Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7105 E. 2022/10472 K. 22.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7105
KARAR NO : 2022/10472
KARAR TARİHİ : 22.12.2022

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

… Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 16.07.2019 tarihli ve 2018/3482 Esas, 2019/3241 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesince, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine karar verilmiş, katılan vekilinin istinaf talebi üzerine sanık hakkındaki … 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.06.2018 tarihli, 2017/40 esas, 2018/515 sayılı kararının kaldırılmasına, sanığın TCK’nın 179/2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
15/02/2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 gün ve 2018/71 Esas, 2018/118 sayılı kararıyla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286. maddesinin 20.07.2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değişiklik yapılan (2) numaralı fıkrasının 18.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 78. maddesiyle değiştirilen (d) bendinin iptal edilmesi üzerine; 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 20/02/2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanunun 7. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının d bendine göre, ilk defa Bölge Adliye Mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa eklenen 286. maddenin d) (Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve E.:2018/71 K.:2018/118 sayılı Kararı ile İptal; Yeniden Düzenleme:20/2/2019-7165/7 md.) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları arasında olması nedeni ile temyiz edilebilir olduğu, 260 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ”trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK’nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ”üç aydan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK’nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ”01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasından sonra kurulan mahkumiyete dair hükmün, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK’nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 22.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.