Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6741 E. 2023/5542 K. 12.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6741
KARAR NO : 2023/5542
KARAR TARİHİ : 12.12.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/316 E., 2019/646 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 20.02.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 02.03.2017-18.09.2017 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kalan davacı hakkında yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiğinden bahisle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için 44.000,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın 02.03.2017 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 09.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süre içerisinde görevli mahkemede açılıp açılmadığının mahkemece re’sen incelenmesi gerektiğini, istenilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

3. Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.12.2018 tarihli ve 2018/6 Esas, 2018/57 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.03.2019 tarihli ve 2019/316 Esas, 2019/646 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.09.2021 tarih, 2019/48839 sayılı tebliğnamesi ile karara karşı başvurulan temyiz taleplerinin esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının eksik maaşları ile döner sermaye alacaklarının doğru hesaplanmadığına ve dolayısıyla maddi tazminat miktarına, davacının ceza davasında ödediği avuktalık ücreti ve cezaevinde yaptığı harcamalar ile yakınlarının kendisini ziyaret sebebiyle yaptıkları masrafların da maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine, davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkindir.

2.Davalı vekilinin temyiz istemi; tazminat miktarlarının fazla olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “.. Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yazılan müzekkere cevabı doğrultusunda davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı 02/03/2017 ile 18/09/2017 tarihleri arasında alması gereken mikatın 7 aylık bir sürece tekabül ettiği, bu süre dışında alması gereken miktarı ancak idare hukuku kapsamında idari yargı yolu ile talep edebileceği, hastana tarafından verilen cevap doğrultusunda davacının gözaltı ve tutuklulukta kaldığı dönemde alması gereken miktarın 3.302,18 TL olduğuna yönelik tespit nazara alınarak maddi tazminatın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise; objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözlatına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklulukta geçen süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nefaset kurallarına uygun makul bir miktarın tayin ve tespiti gerekeceğinden gözaltı süresi, davacının sosyal ve ekonomik durumu, duymuş olduğu acı, manevi elem, üzüntü gibi hususlar ve zenginleşme yasağı da dikkate alınarak manevi tazminat talebinin 15.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.Mahkememiz tarafından hükmedilen maddi ve manevi tazminata talep doğrultusunda gözaltı tarihi itibariyle yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar vermek gerekmiş, yine davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hükmedilen tazminatın %12 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak amacıyla 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 144. maddesi ile hükmedilecek tazminata alt ve üst sınır getirildiğinden bu doğrultuda talep eden vekiline 2.196,26 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak talep edene verilmesine dair mahkememizde oluşan tam tarafsız vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmedilen maddi tazminat miktarı 4.708.41 TL, vekalet ücreti ise 2.365,00 TL şeklinde, değiştirilmek suretiyle düzeltilerek esastan ret kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen 3.302,18 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın, Bölge Adliye Mahkemesince 4.708.41 TL maddi tazminat şeklinde düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi nedeniyle toplam 19.708,41 TL tazminat miktarının 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/40-2017/206 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 02.03.2017-18.09.2017 tarihleri arasında 200 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 08.01.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

1.İhraçtan sonra kamu görevine iade edildiği anlaşılan davacının maaşının geriye dönük olarak idare tarafından kendisine ödendiği, dolayısıyla maddi zararı bulunmadığı, döner sermaye gibi ek ödemelerin de idareden talep edilebileceği, bu ödemelerin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasına konu edilemeyeceği anlaşılmış ise de; bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz sebebi de bu itibarla yerinde görülmemiştir.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.
Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

3.Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre davacının cezaevinde yapılan harcamalar ile yakınlarının ziyaret sebebiyle yaptıkları yol masrafları koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında talep edilebilecek gerçek zarar kapsamında bulunmadığından, bu harcamaların maddi tazminat kapsamına dahil edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

4.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna yönelik temyiz sebebi de yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.03.2019 tarihli ve 2019/316 Esas, 2019/646 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 19.03.2019 tarihli ve 2019/316 Esas, 2019/646 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.12.2023 tarihinde karar verildi.