Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6938 E. 2023/5147 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6938
KARAR NO : 2023/5147
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/3733 E., 2019/1402 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 30.10.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 12.08.2016-15.08.2017 tarihleri arasında tutuklu kalan davacı hakkında yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiğinden bahisle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için 100.000,00 TL maddi, 650.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, ıslahla faiz başlangıç tarihini gözaltına alınma tarihi olarak ıslah etmiştir.

2. Davalı vekili 25.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; zararın belgelenmesi gerektiğini, tazminatın sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak şekilde talep edilmesi gerektiğini savunarak yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.

3. Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.06.2019 tarihli ve 2019/22 Esas, 2019/204 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 12.09.2019 tarihli ve 2019/3733 Esas, 2019/1402 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı … davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.10.2021 tarihli 2019/104395 sayılı tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddiyle hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; kararın hukuka aykırı olduğuna hükmedilen maddi tazminatın düşük olduğuna ve davacının maddi kaybının son aldığı maaş üzerinden hesaplanması gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “… davacının 20/07/2016 tarihinden itibaren görevinden uzaklaştırıldığı, 672 sayılı KHK uyarınca ise davacının görevinden ihraç edildiği, davacının görevden uzaklaştırıldığı dönemde 1.422,45TL maaş aldığı, memurların maaşlarını çalışacakları ay başlamadan yani önceden aldıkları bilgisiyle işbu maaşının 15 Ağustos 2016-15 Eylül 2016 dönemine ilişkin olduğu, ancak davacının 01/09/2016 tarihinden 672 sayılı KHK ile görevinden ihraç edilip bir daha görevine iade edilmediği, kamu görevi sona eren davacının 02/09/2016 tarihinden başkaca bir işte çalışabileceği, ancak mevcut durum itibariyle davacının bu tarihte başka işte çalışamadığı, bu durumda da yerleşik yüksek mahkeme içtihatları uyarınca vasıfsız bir işçi olarak başka bir işte asgari ücretli olarak çalışabileceğinin kabulü gerekeceği, buna göreyse davacının 02/09/2016 tarihinden tahliye tarihi olan 15/08/2017 tarihine kadar asgari ücrete hak kazanacağı, 11 ay 13 günlük bu süreçte o dönemlerde uygulanan net asgari ücret miktarları üzerinden 15.644,03TL maddi zarara uğradığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davacının Temmuz 2016 tarihindeki maaşını tam olarak, Ağustos 2016 tarihindeki maaşını ise kesintili aldığı, ancak davacının görevine iade edilmemesi nedeniyle kendisine maaş farkının koruma tedbirlerinden kaynaklı maddi tazminat kapsamında ödenmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla bilirkişi raporunda hesap edilen 1.823,28TL maaş farkının maddi tazminat kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatiyle maddi vakıaya ve öngörülen hukuki düzenlemelere uygun olan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davacının 02/09/2016-15/08/2017 dönemine ilişkin 15.644,03TL maddi zarara uğradığı anlaşıldığından, 15.644,03TL maddi tazminatın davacının talebi doğrultusunda (davacı vekili dava dilekçesinde faiz başlangıcını tutuklama tarihi olarak belirtmiş ise de mahkememizin 22/03/2019 tarihli 1. Celsesinde faiz başlangıcını gözaltı tarihi olarak düzelttiği dikkate alındığında) gözaltı tarihi olan 28/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … Hazinesinden alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin istemin de reddine karar verilmiştir.Davacı vekili dilekçesinde Balıkesir 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/923 esas sayılı dosyasında davacının vekille kendisini temsil ettirmesi nedeniyle sunduğu serbest meslek makbuzlarında belirtilen 6.000TL lik vekalet ücretini maddi tazminat kaleminden talep etmiş ise de, Yargıtay 12. CD.’nin 18/02/2019 tarihli 2018/8525 esas sayılı, 2019/2137 karar sayılı içtihadı uyarınca vekalet ücretinin avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğine dair içtihadı gözetilerek davacının avukata yapılan ödemenin karşılanması hususundaki talebinin reddine karar verilmiştir… Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, davacının gözaltına alındığı 28.07.2016 tarihinden 15/08/2017 tarihine kadar gözaltında ve tutuklulukta kaldığı, davacının atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve yüklenen suçun davacı tarafından işlendiği sabit olmadığından beraatine karar verildiği, davacının kararın kesinleştiği 11/10/2018 tarihine kadar manevi olarak üzüntüye uğradığı anlaşılmakla kendisine isnad edilen suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı ve tutuklu kaldığı süresinin davacı üzerindeki etkileri, davacının sosyal ve ekonomik yaşantısı, gözaltında kaldığı ve tutuklu kaldığı dönemin bir kısmında öğretmenlik mesleği mensubu olması, dosya içeriği dikkate alınarak zenginleşme sonucunu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak … mahkememizce takdiren 33.000-TL. manevi tazminatın davacının talebi doğrultusunda gözaltı tarihi olan 28.07.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmedilen maddi tazminat için faiz başlangıç tarihi 02.09.2016 şeklinde değiştirilmek suretiyle düzeltilerek esastan ret kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/293-2018/524 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 28.07.2016-04.08.2016 tarihleri arasında 7 gün gözaltında, 12.08.2016-15.08.2017 tarihleri arasında ise; 368 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 11.10.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

1.Davacı hakkında iki farklı dönemde koruma tedbiri uygulandığı dikkate alınarak, her bir koruma tedbiri dönemi için ayrı ayrı manevi tazminat miktarları belirlenip, belirlenen her bir tazminat miktarına ilişkin olduğu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

2.Kamu görevinden 01.09.2016 tarihinde ihraç edilen, Ağustos 2016 maaşını almış olan ve maaşını iade ettiğine dair bilgi bulunmayan davacının maddi kaybının 15.09.2016 tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken ihraç tarihinden maddi tazminata hükmedilmesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, davacının ihraç edilmesi idari işlem niteliğinde olup koruma tedbirlerinden kaynaklanmadığı anlaşıldığından, kazanç kaybının maaşı üzerinden hesaplanmasına yönelik temyiz sebebi yerinde bulunmamıştır.

3.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından kararda bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 12.09.2019 tarihli ve 2019/3733 Esas, 2019/1402 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bandırma Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.