Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6703 E. 2023/5347 K. 05.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6703
KARAR NO : 2023/5347
KARAR TARİHİ : 05.12.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/4066 E., 2019/565 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 13.10.2017 tarihli dava dilekçelerinde özetle; davacı hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7074 Soruşturma, 2016/5963 Karar sayılı dosyasında suç ve suçluyu övme suçundan yapılan soruşturma kapsamında 22.07.2016 – 28.10.2016 tarihleri arasında yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı uygulandığını ve 2017/4230 Soruşturma, 2017/2434 Karar sayılı dosyasında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan yapılan soruşturma kapsamında davacının 02.08.2016 – 04.08.2016 tarihleri arasında gözaltında kaldığını belirterek soruşturmanın uzun sürdüğünden bahisle her iki tedbir için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

2. Davalı vekili 21.11.2017 tarihli cevap dilekçelerinde özetle; tazminat koşullarının oluşmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu ve davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

3. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.09.2018 tarihli ve 2017/353 Esas, 2018/318 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.02.2019 tarihli ve 2018/4066 Esas, 2019/565 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve valı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 29.09.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz isteminin esastan reddini talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; eksik manevi tazminata hükmolunduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde “Davacı …’nın, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7074 Soruşturma, 2016/5963 Karar sayılı suç ve suçluyu övme suçundan yapılan kovuşturmada 22/07/2016 tarihinde sanığın bir gün süre ile gözaltına alındığı ve bilahare bu dosya sebebi ile 07/11/2016 tarihinde takipsizlik kararı verildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

Dolayısıyla mahkememizin 2017/353 Esas sayılı dosyasında mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre;
… davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının sosyal ve ekonomik durumu isnat edilen suç, uğranılan mağduriyet ve hakkaniyet ilkeleri ve davacının isnat edilen suçu işlediğine dair cezalandırmaya yetecek derecede delil elde edilmediğine dair takipsizlik kararı verildiği, haksız yakalandığı süre, sosyal ve ekonomik durumu, gözaltına alınmasına neden olan olayın oluş tarzı, suçun niteliği ile olay sebebi ile davacının yaşadığı elem ve ıztırap ile öç alma duygusunun köreltilmesi hususları ile birlikte hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak takdiren 100,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurmak gerekmiş, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafın faiz talebinde bulunmadığı anlaşılmakla; bu yönden talebin dışına çıkılamayacağından lehe bir hüküm kurulmamıştır.

Yine davacı hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/4230 Soruşturma, 2017/2434 Karar sayılı dosyasında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan yapılan soruşturmada 25/04/2017 tarihinde takipsizlik kararı verildiği, davacının bu dosyada 02/08/2016, 03/08/2016 ve 04/08/2016 tarihlerinde ifadelerinin alındığı, iki gün süre ile gözaltında kaldığı ve verilen takipsizlik kararlarının kesinleştiği anlaşılmıştır.

Dolayısıyla mahkememizin 2017/354 Esas sayılı dosyasında mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre;
Davacının iki gün süre ile gözaltında tutulduğu görülmekle; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının sosyal ve ekonomik durumu isnat edilen suç, uğranılan mağduriyet ve hakkaniyet ilkeleri ve davacının isnat edilen suçu işlediğine dair cezalandırmaya yetecek derecede delil elde edilmediğine dair takipsizlik kararı verildiği, haksız yakalandığı süre, sosyal ve ekonomik durumu, gözaltına alınmasına neden olan olayın oluş tarzı, suçun niteliği ile olay sebebi ile davacının yaşadığı elem ve ıztırap ile öç alma duygusunun köreltilmesi hususları ile birlikte hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak takdiren 200,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurmak gerekmiş, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı tarafın faiz talebinde bulunmadığı anlaşılmakla; bu yönden talebin dışına çıkılamayacağından lehe bir hüküm kurulmamıştır.

Her iki dosya yönünden farklı tarihlerde göz altına alma kurumu işletildiğinden her iki dosya yönünden ayrı manevi tazminata ve ayrı açılan her iki dava yönünden ayrı vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Tazminat talebinin dayanağı olan Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7074 Soruşturma, 2016/5963 Karar sayılı dosyasında davacı hakkında suç ve suçluyu övme suçundan yapılan soruşturma kapsamında 22.07.2016 – 28.10.2016 tarihleri arasında yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı uygulandığı ve 2017/4230 Soruşturma, 2017/2434 Karar sayılı dosyasında davacının silahı örgüt suçundan 02.08.2016 – 04.08.2016 tarihleri arasında 2 gün gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma neticesinde suç ve suçluyu övme suçundan 07.11.2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, silahı örgüt suçundan 25.04.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, gözaltı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/4230 Soruşturma, 2017/2434 Karar sayılı dosyasında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ilişkin hükmedilen tazminat bakımından; davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir manevi tazminat tayin edildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

3. Davacının, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7074 Soruşturma, 2016/5963 Karar sayılı dosyasında 22.07.2016 – 28.10.2016 tarihleri arasında yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararı uygulandığından bahisle uzun süren soruşturma nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu ve gözaltına ilişkin bir talebi bulunmadığı anlaşılmakla, 17.06.2016 tarihli eylemi nedeniyle başlatılan soruşturma neticesinde 07.11.2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, uygulanan adli kontrolün ve soruşturma süresinin makul olduğu gözetildiğinde bu talep bakımından tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bir gün gözaltı süresi için manevi tazminata hükmolunması temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.02.2019 tarihli ve 2018/4066 Esas, 2019/565 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.12.2023 tarihinde karar verildi.