Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6826 E. 2023/4959 K. 14.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6826
KARAR NO : 2023/4959
KARAR TARİHİ : 14.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2557 E., 2019/2622 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 29.11.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklandığını, yapılan soruşturma neticesinde 07.11.2017 tarihinde davacı hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi nedeniyle 12.500,00 TL ödediğini ve manevi zarara uğradığını belirtmiş, bu kapsamda 12.500,00 TL maddi ve 100,000,00 TL manevi tazminatın tahliye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 05.01.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; tazminat koşullarının oluşmadığına, maddi zararın ispatlanmadığını, vekalet ücretinin tazminat kapsamında istenilemeyeceğini, verilecek manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme teşkil etmemesi gerektiğini ve davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.

3. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.04.2018 tarihli ve 2017/466 Esas, 2018/129 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 14.06.2019 tarihli ve 2018/2557 Esas, 2019/2622 Karar sayılı kararı İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 08.10.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz isteminin esastan reddini talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; avukatlık vekalet ücretinin tamamı ile davacının çalışamamasından kaynaklanan kazanç kaybının maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve eksik manevi tazminata hükmolunduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “… davacı …’ün İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun 2016/72513 sayılı soruşturma sayılı evrakına istinaden 04/10/2016 tarihinde gözaltına alındığı, 11/10/2016 tarihinde tutuklandığı, 06/02/2017 tarihinde serbest bırakıldığı, davacı hakkında gözaltında ve tutuklulukta kaldığı suçtan dolayı 07/11/2017 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonucu koruma tedbirinin haksız olduğunun anlaşıldığı, davacının yasal süresi içinde tazminat davası açtığı, davacının ikamet ettiği adres itibariyle mahkememizin yetkili olduğu, davacı hakkında mahkememizce yaptırılan mali ve içtimai durum araştırması ve davacının haksız uygulama sırasında kendisini müdafi ile temsil ettirmiş olması nedeniyle uğradığı maddi zararı talep etmesi karşısında, davacının haksız olarak 04/10/2016 tarihinde gözaltına alınıp, tutuklu kaldıktan sonra 06/02/2017 tarihinde serbest bırakılması nedeniyle, süreçte kendisini müdafi ile temsil ettirmesi ile ilgili uğradığı toplam 845 TL maddi tazminatın talebe göre tahliye tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

Davacının haksız gözaltına alınması nedeniyle yaşadığı elem ve üzüntünün giderilmesi, davacının ekonomik ve sosyal durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayların cereyan tarzı, müsnet suçtan göz altında geçirdiği süre ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının haksız gözaltına alınması ve tutuklulukta kalması nedeniyle duyduğu manevi acının tatminine yönelik olarak hükmedilecek manevi tazminat miktarının zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği dikkate alınarak 6000 TL manevi tazminatın talebe göre tahliye tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmektedir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarının 600,00 TL’ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/88773 Soruşturma – 2017/49780 Karar sayılı soruşturma dosyası kapsamında, davacının silahı örgüt suçundan 04.10.2016 – 06.02.2017 tarihleri arasında 125 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan soruşturma neticesinde davacı hakkında 07.11.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, kararın davacıya 24.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğinden 11.12.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Davacının dava dilekçesinde koruma tedbiri nedeniyle çalışamamasından doğan zararlarına ilişkin tazminat talebi bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin davacının çalışamaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybının maddi tazminat olarak ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Tazminat talebinin dayanağını oluşturan soruşturma kapsamında davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması doğru olmakla birlikte, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin tamamının maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

4.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (4) numaralı bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 14.06.2019 tarihli ve 2018/2557 Esas, 2019/2622 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2023 tarihinde karar verildi.