Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6943 E. 2023/5150 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6943
KARAR NO : 2023/5150
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1150 E., 2019/628 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 17.10.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 24.03.2017 tarihinde bir gün gözaltına alınan davacı hakkında yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiğinden bahisle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için 11.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın 24.03.2017 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 20.11.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.

3. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2019 tarihli ve 2018/502 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 23.09.2019 tarihli ve 2019/1150 Esas, 2019/628 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.10.2021 tarih, 2019/103063 sayılı tebliğnamesi ile tazminat miktarının artırılmasına yönelik istinaf mahkemesi kararının duruşmalı inceleme sonucu verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; gözaltından sonra hakkında yurt dışına çıkış yasağı konarak beraat kararının kesinleşmesine kadar adli kontrol verilen davacı hakkında bu husus da gözetilerek tazminata hükmedilmesi gerektiğine, davacının ceza davasında ödediği avukatlık ücretinin de maddi tazminat kapsamında tazmin edilmesi gerektiğine ve hükmedilen maddi ile manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “davacının 24/03/2017 tarihinde gözaltına alınıp 24/03/2017 tarihinde adli kontrol şartıyla salıverildiği yani 1 gün gözaltında kalmış olduğunun görüldüğü, davacının gözaltında kaldığı sürece ilişkin maddi kayıplarına dair belgeleri çıkartılan muhtıraya rağmen dosyaya sunmadığı görülmüş, davacının gözaltına alındığı döneme ilişkin delillendirilmiş maddi zararı tespit edilemediğinden davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacının manevi yönden de zarara uğradığı, manevi tazminat yönünden Yargıtay İçtihatları doğrultusunda, manevi tazminatın zenginleştirici bir … olmaması gerektiği de göz önüne alınarak davanın kısmen kabulü ile tayin edilecek manevi tazminatın, gözaltına alınan kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması,özgürlüğünden yoksun kılınması nedeniyle duyulan elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesi amacına yönelik olup uğranılan manevi zararın tümüyle giderilmesinin olanaksız oluşu bununla birlikte tayin edilecek manevi tazminatın kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacağı ve gözaltına alınmanın şahıs üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak, zenginleşme sonucu doğurmayacak, adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir miktar olmasına özen gösterilmesi icap ettiğinden, mahkememizce değerlendirme yapılırken bu olgular göz önüne alınmış davacı için uygun miktarda manevi tazminatın davalı hazineden tahsiline karar verilmesi gerektiği taktirinin hak ve nesafet ilkelerine ve az evvel sayılan kıstaslara uygun ve makul olduğu sonuç ve kanaatine varılarak 100,00 TL manevi tazminatın 24.03.2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.”

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükme “46,80 TL maddi tazminatın 24.03.2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine” şeklinde ekleme yapılarak düzeltilerek esastan ret kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/504-2018/123 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 24.03.2017 tarihinde 1 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 08.03.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

A.Tebliğname yönünden;
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş ise de özel hukuk yanı ağır basan bir dava olması nedeniyle bu Kanunda düzenlenme bulunmayan hallerde tazminat hukukunun genel prensipleri çerçevesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulanması gerekmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanununun 280/1. maddesinde düzenlenen duruşma açılmadan düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilecek haller bir suç kovuşturması sonucu verilen hükümler için geçerli olup doğrudan tazminat davalarında uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanununun istinafa ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması gerekmekte olup, aynı Kanunun 353. maddesi gereğince tazminat miktarlarının azaltılması veya artırılmasının duruşma açılmaksızın düzeltilerek esastan reddine karar verilmesinde bir engel bulunmadığından tazminat miktarının artırılmasının duruşma açılarak yapılması gerektiğine ilişkin tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

B.Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
1.Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep edilebilecek haller 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrasında tahdidi olarak sayılmış olup adli kontrol tedbirinin bunlar arasında sayılmadığı, dolayısıyla davacının adli kontrol altına alınması sebebiyle tazminata hükmedilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin adli kontrol nedeniyle de tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2.Asgari ücreti aşan bir geliri olduğunu belgeleyemeyen davacı lehine bir günlük asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin, ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

4.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacının hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna yönelik temyiz sebebi de yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 23.09.2019 tarihli ve 2019/1150 Esas, 2019/628 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.