YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6287
KARAR NO : 2023/2482
KARAR TARİHİ : 04.09.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/255 E., 2019/561 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, esastan ret
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 19.03.2019 tarihinde tebliği üzerine davalı vekilinin 29.03.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 30.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in FETÖ/PDY silahlı terörü örgütüne üye olma suçundan 23.02.2017 tarihinde tutuklandığı, 29.12.2017 tarihinde tahliye edildiği, tutuklama gerekçesi olarak yegane delilin Bylock kullanıcısı olduğu iddiası olduğu, ancak müvekkilinin beraat ettiğini, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. Sınıfta okumakta iken yaklaşık 1 yıl süre ile hakim karşısına çıkmadan tutuklu kaldığını, telafisi imkansız elem ve keder yaşadığını, hukuk fakültesine Hakim-Savcılık mesleğini tercih etme düşüncesi ile başladığını ancak ne kadar çalışsa da amacına ulaşamama kaygısı yaşadığını, isnat edilen suç nedeniyle arkadaşlarının kendisinden uzaklaştığını, bu nedenlerle müvekkil adına haksız tutuklamadan kaynaklı olarak 20.000,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 09.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.12.2018 tarihli ve 2018/234 Esas, 2018/386 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/561 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.09.2021 tarihli, davalı vekilinin temyiz talebinin kesinlikten reddi ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının esastan reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
İlişkindir.
Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığına,
2.Hükmedilen maddi tazminat miktarının fahiş olduğuna,
3.Hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna,
ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacıya ve davacı vekiline söz konusu beraat kararının tebliğine dair dosya kapsamında belge olmamasından bahisle davanın CMK madde 142/1 uyarınca 1 yıllık yasal süresinde açıldığı belirtilmiştir.
Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.02.2018 tarih 2017/310 esas ve 2018/36 karar sayılı dosyası kapsamı itibariyle davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 20.02.2017 tarihinde gözaltına alındığı, Manavgat Sulh Ceza Hakimliğinin 23.02.2017 tarih, 2017/96 sayılı sorgu nolu kararı ile tutuklandığı, Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/310 Esas sayılı kararı ile 29.12.2017 tarihinde tahliye edildiği, sanığın beraatine karar verildiği, söz konusu kararın 10.03.2018 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141/1-e maddesi; kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebileceklerinin hüküm altına alındığı belirtilmiştir.
Davacının 20.02.2017-29.12.2017 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığı ve yapılan soruşturma neticesinde hakkında beraat kararı verildiği, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 144. maddesi uyarınca tazminat isteyemeyecek kişilerden olmadığı anlaşıldığından uğramış oldukları manevi zararların Devletçe tazmininin gerektiği belirtilmiştir.
Davacının sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin yapılan araştırmalar neticesi davacının herhangi bir gelirinin bulunmadığı, davacının da gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre bakımından maddi zararını kanıtlar delil sunmadığı anlaşılmış olmakla; belirtilen süre içerisinde çalışıyor olsaydı asgari ücret düzeyinde gelir elde edebileceği değerlendirildiğinden aldırılan bilirkişi raporuna istinaden maddi zararı 14.601,60 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı, haksız gözaltı ve tutukluluk sonucunda hürriyetinden yoksun kalması nedeniyle acı ve ıstırap çekmiş olup; davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre, manevi tazminat kurumunun amacı ve manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması kuralının da dikkate alınması suretiyle davacının 20.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiştir. Her iki tazminata da dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmediği gibi ıslah yoluna da gidilmemesine ve taleple bağlılık kuralına rağmen kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin kanuna aykırı olması sebebiyle hükümdeki faize ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/310 Esas, 2018/36 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 23.02.2017-29.12.2017 tarihleri arasında 309 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 06.02.2018 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 10.03.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 19.03.2019 tarihinde tebliği üzerine davalı vekilinin 29.03.2019 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki hükmün davalı yönünden kesin olduğu görüşüne iştirak edilmemiştir.
A. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
A.1.Hükmedilen Manevi Tazminat Miktarının Az Olduğuna İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, bozmayı gerektirmiştir.
B. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
B.1. Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığına ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 142 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.
…
Hükmü karşısında tazminat talebinin dayanağı olan Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/310 Esas, 2018/36 Karar sayılı ceza dava dosyasının 10.03.2018 tarihinde kesinleştiği, buna karşın tazminat davasının kanunda belirlenen süre içerisinde 30.05.2018 tarihinde açılmış olduğunun anlaşılması karşısında davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığına yönelik temyiz sebebinin reddine karar verilmiştir.
B.2.Hükmedilen maddi tazminat miktarının fahiş olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Davacının 20.02.2017-23.02.2017 tarihleri arasında gözaltında kalmış olduğu sabit olsa da davacının dava dilekçesinde tutuklu kaldığı sürelere ilişkin maddi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakla 23.02.2017-29.12.2017 tarihleri arasındaki tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan “14.205,59 TL” yerine hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak bu miktarın üzerinde kalacak şekilde “14.601,60 TL” olarak tayin edilmesi suretiyle davacı lehine fazla maddi tazminata hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
B.3.Hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
A.1. Paragrafında açıklanan nedenle davalı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna ilişkin temyiz sebebi reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A.1. Ve B.2.) paragrafında açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/561 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.09.2023 tarihinde karar verildi.