.01.2010 – 27.09.2010 tarihleri

arasında 248 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 14.11.2016 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Dosya kapsamında yapılan incelemede, davacının ortağı olduğu yayın evine ait beyannamelerde tutuklanmadan önceki yıl ve tutuklandığı yıl için zarar bildirildiği ve davacının tutuklanmadan önce asgari ücreti aşan herhangi bir başka gelirinin bulunduğuna dair bir delilin dosya kapsamında yer almadığı anlaşılmakla, maddi tazminat miktarının davacının tutuklu kaldığı dönem için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmamış olup, davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre davacının cezaevinde yaptığı masraflar ile yakınlarının ziyaret sebebiyle yaptıkları masraflar gerçek zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu bedellerin maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.
Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

5. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (5) numaralı paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 07.05.2019 tarihli ve 2019/357 Esas, 2019/1540 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2023 tarihinde karar verildi.