YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6269
KARAR NO : 2023/2478
KARAR TARİHİ : 04.09.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/4073 E., 2019/493 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, esastan ret
Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 27.03.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı …’in Ortaca Sulh Ceza Hakimliğinin 10.08.2016 tarih 2016/49 sorgu sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesi ile tutuklandığı ve 6 buçuk aya yakın bir süre tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama neticesinde Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2017 tarih 2007/3 Esas 2017/40 Karar sayılı ilamı ile davacı hakkında beraat kararı verildiği ve 04.03.2017 tarihinde beraat kararının kesinleştiği, haksız tutuklama nedeniyle tutukluluk ve gözaltında geçen süreler nedeniyle 300.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 16.05.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
3. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.11.2017 tarihli ve 2017/148 Esas, 2017/296 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2017/4073 Esas, 2019/493 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.09.2021 tarihli, davalı vekilinin temyiz talebinin kesinlikten reddi ile davacı vekilinin temyiz talebinin esastan reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna,
ilişkindir.
B. Davacı vekilinin temyiz sebepleri
Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Yapılan ön inceleme sonucunda dava dilekçesinin yasal koşulları taşıdığı, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.05.2017 tarihli yazısında davacı hakkında verilaen beraat kararının istinaf edilmeden 04.03.2017 tarihinde kesinleştiği, davanın 07.04.2017 tarihinde açıldığı, CMK’nin 142/1 maddesi gereğince davanın yasal süresinde açıldığı, Maliye Bakanlığı’nın 09.06.2017 havale tarihli yazısıyla davacı tarafından açılmış başka bir tazminat davası ve şahsa yapılmış bir ödemeye rastlanılmadığının bildirildiği, davacının Fethiye Adli Yargı sınırları içerisinde yer alan Dalaman ilçesinde ikamet ettiği ve bu sebeple 5271 sayılı CMK’nin 141. maddesi gereğince talebi incelemeye mahkemenin görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir.
30.04.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 144/1- a maddesi yürürlülükten kaldırıldığından mahkememizce davacının tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahsup edilip edilmediği hususu dava şartı olarak değerlendirmeye alınmamıştır.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.05.2017 tarihli yazısı ile, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.12.2016 tarih ve 2016/5315 soruşturma, 2016/2924 sayılı iddianamesi ile sanık … hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan kamu davası açıldığı, sanığın Ortaca Sulh Ceza Hakimliği’nin 10.08.2017 tarih ve 2016/49 Sorgu sayılı kararı ile tutuklanmasına karar verildiği, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26.01.2017 tarih ve 2017/3 Esas sayılı müzekkeresi ile tahliyesine karar verildiği, mahkemece 24.02.2017 tarihinde sanığın beraatine karar verildiği, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iş bu 2017/3 Esas ve 2017/40 Karar sayılı kararının isitinaf edilmeden 04.03.2017 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
Davacı vekili müvekkilinin haksız olarak tutuklu olduğu günlerde cezaevinde yaşadığı elem, ızdırap, psikolojik depresyonlar, bakmakla yükümlü olduğu yakınlarının geçimini sağlayamaması, istan edilen suçun silahlı terör örgütüne üye olma suçu olması, bu durumun çevresindeki insaları kaybetmesine sebep olması evli olan kızının bu nedenle boşanma noktasına gelmesi, eşinden çocuklarından ve ailesinden ayrı kalmanın ve onları yalnız bırakmanın maneviyatında oluşturduğu derin üzüntü ve derin manevi zararlar nedeniyle 300.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş olsa da; Yargıtay’ın süreklilik kazanan içtihatlarında da belirtildiği üzere, manevi tazminat kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun kalması nedeniyle elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesinin amçlandığı, uğranılan manevi zararın tümüyle giderilmesinin olanaksız olduğunun kuşkusuz olduğu, bununla birlikte tayin edilecek manevi tazminat talebinin, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyen tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklamanın davacı üzerinde bırakmış olduğu olumsuz etkiler dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın talep doğrultusunda 10.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı kendisinin vekil ile temsil ettirdiğinden 15.08.2017 tarih ve 694 sayılı KHK’nin 144.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 142/9 maddesi gereğince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nisbi avukatlık ücretine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/3 Esas, 2017/140 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10.08.2016-26.01.2017 tarihleri arasında 169 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 24.02.2017 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 04.03.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat miktarının 20.000,00 TL olması ve bu karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan ret kararının verilmiş olması nedenleriyle 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden:
B.1.Hükmedilen manevi tazminatın az olduğuna ilişkin temyiz istemi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.
V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2017/4073 Esas, 2019/493 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2017/4073 Esas, 2019/493 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Fethiye Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.