YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6956
KARAR NO : 2023/367
KARAR TARİHİ : 13.02.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 24.02.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilin suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçlarından beraatine karar verilen ceza dosyası kapsamında, 19.01.2009 tarihinde gözaltına alındıktan sonra 20.01.2009 – 26.02.2010 ve 28.04.2014 – 12.11.2015 tarihleri arasında 33 ay tutuklu kalması sebebiyle 300.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2. Davalı vekili 28.03.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Dava yasal süresi içinde açılmadığından reddedilmelidir. Davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığının, aynı konu ve nedene dayalı başka bir dava açılıp açılmadığının araştırılması gerekir. Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Olayda devletin kusuru yoktur. İstenen maddi ve manevi tazminat miktarları fahiştir. Davacının nüfus kaydı ve adli sicil kaydının dosya kapmasına alınması gerekir. Davacının tazminat davası için vekiline yetki verip vermediğinin tespiti açısından davacının dinlenmesi gerekir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.12.2017 tarihli ve 2017/110 Esas, 2017/530 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 04.04.2019 tarihli ve 2018/495 Esas, 2019/1375 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 08.10.2021 tarihli ve 2019/90766 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz istemi; 5271 sayılı Kanun’un 141 inci ve 144 üncü maddeleri arasında düzenlenen tazminat istemine ilişkin hususların somut olayda gerçekleşmediğine, davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının; 19.01.2009 – 20.01.2009 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklama istemi ile gönderildiği … 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/49 sayılı kararı ile tutuklandığı, … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/204 esas sayılı dosyası ile tahliye edildiği, 28.04.2014 tarihinde … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/365 esas sayılı dosyasında yine tutuklandığı ve 12.11.2015 tarihinde tahliye edildiği, davacının … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/49 E., 2016/394 K. sayılı kararı ile 23.12.2016 tarihinde beraat kararı verildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının haksız gözaltına alınma işlemi 01.06.2005 tarihinden sonraki bir dönemde gerçekleşmiş olması nedeniyle, tazminat davası 5271 sayılı Kanun’un 141 inci ve devamı maddeleri gereğince ele alınmıştır. Beraat kararı tebliğe çıkarılmamışsa da, tazminat davası 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında her halükarda 1 yıllık hak düşürücü süre dolmadan açıldığı tespit edilmiştir.
Davacının maddi ve manevi tazminat talebi yönünden dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumu, gözaltında geçirdiği süre, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre içinde duyduğu ızdırap ve üzüntü nedeni ile uğradığı manevi zarar, takdir edilecek manevi tazminatın zenginleşme ya da fakirleşme aracı olmaması hususları, davacının birkaç kez tutuklanıp tahliye olması nedeniyle hayatının alt üst olması ve ceza infaz kurumuna girdikten sonra istemediği halde nişanlısından bebeğinin olması, bebeğini doğurmak zorunda kalması nedeniyle eğitim hayatını tamamlayamamış olması hususları birlikte değerlendirilerek; toplam 38.640,00 TL manevi tazminata ve bilirkişi tarafından belirlenen toplam 24.756,24 TL maddi tazminata hükmedilmiş, davacının dava dilekçesindeki talebi de gözetilerek, 20.01.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bu miktarlara yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Davacının yargılanması sırasında 19.01.2009 tarihinde gözaltına alınıp 20.01.2009 tarihinde tutuklandığı, 26.02.2010 tarihinde tahliye edildiği, yargılamasının sürdüğü, 28.04.2014 tarihinde ise hükmen tutuklanmasına karar verildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararı ile 12.11.2015 tarihinde tahliye edilmesi nedeniyle iki ayrı dönemde tutuklu kalan davacı hakkında hesaplanan toplam tazminat miktarları üzerinden ve ilk tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması kanuna aykırı olup; ilk dönem için ayrı maddi ve manevi, ikinci dönem için de ayrı maddi ve manevi tazminat miktarları belirlenerek bu miktarlar için ayrı ayrı faiz başlangıç tarihi uygulanması gerekmektedir.
Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, davacı lehine tayin olunan maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nisbî vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olmayacağı gözetilmeden 7.323,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün 1 numaralı bendinde yazılı “24.756,24 TL maddi tazminatın tutuklama tarihi olan 20.01.2009” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “ilk tutukluluk dönemi için 7.292,07 TL maddi tazminatın 20.01.2009 tarihinden itibaren, ikinci tutukluluk dönemi için 17.464,17 TL maddi tazminatın 28/04/2014” ibaresinin eklenmesi; 2 numaralı bendinde yazılı “38.640TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 20.01.2009” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “ilk tutukluluk dönemi için 16.120,00 TL manevi tazminatın 20.01.2009 tarihinden itibaren, ikinci tutukluluk dönemi için 22.520,00 TL manevi tazminatın 28.04.2014” ibaresinin eklenmesi; vekalet ücretine ilişkin 5 numaralı bendinde yazılı “7.323,00” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “3.960,00” ibaresinin eklenmesi suretiyle istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/49 E., 2016/394 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçlarından 19.01.2009 – 26.02.2010 ile 28.04.2014 – 12.11.2015 tarihleri arasında toplam 966 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 02.01.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden
Tazminat talebinin dayanağı olan … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/49 E., 2016/394 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçlarından 19.01.2009 – 26.02.2010 ile 28.04.2014 – 12.11.2015 tarihleri arasında toplam 966 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 02.01.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 04.04.2019 tarihli ve 2018/495 Esas, 2019/1375 Karar sayılı kararında davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi.