Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6939 E. 2023/5146 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6939
KARAR NO : 2023/5146
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/717 E., 2019/1473 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 19.03.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 10.02.2017-28.12.2017 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kalan davacı hakkında yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiğinden bahisle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için 500.000,00 TL maddi, 5.000.000,00 TL manevi tazminatın 10.02.2017 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 27.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süre içerisinde yetkili mahkemede açılıp açılmadığının mahkemece re’sen incelenmesi gerektiğini, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak davacı hakkında birden fazla dava açılıp açılmadığının tespitinin gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.

3. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2019 tarihli ve 2018/304 Esas, 2019/253 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 17.09.2019 tarihli ve 2019/717 Esas, 2019/1473 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.10.2021 tarihli 2019/102766 sayılı tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddiyle hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının alamadığı ek ders ücretleri, ceza davasında ödediği avukatlık ücretinin maddi tazminat kapsamında ödenmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “Davacı vekilinin maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak; Yargıtay 12. Ceza Dairesinin yerleşik uygulamalarında; 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği ancak, beraat kararı ile birlikte ödenen veya ödenmesi gereken miktardan daha fazla vekalet ücreti ödenmesi halinde, fazlaya ilişkin bu bedelin davacıya maddi tazminat kapsamında ödenmesi gerektiği, böyle bir durumda da avukata ödenen paranın serbest meslek makbuzu veya geçerli bir belge ile ispatlanıp, ödemenin hüküm tarihinden önce yapılması gerektiği belirtildiğinden, her ne kadar davacı vekili dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunduğu 3.960,00TL bedelli serbest meslek makbuzu beraat kararının verildiği tarihten önce tanzim edilmiş ise de; davacının beraat ettiği hükümde, serbest meslek makbuzunda belirtilen miktardan daha fazla olacak şekilde davacı lehine 4.360,00TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi nazara alınarak, davacıya avukatlık ücreti nedeniyle maddi tazminat verilmesinin mümkün olmadığı, davacının gözaltına alındığı tarihte ve hali hazırda fiilen devlet memuru olduğunun dava dilekçesinden ve İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabi yazısından anlaşıldığı, haksız gözaltı ve tutuklama işlemi nedeniyle oluştuğu iddia olunan özlük haklarına ilişkin maddi kayıplarının, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 04/05/2016 tarih 2016/7916 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 141/2. Maddesi uyarınca çalıştığı kurumdan talep edebileceği, talebin yerine getirilmemesi halinde ise idari yargı yoluna başvurmasının olanaklı olduğu, davacının diğer sair maddi tazminat taleplerinin ise emsal nitelikteki ve dairenin yerleşik uygulaması olduğu ifade edilen Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 08/10/2018 tarihli ve 2018/4954 Esas, 2018/9327 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK’nın 141 vd. maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceği belirtildiğinden davacı vekilinin maddi tazminat talebinin tümüyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak; davacının muhatap olduğu koruma tedbirleri nedeniyle elem ve ızdıraba maruz kaldığı, manevi yönden zarar gördüğünün anlaşıldığı, bu nedenle davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, uygulanan koruma tedbirleri, gözaltında ve tutuklu olarak kaldığı süre de göz önünde bulundurulmak suretiyle hakkaniyet ve nesafet ölçülerine göre; manevi tazminat telebinin kısmen kabulü ile 32.100,00TL manevi tazminatın, gözaltı tarihi olan 10/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/70-2018/18 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 10.02.2017-28.12.2017 tarihleri arasında 321 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 24.01.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

1.Tutuklu kaldığı süreçte öğretmen olan ve ihracının ardından görevine iade edilen davacının ek ders kayıpları gibi ücretlerinin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasına konu edilebilecek gerçek zarar kapsamında bulunmadığı, muhtemel zarar olarak değerlendirilebileceği anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

3.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna yönelik temyiz sebebi de yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 17.09.2019 tarihli ve 2019/717 Esas, 2019/1473 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.