Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6530 E. 2023/3985 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6530
KARAR NO : 2023/3985
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3348 E., 2019/204 K.
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 08.03.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin FETÖ/PYD soruşturması kapsamında 10/08/2016 tarihinde gözaltına alındığını, 15/08/2016 tarihinde tutuklandığını, 02/03/2017 tarihinde tahliye edildiğini, Malatya 2 ACM’nin 2016/425 E – 2018/61 K 02/03/2017 tarihli kararı ile beraat ettiğini, kararın 07/02/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilin haksız suçlama ile hiçbir ilgisinin olmaması, suçlamaların niteliği, öngörülen cezai yaptırımların ağırlığı, gözaltı süresinin uzunluğu, sosyal çevresinin kendisine dönük bakış açısı ve oluşan terör örgütü üyeliği algısı, manevi zarara uğramasıdan dolayı 47.640,00 TL maddi tazminatın 40.000,00 TL’lik kısmına 15/08/2016 tarihinden 7.640,00 TL’nin ödeme tarihi olan 26.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 250.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 30.03.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının dilekçesinde zarara uğradığını ancak bu zararın dayanağı olabilecek ya da onu somut hale getirebilecek herhangi bir delil de sunmadığını, davacının üzerine atılı suçtan yasalara uygun olarak tutuklandığını, davacı vekilince davacının ne iş yaptığının belirtilmediğini, ayrıca idarenin bu sonucun oluşumunda herhangi bir fiili ya da haksız tutumunun neden olmadığını, olağan makul durum anlayışı ile bakıldığında talep edilen tazminat bedelinin davacının tutuklu kaldığı süre içerisinde kesinlikle elde edilebilecek bir meblağ olmadığını, davacının talebinin haksız zenginleşme sonucunu doğuracak kadar fahiş olduğunu, koruma tedbirlerinin zaruri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.10.2018 tarihli ve 2018/179 Esas, 2018/442 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 07.01.2019 tarihli ve 2018/3348 Esas, 2019/204 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 30.09.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğuna,

2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Davacının Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme Beraberinde Başka Suç İşleme, TBMM Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, TBMM Ortadan Kaldırma veya Görevini Engellemeye Teşebbüs Suçunun Beraberinde Başka Suç İşleme suçlarından 10/08/2016 – 15/08/2016 tarihleri arasında gözaltına alındığı, 15/08/2016 tarihinde tutuklandığı, 02/03/2017 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama neticesinde Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/425 Esas – 2018/61 Karar sayılı ilamı ile beraatine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 07/02/2018 tarihinde kesinleştiği, böylece davacının CMK’nın 141/1-e maddesinde belirtilen kanuna uygun olarak yakalandıktan sonra hakkında beraatine karar verilen kişilerden olduğu, kesinleşme şerhinin davacıya tebliğ edilmediği, tazminat davasının CMK 142/1 maddesindeki tebliğden (kesinleşme şerhinin tebellüğünden) itibaren 3 ay ve her halükarda karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl olarak belirlenen yasal süresi içerisinde 08/03/2018 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir.

Her ne kadar davacı vekili müvekkilinin ayda en azından 5000,00 TL kazanabilecek durumda olduğunu belirtip tutukluluk süresince müvekkilinin 40.000,00 TL kazanç kaybının olduğunu iddia etmişse de; tazminat hukukunun genel prensipleri göz önünde bulundurularak davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile hak ve nesafet kurallarına göre takdiren; ceza yargılamasında kendisini vekille temsil ettirdiği için avukata ödediği 12.000,00 TL vekalet ücretinin 4360,00 TL’lik kısmının karar ile sanığa ödenmesine hükmedildiğinden ve davacı sunduğu serbest meslek makbuzu ile bu meblağı ispat ettiğinden aradaki fark olan 7.640,00 TL’nin ve kazanç kaybı 4.981,67,00 TL kabul edilerek toplam 12.621,67 TL maddi tazminatın 4.981,67 TL’lik kısmına dava dilekçesine göre talep edilen faiz başlangıç tarihi haksız tutuklama tarihi olan 15.08.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile 7640,00 TL’nin ise dava dilekçesine göre talep edilen faiz başlangıç tarihi olan 26.01.2018’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı maliye hazinesinden alınarak davacı ….’a ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Manevi tazminatın belirlenmesine gelince; davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, haksız olarak tutuklu kaldığı gün sayısı hususları; zenginleşme yasağı ilkesi ile birlikte gözetildiğinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile hak ve nesafet kurallarına göre takdiren 14.000,00 TL manevi tazminatın dava dilekçesine göre talep edilen faiz başlangıç tarihi haksız tutuklama tarihi olan 15.08.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı maliye hazinesinden alınarak davacı …’a ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, davacı duruşmalarda kendisini vekaletnameli avukat aracılığı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.194,60 TL vekalet ücretinin hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesince, hükmedilen maddi tazminat miktarının 12.186,02 TL’ye düşürülmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/425 Esas, 2018/61 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme Beraberinde Başka Suç İşleme, TBMM Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, TBMM Ortadan Kaldırma veya Görevini Engellemeye Teşebbüs Suçunun Beraberinde Başka Suç İşleme suçlarından 10.08.2016-02.03.2017 tarihleri arasında 204 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 30.01.2018 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 07.02.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarının temyiz incelemeleri sırasında temyiz kesinlik sınırlarının davacı açısından ise reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden hesap edilmesi nedeniyle, hükmedilen maddi tazminat miktarının davacı açısından kesin olduğu gerekçesi ile yapılan kesinleştirme işleminin yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1.Hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Gözaltı ve tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya ihraç tarihi ile tahliye tarihi arasındaki tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere, vekâlet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekâlet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekâlet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.

Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekâlet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilmemesi gerekirken maddi tazminat kapsamında kabul edilmesi temyiz eden sıfatına göre eleştirilmekle yetinilmiştir.

2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2.) paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 07.01.2019 tarihli ve 2018/3348 Esas, 2019/204 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,