Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6468 E. 2023/1061 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6468
KARAR NO : 2023/1061
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/960 E., 2019/498 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 23.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 esas sayılı İzmir Askeri Casusluk davası olarak adlandırılan davanın iddianamesinde fişlenen kişilerden biri olarak geçtiği, davacı hakkındaki fişlemenin iddianameye açık bir şekilde yazıldığı, bu sebeple davacının tayin dönemi olmadığı halde Konya Seferberlik Bölge Başkanlığına daha sonra da Konya Hava Savunma Okul Komutanlığına atandığını, ailesi üzerinden şantaja uğradığını, maddi ve manevi zararın giderilmesini teminen 115.690,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminatın iddianamenin kabul tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 23.02.217 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.12.2017 tarihli ve 2017/39 Esas, 2017/514 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 11.02.2019 tarihli ve 2018/960 Esas, 2019/498 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.09.2021 tarihli, davalı vekilinin temyiz talebinin kesinlikten reddi ile davacı vekilinin temyiz talebinin reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,

2.Davanın ilgili görevlilere ihbar edilmesi gerektiğine,

3.Hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna,
ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davacının tayin olması sebebiyle uğradığı maddi zararlarının giderilmesi gerektiğine,

2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacı …’nun, Özel Kuvvetler Komutanlığında Şube Müdürü olarak görev yapmakta iken, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esasına kayıtlı kamuoyunda “İzmir Askeri Casusluk” davası olarak adlandırılan davanın iddianamesinin 292 nci sayfasında isminin yer alması üzerine, yapılan birlik teklifi sonucu Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesi dışına atandığı, bu sebeple de söz konusu tayin sebebiyle Özel Kuvvetler Komutanlığı dışında görev yaptığı 01.10.2012 – 30.09.2016 tarihleri arasında uğradığı ve tazmin edilmesi gereken maaş kaybının genel toplam itibariyle 48.055,62 TL olduğu tespit edilmiş, bu nedenle davacıya 5271 sayılı Kanun’un 141 ve 142 inci maddelerinde öngörülen tazminat koşulları oluştuğundan 48.055,62 TL maddi tazminat ve olay nedeniyle çektiği acı üzüntünün derecesi, sosyal çevresi ile zedelenen onuru, davacının sosyal ve ekonomik durumu, olayın niteliği, olayın cereyan tarzı da dikkate alınarak hak ve nesafet kurallarına uygun olarak taktiren 35.000,00 TL manevi tazminat tutarının davalı hazineden alınarak davacıya verilerek fazlaya ait talebin de reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Davacının Ankara ilindeki Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapmakta iken, isminin 2013 yılında İzmir Askeri Casusluk davası ile irtibatlandırılmasından dolayı yapılan birlik teklif sonucu bu görevinden Konya ilindeki bir diğer göreve atanmasının idare makamlarının takdir ve tasarrufuna bağlı idari bir işlem olduğu, bu atamadan dolayı uğranılan maddi kayıpların ancak idari yargı davasına konu olabileceği, bu zararın CMK’nın 141. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş tazminat kapsamında bulunmadığı; öte yandan davacının görev yaptığı Ankara ilinden Konya iline tayin olması nedeni ile, Ankara’daki lojmanından çıkmak zorunda kalıp bir başka ev kiralaması, ayrıca kendisinin de Konya ilinde orduevinde kalması nedeni ile yaptığı masrafların gerçek maddi zarar kapsamında bulunmadığı ve maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyecekleri gözetilerek maddi tazminat isteminin tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, düzenlenen iddianamede taraf sıfatı bulunmayan davacı yararına, Ankara’dan Konya’ya yapılan tayin nedeni ile davacının Ankara ili dışında görev yaptığı 01/10/2012 – 30/09/2016 tarihleri arasında oluştuğu belirtilen 48.055,62-TL maaş kaybının maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınmasına dair yazılı şekilde hüküm kurulması,

Hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, dava konusu edilen olayın cereyan tarzı, iddianamede yer verilen bilgilerin niteliği ile haksızlık içeriği, uğranılan haksızlığın boyutu ile benzeri hususlarda gözetilerek, hak ve nesafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği, mahkemece dahi bu kıstaslar gözetilerek takdir edileceği belirtildiği halde, davacı yararına bu ölçülere uymayacak miktarda çok fazla manevi tazminata hükmolunması,

25/08/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı KHK’nin 144. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesine eklenen 9. fıkra uyarınca, hüküm altına alınan toplam tazminat miktarına göre davacı yararına hükmolunacak nispi vekalet ücretinin 3.960,00 TL yerine hatalı kabul ile 770,00 TL olarak eksik şekilde tayini,

Gerekçeleriyle, davacının maddi tazminat isteminin tamamen reddine, manevi tazminat miktarı olarak yazılı “35.000,00” ibaresinin çıkartılması ve yerine “2.000,00” ibaresinin yazılması sureti ile düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas – 2016/37 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, iddianamede davacının fişlenen kişi olarak yer aldığı, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet savcısının yapılan aramalarda ele geçirildiğini iddia ettiği dijital materyallerdeki fişleme kayıtlarını, hangilerinin doğru hangilerinin yanlış olduğuna, kişilerin özel hayatlarını mahremiyetlerini ilgilendirip ilgilendirmediğine, mesleki onur ve aile şereflerinin sarsılıp sarsılmayacağına bakmaksızın iddianameye açıkça yazdığı gerekçeleri ile tazminat talebinde bulunduğu, davacının talebinin 5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında olduğu anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen 48.055,62 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminata ilişkin hükmün, Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat talebinin reddi ile 2.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi şeklinde düzeltilmesi nedeniyle hükmedilen toplam tazminat miktarının 2.000,00 TL’nin 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
B.1. Davacının Tayin Olması Sebebiyle Uğradığı Maddi Zararlarının Giderilmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Davacının talep etmiş olduğu tayin olması sebebiyle oluşan maddi zararlarının 5271 sayılı Kanun’un 141 inci ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gereken maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu giderlere ilişkin maddi tazminatın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

B.2. Hükmedilen Manevi Tazminatın Az olduğuna İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, dava konusu edilen olayın cereyan tarzı, iddianamede yer verilen bilgilerin niteliği ile haksızlık içeriği, uğranılan haksızlığın boyutu ile benzeri hususlar gözetilerek, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 11.02.2019 tarihli ve 2018/960 Esas, 2019/498 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 11.02.2019 tarihli ve 2018/960 Esas, 2019/498 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.04.2023 tarihinde karar verildi.