Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6796 E. 2023/371 K. 13.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6796
KARAR NO : 2023/371
KARAR TARİHİ : 13.02.2023

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin, yokluğunda verilen kararın 24.03.2019 tarihinde, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin ise; 12.06.2019 tarihinde tebliği üzerine 12.06.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yoluyla temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 16.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; doktor olan davacının 17.11.2008 tarihinde gözaltına alınıp 21.11.2008 tarihinde tutuklandığını, 08.05.2009 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiğinden bahisle, tutuklandığı döneme ilişkin kendisine eksik yatırılan döner sermaye alacağına ilişkin olarak 19.614 TL, yargılama sürecinde yaptığı avukatlık masrafı vs. için 10.000 TL, cezaevinde yatığı masraflar ile yakınlarının kendisini ziyarete gelmesi nedeniyle yaptıkları masraflara ilişkin olarak 8.800 TL olmak üzere toplam 38.414 TL maddi, tutuklanması ve yargılama sürecinde yaşadığı olumsuzluklar ve duyduğu üzüntü nedeniyle 150.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 03.08.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; aynı konuya ilişkin açılmış başka bir dava olup olmadığı, davanın süresinde olup olmadığı gibi hususların araştırılmasını talep etmiş, zarara yönelik belge sunulmadığını, davacının tazminat istemeyecek kişilerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.01.2019 tarihli ve 2018/322 Esas, 2019/43 Karar sayılı kararı ile davacının maddi tazminat talebinin reddiyle manevi tazminat yönünden talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2019/685 Esas, 2019/795 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2021 tarih, 2019/65480 sayılı tebliğnamesi ile hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Davacı vekilinin temyiz sebepleri doktor olan davacının tutuklandığı dönemde döner sermaye alacağının eksik yatırılması nedeniyle maddi kayba uğradığından bu miktarın maddi tazminat olarak ödenmesi gerektiğine, davacının süreçte yaşadığı manevi sıkıntılar nazara alındığında hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğuna yöneliktir

2.Davalı vekilinin temyiz sebepleri davacı hakkındaki tedbir kararlarının usul ve yasaya uygun olması sebebiyle davanın manevi tazminat bakımından da reddi gerektiğine yöneliktir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat davasının dayanağını oluşturan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/169-2017/387 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından 17.11.2008-08.05.2009 tarihleri arasında gözaltına ve tutuklu kalan davacının talep ettiği döner sermaye kazancının ek ödeme niteliğinde olduğu ve fiilen çalışılmadığı takdirde ödeme yapılamayacağı, davacının tutuklu kaldığı süreçte zaten çalışmadığı için döner sermaye alacağının bulunmadığı, tazminata konu dava ile ilgili yapılan masraf ve vekalet ücretinin ilgili mahkemeden talep edilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla davacının maddi zarar olarak belirttiği döner sermaye kazancı ve yaptığı masrafların koruma tedbirlerinden doğan doğrudan zarar olmadığı için maddi tazminat talebinin reddine, objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına, tutuklanmasına ve adli kontrol altına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında, tutuklulukta ve adli kontrol altında geçirdiği süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususların da gözeltilmesi gerektiği, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı süreçte çevresi tarafından hakir görüldüğü, bu durumun davacının kişilik haklarına zarar verdiği, onun manevi olarak elem ve üzüntü duymasına neden olduğu, bunun giderilmesi gerektiği anlaşılmakla manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığı, duyulan elem ve üzüntü ile orantılı olması gerektiği, davalı için de bir ceza niteliğine dönüşmemesi gerektiği şeklindeki kriterleri dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları gereği 4.000,00 TL manevi tazminatın 17.11.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/169-2017/387 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından 17.11.2008-08.05.2009 tarihleri arasında 172 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının her iki suçtan da beraatine hükmedildiği, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçundan kurulan hükmün 05.01.2018 tarihinde, ihaleye fesat karıştırmak suçundan kurulan hükmün ise 02.04.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklanma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK hükümlerine tabi olduğu, süresinde açıldığı ve kanunda öngörülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak;
1.Dairemizin yerleşik uygulamaları kapsamında, davacının tutuklu kaldığı döneme için döner sermayeye ilişkin ödeme tutarlarının performansa bağlı ödemeler olduğu ve ancak fiili çalışmaya dayalı olarak değişkenlik gösterir şekilde ödendiği dolayısıyla gerçek zarar olarak 5271 sayılı Kanunun 141 vd. maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddinde karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

B.Davalı vekilinin temyiz sebeplerine yönelik olarak;
Davacının hangi suçtan gözaltında kaldığının tespiti amacıyla davacı hakkında düzenlenen yakalama, olay, gözaltı ve sevk – serbest bırakma tutanaklarının Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde aslının veya onaylı örneğinin dosya arasına alınması gerekirken ve tazminat talebinin dayanağı olan tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ceza infaz kurumundan sorularak infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, eksik inceleme ile hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A.2) ve (B) paragraflarında açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 tarihli ve 2019/685 Esas, 2019/795 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.02.2023 tarihinde karar verildi.