Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6577 E. 2023/4076 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6577
KARAR NO : 2023/4076
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2317 E., 2018/2577 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 11.04.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 11.09.2017-15.09.2017 tarihleri arasında gözaltına alınan ve daha sonra 4,5 ay kadar adli kontrol işlemi uygulanan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonunda takipsizlik kararı verildiğinden bahisle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için 500.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 10.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; zararın delillendirilemediğini, talep edilen tazminat miktarının zenginleşme amacına yönelik olduğunu, idarenin kusuru olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

3. Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.06.2018 tarihli ve 2018/272 Esas, 2018/269 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 26.10.2018 tarihli ve 2018/2317 Esas, 2018/2577 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.10.2021 tarih, 2019/2263 sayılı tebliğnamesi ile karara karşı başvurulan temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; davacının gözaltı ve uygulanan adli kontrol işlemi nedeniyle uğradığı zararların tazmini için talepleri gibi 500.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “dava dosyasına maddi zararlarına ilişkin belge ve delil sunamadığı, böylece talep etmiş olduğu maddi tazminat miktarını ispatlayamadığı, ancak gelen işyeri kayıtlarının incelenmesinde davacının kısmi süreli çalışan olup tam gün mesai yapmadığının ve gözaltında kaldığı 2017 yılının Eylül ayı bordrosunda net kazancının 600,59 TL olduğunun anlaşılması karşısında, kısmı süreli çalışması karşısında 26 gün üzerinden düzenlenen bordrosuna göre 30 gün çalışmış olsaydı alacağı kazancın, yani eksik kalan gözaltındaki 4 günlük süredeki kazancının hesaplanması gerektiği değerlendirilmiş, Eylül 2017 bordrosundaki ücret miktarına göre gözlatında kaldığı gün sayısı nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre sanığın 600,59/26X30=692,98 TL kazanması gerekeceği dolayısıyla aradaki 92,3 TL’lik kısmın davacıya maddi zarar olarak ödenmesi gerekeceği, Yargıtay 12. CD’nin 2014/12569 E- 2015/3372 sayılı kararında da belirtildiği üzere adli kontrol altına alma kararı CMK 141 maddesinde sayılan hallerden olmadığından buna ilişkin tazminat istemlerinin yerinde olmadığı, yine her ne kadar davacı vekili 28.05.2018 tarihli dilekçesi ekinde hukuki yardıma ilişkin serbest meslek makbuzu ibraz etmişse de, sunulan makbuz tarihinin 21.04.2018 olduğu ve dava tarihi olan 11.04.2018 den sonra işbu davadaki talebe esas olmak üzere sonradan kesildiğinin değerlendirilmesi karşısında, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre karar bağlanması gerektiği, dava tarihi olan 11.04.2018 de ödenmiş bir avukatlık ücreti ve kesilmiş bir makbuz bulunmaması karşısında bu konudaki talebin de maddi tazminat olarak değerlendirilmeye alınamayacağı anlaşılmakla, davacının maddi tazminat talebinin kısmen KABULÜ ile 92,3 TL maddi tazminatın 11.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı dava dilekçesinde, haksız tutuklama sebebiyle 500.000 TL manevi tazminat talep etmiş ise de; davacının 4 gün gözaltında kaldığı ve soruşturma yapılan soruşturma sonucunda hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararı verilmiş olmakla, davacının duymuş olduğu elem ve ızdırap, isnat edilen suçun ağırlığı, davacının sosyal statüsü, mevkii ve verilecek olan tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağı hususları değerlendirilerek, davacının manevi tazminat talebinin kısmen KABULÜ ile 500,00 TL manevi tazminatın, gözaltı tarihi olan 11.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından maddi tazminat miktarı belirlenirken, geliri ve gözaltında kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının gözaltında kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen net asgari ücret üzerinden 187,02 TL maddi kaybının olduğu, soruşturma aşamasında davacının kendisini müdafii ile temsil ettirdiği anlaşıldığından; davacı lehine kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen ceza soruşturma evresinde takip edilen işlere ilişkin 660,00 TL vekalet ücretinin maddi zarar kapsamında tespit edilen 187.02 TL üzerine eklenerek hükmedilen maddi tazminat miktarı 847,02 TL şeklinde, değiştirilmek suretiyle düzeltilerek esastan ret kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1080 sayılı soruşturma dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 11.09.2017-15.09.2017 tarihleri arasında 4 gün gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonucunda davacı hakkında 23.01.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın 25.01.2018 tarihinde tebliği üzerine kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, süresinde açıldığı ve yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

1.Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep edilebilecek haller 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrasında tahdidi olarak sayılmış olup adli kontrol tedbirinin bunlar arasında sayılmadığı, dolayısıyla davacının adli kontrol altına alınması sebebiyle tazminata hükmedilemeyeceği anlaşıldığından davacının yalnızca gözaltı süresine ilişkin kazaç kaybının asgari ücret üzerinden hesaplanmasında ve hesaplanan miktarda isabetsizlik görülmemiştir.

2.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 26.10.2018 tarihli ve 2018/2317 Esas, 2018/2577 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2023 tarihinde karar verildi.