Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/7013 E. 2023/5293 K. 04.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7013
KARAR NO : 2023/5293
KARAR TARİHİ : 04.12.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/592 E., 2019/1761 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, bozma

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 17.06.2019 tarihinde tebliği üzerine davalı vekilinin 21.06.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 23.02.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul C.Başsavcılığı’nın 2016/85532 soruşturma numaralı dosyalı ile yürütülen soruşturma kapsamında 19/08/2016 – 01/09/2016 tarihleri arasında gözaltında kaldığını, İstanbul C.Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun 09/01/2016 tarih ve 2016/150423 soruşturma numaralı dosyasında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, böylelikle haksız gözaltı işlemine ilişkin 100.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 31.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.12.2018 tarihli ve 2017/65 Esas, 2018/462 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 21.05.2019 tarihli ve 2019/592 Esas, 2019/1761 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.10.2021 tarihli, davalı vekilinin temyiz talebinin kesinlikten reddi ve davacı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün bozulmaı görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davanın reddi gerektiğine,

2.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,

3.Hükmedilen tazminata faiz uygulanamayacağına, ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Mahkeme kararının gerekçesiz olduğuna,

2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Davacının, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/85532 soruşturma sayılı dosyasında 19/08/2016-01/09/2016 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, İstanbul C.Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun 09/01/2016 tarih ve 2016/150423 soruşturma sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının işlediği sabit olmayan suçtan ötürü gözaltında kaldığı, bu durumun psikolojik olarak etkilenmesine sebebiyet vermesinin manevi ızdırap çekmesinin gözaltında kaldığı süre dikkate alındığında doğal olduğu, bu durumun kişiyi etkileyeceği objektif bir kriter olmamakla birlikte davacının ekonomik ve sosyal durumu, atılı suçun niteliği, zararına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ile gözaltı tarihinden itibaren faiz işletileceği de dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafet kurallarına uygun olarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile mahkememizce uygun görülen 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/150423 soruşturma sayılı dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 19.08.2016-01.09.2016 tarihleri arasında 13 gün gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonunda 09.01.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 17.06.2019 tarihinde tebliği üzerine davalı vekilinin 21.06.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki davalı vekilinin temyiz isteminin kesin nitelikte olduğu görüşüne iştirak edilmemiştir.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
A.1. Davanın reddi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 141 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Bu itibarla kanunda öngörülen yasal şartlar oluştuğundan davanın kısmen kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

A.2.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 tarih, 2007/8-2 Esas, 2007/63 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, tazminat miktarının davacı tarafça kesin bilinmesi mümkün olmadığından, davalı lehine avukatlık ücreti ödenebilmesi ancak davanın tamamen reddi halinde mümkün olduğundan davalı lehine vekâlet ücreti ödenmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

A.3.Hükmedilen tazminata faiz uygulanamayacağına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Davacının dava dilekçesinde talep ettiği tazminat miktarına gözaltı tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği hükmedilen manevi tazminata gözaltı tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
B.1.Mahkeme kararının gerekçesiz olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde verilen kararın dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz istemi reddedilmiştir.

B.2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiş, bozma isteyen tebliğname görüşüne de iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 21.05.2019 tarihli ve 2019/592 Esas, 2019/1761 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.12.2023 tarihinde karar verildi.