Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6765 E. 2021/8040 K. 17.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6765
KARAR NO : 2021/8040
KARAR TARİHİ : 17.11.2021

Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 26/12/2013

Dairemizin 21/06/2021 tarihli 2021/3 esas, 2021/5077 karar sayılı ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 27/09/2021 tarih ve KD-2020/105533 sayılı maddi hatanın düzeltilmesi talebi incelendi;
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2, 31/2 ve 62. maddeleri gereğince 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli ve 2012/94 esas, 2012/1098 sayılı kararının 14/05/2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle dosyanın yeniden ele alınarak yapılan yargılama neticesinde, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkûmiyetine, cezasının 5237 sayılı Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve 2013/566 esas, 2013/1070 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Aynı Mahkemenin 17/01/2020 tarihli aynen infaza ilişkin ek kararının, 26/12/2013 tarihli kararın kanun yararına bozulması halinde hukuken geçersiz olacağı düşünülerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 10 gün süre ile günde 2 saat olarak kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına ilişkin Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 28/05/2013 tarihli ve 2013/41 ÇDS sayılı bildirim evrakının, suça sürüklenen çocuğun doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince 31/05/2013 günü tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun’un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun’un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın bilinen en son adresine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat yapılmadan, doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre yapılan Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü davetiyesinin tebliği usulsüz olduğundan yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, dolayısıyla davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi ve bu durumda denetimin ihlalinden bahsedilemeyeceğinden suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanması için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesinde öngörülen koşulun oluşmadığı gözetilmeden, hükmün açıklanması ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/11/2020 gün ve 94660652-105-64-13205-2020-Kyb sayılı sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2020 gün ve 2020/105533 sayılı tebliğnamesi ile ihbar ve dava evrakı daireye tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, Uşak 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli 2012/94 esas, 2012/1098 sayılı karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 10 gün süre ile günde 2 saat olarak kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına ilişkin karar verildiği ve bu kararın 14.05.2013 tarihinde kesinleşmesine müteakip Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 28.05.2013 tarihli ve 2013/41 ÇDS sayılı bildirim evrakının, suça sürüklenen çocuğun doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince 31.05.2013 günü usulsüz tebliğ edildiği ve suça sürüklenen çocuğun belirlenen zaman dilimi içerisinde Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvuramadığı ve denetimlik serbestlik tedbirlerine uymadığından bahisle ihbarda bulunularak, Uşak 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 26.12.2013 tarihli 2014/566 esas, 2013/1070 sayılı karar ile hükmün açıklanmasına karar verildiği olayda, 7201 sayılı Kanunun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki düzenleme ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanunun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilip, merci tarafından tebkigata 7201 sayılı Kanunun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligatın Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği anlaşılmakla, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü davetiyesinin tebliği doğrudan mernis adresine yapıldığından yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, dolayısıyla davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi ve bu durumda denetimin ihlalinden bahsedilemeyeceğinden bahisle hükmün açıklanması koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve 2013/566 E. 2013/1070 K. sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.