Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6474 E. 2023/1129 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6474
KARAR NO : 2023/1129
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesince sanık … hakkında, katılan sanık …’ye karşı, taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği, istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen düşme kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 296 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca katılan sıfatı bulunmayan sanık … müdafiinin hükmü temyiz hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince sanık … hakkında, katılan sanık … ve katılan …’a karşı, taksirle yaralama suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden sanık müdafiinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. 25.Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarih, 2017/167 Esas, 2017/728 Karar sayılı kararı ile sanık Mohammed Tawfig Fawzi hakkında taksirle yaralama suçundan açılan kamu davasında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatine,

Sanık … hakkında, taksirle yaralama suçundan açılan kamu davasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 ncu maddesinin birinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 51 nci maddesi gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine,

Sanık … hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan açılan kamu davasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179 ncu maddesinin üçüncü fıkrası delaletiyle ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 51 nci maddesi gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, verilen hükümlere karşı katılan vekilinin ve katılan sanık müdafiilerinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.

2…. Bölge Adliye Mahkemesi 12. Dairesinin, 19.02.2019 tarih ve 2017/4427 E., 2019/582 K sayılı kararında; her iki sanık yönünden 5271 sayılı Kanun’un 280 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sanık Mohammed Tawfig Fawzi yönünden taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89 ncu maddesinin dördüncü fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 51 nci maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine, sanık … yönünden taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 73 ncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 ncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.09.2021 tarihli ve 2019/32305 sayılı, ret ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık .Müdafiinin Temyiz Sebepleri

1.Sanık … hakkındaki düşme kararının hatalı olup bozulması gerektiği,

2. Sanık Mohammed’in taksirle yaralama suçundan mahkumiyet kararının hatalı olduğu kusuru bulunmadığı, bilinçli taksir sözkonusu olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Olay tarihinde.plakalı motosikleti kullanan … ile .plakalı aracı kullanan …’nin araçlarının çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, olayda sanık …’nın motosikletin arka tarafında bulunan …’un vücudunda kemik kırığı olacak şekilde yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı, olayda müşteki sanık …’un tamamen kusurlu olduğu anlaşıldığından üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına, her ne kadar sanık …’ hakkında taksirle ve trafik kazası sebebiyle birden çok kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın alınan bilirkişi raporuna göre olayda kusuru bulunmadığından kusur unsuru oluşmayan müsnet eylemden 5237 sayılı Kanun’un 223 ncü maddesinin ikinci fıkrasının c bendi uyarınca beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.

2.Kaza tespit tutanağında, katılan sanık …’un asli, katılan sanık …’in tali kusurlu olduklarını belirtildiği, kovuşturma aşamasında alınan 20/07/2017 tarihli raporda ise, Mohammad’in kusursuz, Ziyan’ın ise tamamen kusurlu olduğunun açıklandığı anlaşılmıştır.

3. Sanıkların adlî sicil kaydı ve nüfus kaydı, dosyada bulunmaktadır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1.Olay günü Sürücü …’in kullandığı araçla olay yeri kavşakta sarı fasılalı yanan ışığı dikkate alarak dikkatli ve kavşağa uygun hızla yaklaşması gerekirken ifadesinden anlaşılmakla aksine hareketle kavşağa uygun hızla yaklaşmadığı, orta şeritten önüne doğrultu değiştiren sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile çarpışması sonucu …’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde, katılan …’un vücutta kemik kırığına neden olacak, kırıkların yaşam fonksiyonlarına etkisinin 5. (AĞIR) derecede etkileyecek derece yaralandıkları, dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen sanık …’in tali kusurlu olduğu, Sanık …’in 00:56’da meydana gelen kazadan sonra saat 02:57’de hastahanede yapılan kan tetkikinde 0.83 promil alkollü olduğunun belirlendiği, yerleşik Adli Tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte vücuttaki alkol düzeyinin geçen her saatte 0.15 promil azaldığı bilindiğine göre, sanık Mohammat’in olay anında yaklaşık 1.13 promil alkollü olacağının kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

2…. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 09/01/2019 tarihli raporunda; “Sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile alkollü vaziyette seyrederken yola gereken dikkatini vermediği, kaza anını gösteren CD görüntülerinden anlaşılmakla orta şeridi takiben geldiği olay yeri kavşakta orta şeritten sola manevrada bulunduğu, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yaparak bu esnada sol şeridi takiben gelen sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle asli kusurlu, Sürücü …, kaza anını gösteren CD görüntüleri ve ifadesinden anlaşılmakla, sol şeridi takiben geldiği olay yeri kavşakta sarı fasılalı yanan ışığı dikkate alarak dikkatli ve kavşağa uygun hızla yaklaşması gerekirken ifadesinden anlaşılmakla aksine hareketle kavşağa uygun hızla yaklaşmadığı, orta şeritten önüne doğrultu değiştiren sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle alt düzeyde tali kusurlu” olduklarının rapor edildiği anlaşılmıştır.

3. Sanık … hakkında ilk derece mahkemesince taksirli bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de, .’in trafik kazasında yaralanmadığı, kazadan sonra .’nın kendisine yumrukla vurarak kasten yaraladığı, kasten yaralama suçunun dava konusu edilmediği gibi, taksirle yaralama suçunun kasten yaralama suçuna dönüşmesinin de mümkün bulunmadığı, kaldı ki Mohammad’ın soruşturma aşamasındaki kolluk beyanında sanık …’dan şikayetçi de olmadığı, Anlaşılmıştır.

4. Sanık …’nın kolluk tarafından yapılan ölçümde saat 02:22 itibariyle 1.44 promil, hastahanede 03:06 itibariyle 1.08 promil alkollü olduğunun anlaşılması karşısında ilk derece mahkemesinin mahkumiyet kararı sübut açısından doğru ise de, daha önce hapis cezası ile mahkum olmaması ve trafik güvenliğinin tehlikeye sokulması suçundan sonuç olarak tayin edilen 25 gün süreli hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesinin emredici hükmü nedeni ile TCK’nın 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilerek uygulama yapılması yoluna gidilmiştir.

Sanık … hakkında suçun işleniş şekli, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı ile sanığın kusur durumu ile hak ve nesafet kuralları da gözetilmek sureti ile sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında TaksirleYaralama Suçundan Verilen Düşme Kararı Yönünden;
Sanık …’ın soruşturma aşamasındaki kolluk beyanında sanık …’dan şikayetçi olmadığı, mahkeme aşamasında şikayetçi olmuş ise de şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmadığı dikkate alındığında, sanık … hakkında, katılan sanık …’ye karşı, taksirle yaralama suçundan hükmedilen düşme kararına karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 296 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca katılan sıfatı bulunmayan sanık … müdafiinin hükmü temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Sanık .Hakkında Taksirle Yaralama Suçundan Verilen Mahkumiyet Kararı Yönünden;
1.Tebliğnamenin Sanığın Savunma Hakkının Kısıtlandığına İlişkin Bozma Görüşü Yönünden;
Sanık .nin 5271 sayılı Kanun’un 282 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca savunma hakkının kısıtlandığı bu nedenle hükmün bozulması gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de söz konusu hükmün karar tarihinde yürürlükte olmadığı, hükmün 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe 7188 sayılı Yasanın 28 inci maddesiyle maddenin birinci fıkrasına eklendiği anlaşılmakla Tebliğname’de açıklanan görüşe iştirak olunmamıştır.

2.Sanık . Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Kaza tespit tutanağı ve İstinaf aşamasında Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alına raporla, sanığın tali kusurlu olduğu, kaza anında 113 promil alkollü olduğu anlaşılmış olup kusura ve bilinçli taksire ilişkin temyiz istemleri yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Taksirle Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık .Hakkında Taksirle Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Dairesi’nin, 19.02.2019 tarih ve 2017/4427 E., 2019/582 K Sayılı kararında; sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 25. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.04.2023 tarihinde karar verildi.